Kurban bayramının heyecan ve gölgesinin üzerimize düştüğü, milyonlarca Müslüman’ın hac farizası için kutsal topraklarda toplandığı şu günlerde; Varlıklı Müslümanların kurban kesme hazırlığı sürmektedir.
Bilindiği üzere, kamerî aylardan zilhicce ayının onuncu, on birince ve on ikinci günlerinde Allah’a ibadet ve yakınlık niyeti ile kesilen 5 çeşit hayvana kurban (kurbanlık) denilir. Bunlar; koyun, keçi, sığır, deve ve mandadır.
Aslî ihtiyaçları ve borçlarından sonra, nisap miktarı mala sahip olan hür, mukîm ve ergen her Müslüman’ın kurban kesmesi vâciptir. Kurban: Nimetlere teşekkür mahiyetinde, Allah rızası için bir fedakârlık olduğu gibi, hem de Allah’ın kullarına bir ziyafetidir. Bu sebeple bir bölümü fakirlere, bir bölümü komşu, dost ve arkadaşlara, diğer kalan bölümü de hane halkına ikram edilir.
Böylece; her gün yüzlerce hayvan kesimiyle, çoğunlukla elitlerin et tüketimini görmezden gelerek, kurbana hayvan katliamı diyen, kimi densizlerin tam tersine, senede bir sevinç, yardımlaşma ve dayanışma yaşanır.
Hülasa olarak: Kurban dînî, ahlâkî ve sosyal pek çok faydalar ve hikmetler taşımaktadır. Akl’ı-selim sahibi her kes bunu takdir eder.
Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) meâlen şöyle buyurmuşlardır:
“Kurban kesiniz ve ona iyi muamele ediniz. Çünkü bir kimse kurban alır, onunla kıbleye dönerse, kıyamet günü o kurbanın kanı ve tüyü onu koruyan iki kalkan olur. Muhakkak ki, kurbanın kanı Allah’ın muhafazasında toprağa dökülür. Bu sebeple de çok mükâfata nail olursunuz”
“Kurban kesiniz. Çünkü o atanız Hz. İbrahim’in sünnetidir.”
“kim gücü yerinde olduğu halde, (kasden) kurban kesmezse, namazgâhımıza yaklaşmasın.”
“Kurbanlarınızı büyük (ve semiz) olanlardan seçiniz. Çünkü o kıyamet günü, sıratta bineğinizdir.”
Kurbanlık hayvanlar Allah’ın emrine boyun eğerek, teslimiyet içinde kesilirler. Mevlâ ona ilham eder. Kesileceğini bilir. Onun için, kesmeden önce onu hırpalamamalı, sürüklememelidir. Ne mutlu ona ki, bizim yerimize kendini feda ederek, Allah için kurban oluyor.
Kurbana niyet ve sahibinin ruh hali çok önemlidir. Şöyle ki;
Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki, affedilebilmem için, kendimi sana kurban etmem lazım. Fakat sen insan kurban etmeyi haram kıldığından, vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle, diyerek niyet edilir.
Besmele ile, “İnnî veccehtü vechiye lillezî fetara’s-semâvâti ve’l-arda hanîfen ve ma ene mine’l-müşrikîn” okunur. Devamla; “Allahümme inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi’l-alemin. Lâ şerîke lehû ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü’l-müslimîn” dualarını okuduktan sonra; şöyle tekbir getirilir:
“Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd. Bismillâhi Allâhü ekber.” Deyip, ara vermeden, konuşmadan hemen kendisi, kesemiyorsa vekili olan kişi keser. Hayvanı kıbleye doğru yatırıp kesmek, sonra da 2 rek’at şükür namazı kılmak sünnettir.
Kurbanın maddî ve mânevî olmak üzere yedi mühim fâidesini, Hz. Üstâzın sözlerinden öğrenelim:
1- Gadab-ı ilâhiyi söndürür.
2- Rızâ-i ilâhiyi celb eder.
3- Çok kurban kesilen bir memlekette harp olmaz.
4- Eğer bir insan maddi durumu müsait olup da kurban kesmezse, o adamın ya kendisinden veya aile efrâdından, yahut da malından, servetinden bir kan çıkacaktır.
5- Kurbanda çoluk-çocuk ve fakir-fukara için umumi maslahat ve mutlak bir menfaat vardır.
6- Kurban bayramında afv-umumî tecellî eder.
7- Kurban münkiri Allahsızların neticesi, sonu intihardır. Kendi kendilerini katlederek ebedi cehenneme yuvarlanır giderler.
Kurbanla ilgili fıkhî konular çok uzun ve detaylıdır. İlmihal kitaplarında yazılmıştır. Biz burada sadece önemini ve hikmetlerini belirtmeye çalıştık. Vacip olan teşrik tekbirlerini de unutmayalım. Arefe güzü sabah namazından itibaren, dördüncü gün ikindi namazına kadar her farz namazın akabinde tekbir getirmek vaciptir.
Bu vesileyle, bayramın ve kurbanın hayırlara, huzur ve barışa vesile olmasını dilerim.
BAYRAMINIZ KUTLU, KURBANINIZ MAKBÛL OLSUN.