"Mağluplar galipleri taklit ederler."

Av.İbrahim TAŞKESTİ

 

Sayılı saatler sonra bir dönemi geride bırakarak,

resmî yılbaşı olarak kabul edilen

yeni bir zaman diliminin başlangıcına geçeceğiz.

her yılbaşı İslami rengi ağır basan(dindar-muhafazakar)çevrelerde

hiristiyan geleneklerini yansıtan yılbaşı kutlamalarına

iştirak etmenin hükmü ile ilgili

hararetli tartışmalar gündemi işgal eder.

benzer tartışmalar ülke genelinde gündeme oturduğunda ise

bazı kesimler tarafından laiklik elden gidiyor noktasına çekilir.

 

*     *     *

 

Yılbaşı; tarih başlangıcı olarak müslüman medeniyetine ait değildir,

çünkü Hz. Îsa'nın doğum tarihine bire bir uymamakla beraber

O’nun doğumu bu tarihin başlangıcı olarak kabûl edilmiş;

bundan öncesi ve sonrası için

"milattan (İsa'nın doğumundan) önce, sonra" denilmiştir.

kanaatimce bugün itibariyle hıristiyan medeniyetine ait 

bir takvimin başlangıcını kutlamanın

islamda yerinin olup-olmadığının tartışılması yerine

müslüman toplumlarının bu noktaya geliş veya

getiriliş süreçleri üzerinde kafa yormanın;

İslam dünyasını bu noktaya getiren

mağlubiyet ve taklit sürecini tersine çevirmeye yönelik

bir strateji ve misyon belirlemenin

daha anlamlı ve yararlı bir faaliyet olduğunu düşünmekteyim.

 

*     *     *

 

İbn Haldun'un Mukaddime'de yaptığı

bugün de tazeliğini koruyan önemli tespiti,

müslüman toplumlarının son  yüz yıllık

dram ve tradejisinin tek cümlelik özeti gibidir,

"Mağluplar galipleri taklit ederler."
elbette tarih göstermiştir ki

her medeniyetin geçmişinde mağlubiyetler olmuştur

mağlubiyetin de onurlusu vardır.

onursuzu vardır.
onurlarını koruyan mağluplar, mağlubiyeti içselleştirmezler,

yenildiklerinde dahi onurlarını koruyabilirler.

yenilgilerinin faturasını kendi değerlerine kesmezler.

bu yenilgiden dersler çıkarırlar.

sorunu, kendi değerlerinde değil,

değerleriyle ilişkilerinde ararlar.

o ilişkileri sağlıklı hale getirmek için çareler geliştirirler.

düştükleri yerden kendileri kalkarlar.

 

*     *     *

Geçmişte ve günümüzde kendileri olmak yerine,

galipleri taklit etmek gibi bir yola tevessül eden toplumlar

galiplerin peşini takip etmekten öte

hiçbir zaman galiplerden olamamışlardır.

kendi değerlerinden kurtulunca,

kendilerinin de galiplerden olacağına

inandırılmış olsalar bile

bu gerçek değişmemiştir.

tarih bu örneklerle doludur.

farklı coğrafyalarda aynı akıbeti yaşayan

İslam dünyasının içerisinde bulunduğu

içler acısı gerçekler gibi…

 

*     *     *

Onurlu mağlubiyetlerle galibiyet arasında

incecik bir çizginin var olduğuna olan inanç ve azimle

sevinçle, heyecanla yeni bir dönemi karşılamak.

ne kadar kara bir tabloyla karşı karşıya olunursa olunsun,

o halde dahi o anın ve geçmişin muhasebesini yaparak

doğru çözüme ulaşabilmek için

gelecekten umutlu ve farkında olmanın güzelliğiyle…

 

Herkese 2008 yılı hayırlı ve uğurlu olsun.

31/12/2007