Şuayip YAMAN
Haber-Yorum
Kadir Gecesi münasebetiyle Tevhit Camii’nde düzenlenen programa; Camii İmam Hatibi Menderes Bayram, Karaman Mahallesi İmam Hatibi Veysel Çalışkan ve Kurs Öğreticisi Naciye Çayırhan, Yaz Kuran Kursu öğrencileri ile aileleri katıldı.
Öğrenciler “Yaz Kuran Kursu’nda şimdiye kadar öğrendikleri bilgileri sergileme fırsatı buldular.
Programda imam hatipler tarafından Kuran Tilaveti okundu. Dualar okundu. Birlikte “Amin” denildi.
Bir Müslüman’ın kesinlikle bilmesi gereken 32 Farzın bütün şartları, Kuran Kursu öğrencileri tarafından nazari ve tatbiki olarak sergilendi.
Yine yaşları 6 ile 14 yaşında olan çocuklar; Esmaül Hüsna (Allah’ın 99 ismi) ile surelerin Arapça ve Türkçe meallerini ezbere mükemmel okudular. Keza Tevhit, Yasin’i Şerif, Hatmi Şerif’le ilgili duaları da öyle.. Ayrıca ilahiler ve şiirler okundu.
Kurs başlayalı kısa bir süre geçmesine rağmen öğrenciler performanslarında eksiksiz ve muhteşemdi. Demek ki öğrencilere ne öğretirseniz onun öğreniyorlar. Yeter ki siz öğretmek isteyin...
Programa katılan İlçe Müftüsü Bilal Kara yaptığı konuşmada, “Yaz dönemi kursları nedeniyle beraber olmaktan, çocukların öğrendiklerini mükemmel bir şekilde sergilemelerinden son derece memnuniyet duydum.
İlçemiz camilerinde düzenlenen “Yaz Kuran Kursları’nda gerek yaşlarına bakılmaksızın toplam 3.761 çocuğumuza dini eğitim verilmektedir.
Çocuklarımıza Yaz Kuran Kursları’nda 32 farz esas olmak üzere ameli yönden Namaz, Oruç, Zekat ve Hac da öğretiliyor.
Çocuklarımız toplumun çekirdeği olan aile de almış oldukları eğitimle beraber, düzenlediğimiz Yaz Kuran Kursları” ile de dini eğitimlerini alıyorlar.
Çocukların Kuran’ı öğrenmeleri gerekir. Kuran şefkatçidir. Çocuklarımıza Kuran öğretmek ise bizim görevimizidir.
Sizin hayırlınız Kuranı öğrenmek ve öğretmektir.
Kuran müminler için şifadır. Dertlere dermandır, Hastalıklara şifadır. Kuranı bilen, Peygamberlere şefaat eden, saygı ve sevgiyi bilen insanlar mesut, toplumlarda mutludur.
Bir yerde mutsuzluk varsa o yerde itaat yoktur.
Burada hizmet veren din görevlileri titiz bir şekilde görev yapıyorlar.
Din adamı, imam-hatip, müezzin, Kuran öğreticisinin, müftünün toplum nezdinde bir değeri vardır. İnsanlar bir sorun için din adamına koşarlar. Onlarda insanlara; İtaat, sevgi, saygı, hürmet öğretirler.
İslami yönden eğitilen bir kişi annesini, babasını ve büyüğünü sever.
Aile çocuğuna İslam ile ilgili her şeyi öğretmeli, yoksa olacaklardan sizler sorumlu olursunuz. Çocukları camilere göndermek ve İslam’ı öğrenmelerini sağlamak ailenin görevi ve sorumluluğudur. Onları iyi bir şekilde yetiştirmek zorundadırlar.
Kıyamet Günü’nde çocuklar, “anne ve baba bizi kurtar” dediğinde yardımcı olmak için onlara dünyada iken sorumluluğumuzu bilmeliyiz.
Buraya gelenleri kutluyorum. Kadir Gecenizi kutluyorum.
Gazze’ de katliama uğrayanların, zalimlik ve acımasızca katliam yapan İsrail’den bir an önce kurtulmalarını diliyorum. İsrail yıllardır korku politikası ile adice Filistinlilere katliamlar uyguluyor. Ne yazık ki hiçbir dünya ülkesi ve özellikle de İslam ülkesi bu katliamlara dur diyemiyor.
Ölen insanlar Müslüman olunca nedense kimseden bir ses çıkmıyor. Bu sadece Filistin’de değil diğer bütün Müslüman ülkelerde de aynı katliamlar acımasızca devam etmektedir. Katliama uğrayan diğer İslam ülkelerinin de bu musibetlerden en kısa sürede kurtulmalarını Yüce Allah’tan diliyorum” dedi.
Yaz Kuran Kursu’nda şimdiye kadar iki hatim okunmuş olup, hatimler için imam-hatipler tarafından dualar okundu.
Program sonunda “Cüzü” bitirip, Kuran’a geçen öğrencilere imam hatipler tarafından Kuran hediye edildi.
Çocuklar Ebeveynlerine Kuran’ı Öğretmeli...
Çocukların dini eğitimlerini genelde ebeveynlerinden almaları gerekirken, şimdilerde durum tersine dönmeye başladı. Gördüğüm kadarıyla ebeveynler eksik ve yanlış bildikleri dini eğitimi inşallah çocuklarından öğrenecekler. Yaz Kuran Kurslarına giden çocuklar Kuran’ı çok güzel öğreniyorlar. Hem de mealleri ile birlikte.. İnşallah ileri ki yaşlarda da yaşamaya başlarlar ve ebeveynlerine de öğretirler.
“Herkes Dinini Diyanetini Öğrenmek Zorundadır...”
İlçe Müftüsü ilçemiz camilerinde 3.761 çocuğumuzun Yaz Kuran Kursları’na devam ettiğini söylüyor. Oysa ilçede 65 okulda 22 bin öğrenci eğitim ve öğretim görmektedir. Onların da dini eğitime ihtiyacı yok mu?
“Herkes dinini ve diyanetini öğrenmek zorundadır. Bunun yeri de mekteplerdir.” Ahlaki ve manevi değerler genelde mekteplerde öğretilmediği için İlçe Müftülüğü Yaz Kuran Kursları düzenlemek zorunda kalıyor. Ve bu suretle büyük bir boşluğu dolduruyor.
Bu suretle çocukların zararlı mekânlara gitmesini ve özellikle de “Uyuşturucu Kültürü”nün tuzağına düşmesini önlüyor. Böylece Allah katında hayırlı bir iş yapmış oluyor. Allah emeği geçenlerden razı olsun...
Kuran Kerim’in Türkçe meali ülkemizde, ilk, orta ve liselerde ve hatta üniversitelerde bile zorunlu olarak okutulmalıdır. Temel Eğitim 12 yıl olmalı. Öğrenci ilk yıl Türkçe okuyup, yazmayı öğrenmeli, ikinci sınıftan 12. sınıfa kadar; Din İşleri Yüksek Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı Uzmanları ve Din adamlarından oluşan bir komisyon tarafından hazırlanan müfredat programı çerçevesinde Kuran’ın Türkçe mealini ders kitabı olarak okumalı. 12. sınıfta ise yapılan test programları ile mesleklere yönlendirilmeli...
Öğrenciler beşinci sınıfa (12 yaşına) gelince de isterse; Kuran’ın Arapçası, İncil, Tevrat ve Zebur’u seçmeli ders olarak okuyabilmeli.. Çünkü ülkemizde azınlıklarda var. Hani birileri de çıkıp dört kitabın hakkı bir diyorlar ya, işte onun için!..
Oysa Al-i İmran Suresi’nin 19 ayetinde, “Allah katında din İslam’dır” denmektedir.
Kuran’ı Okumak, Anlamak ve Yaşamak Önemli...
Yüce İslam Dini’nde esas olan, “Kuranı okumak, anlamak ve yaşamaktır”. Yoksa Kuranı ezbere okumakla, surelerin anlamını bilmeden namaz kılmakla maalesef Müslüman olunmuyor. Ancak kendimizi kandırırız. Okuduğumuz sürelerin veya ayetlerin de mealini öğrenmek ve bilmek zorundayız. Yüce Allah Maun Suresi’nde, “ ... Vay o namaz kılanların haline, değerini bilmezler, gösteriş yaparlar” buyurmuşlardır.
Yüzde 99,2 ‘si Müslüman olan ülkemizde, Kuran’ın özeti olan Fatiha Süresi’nin Türkçe mealini bile bilmeyen Müslümanların sayısı oldukça fazladır. Bu nasıl Müslümanlıktır?
Zaman zaman yaşları kemale ermiş ve saçı-sakalı ağarmış insanlara Fatiha Suresi’nin Türkçe mealini soruyorum. Ikınıyorlar, sıkınıyorlar, kekeliyorlar, ofluyorlar, pufluyorlar ama maalesef bilmiyorlar. Ne hazin bir manzara değil mi? Hatta sizden baskın çıkıyorlar, “Bize öğretilmedi ki” diyorlar. Lafa gelince her şeyi bilen bu insanlar, “7” ayetlik bir süreyi neden öğrenmiyorlar? Çünkü bazılarının işine gelmiyor da ondan...
Günde 5 vakitte toplam 40 rekat namaz kılan ve 40 rekatta da Fatiha Suresi’ni adeta bir papağan gibi 40 defa okuyan bir Müslüman! Merak edip üstelik de Kuran’ın özeti olan bu Fatiha Suresi’nin Türkçe mealini neden bilmez veya öğrenmek istemez? Din adamları bu surelerin mealini camii cemaatine neden öğretmezler? O kadar mı zor?
Sadece “Elhamdülillah Müslüman”ım demekle olmuyor. Okuduğumuz sure ve ayetin ne anlama geldiğini de bilmek ve öğrenmek zorundayız.
Bizler alemlere rahmet olarak gönderilen İslam Dini’nin ayrıcalıklı mensuplarıyız. Bu biz Müslümanlar için büyük bir onur ve gururdur. Bu dinin kutsal kitabı Kuran’ı Kerim’dir. Peygamberi de son peygamber olan Hazreti Muhammed’dir.
Ama ne hazindir ki; Kurtuluş reçetesi; Allah’ın Kutsal Kitabı Kuran’ı Kerim ve Peygamberimizin gerçek Hadisleri iken, birtakım sözde Müslümanlar kurtuluşu maalesef birtakım tarikat ve cemaatlerde aramakta, dinini, diyanetini gerçek anlamda bilmedikleri için paraya, makama veya mevkie ve hatta Allah’ın yarattığı aciz kullarına bile tapınmaktan geri kalmamaktadırlar. Bunların İslam öncesi Cahiliye dönemindeki putlara tapanlardan ne farkı var? Bunun tek nedeni ise cehalettir, İslam Dini’ni yeterince bilmemektir.
Oysa İslam dini akıl ve bilime dayanan bir dindir.
Burada din adamları vebal altındadır. Din adamları Allahın yeryüzündeki elçileridir. Görevleri de alemlere rahmet olarak gönderilen Kuran’ı Kerim’i ve Peygamberimizin gerçek hadislerini insanlara eksiksiz ve doğru olarak öğretmek ve yaşatmak olmalıdır. O zaman hiçbir insan tarikat ve cemaatlerin arkasından koşmaz. Allah’ın sevgili kulu olurlar.
Bu vesile ile gerçek Müslümanların “Kadir Gecesi”ni kutlar, tüm İslam Âlemine hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan dilerim.