İbadet: Kul olarak, Yaratanın emirlerini yerine getirmek, yasaklamış olduğu, büyük ve küçük, günahlardan uzaklaşmak Ve rızasına uygun olan işleri yapmaktır. İbadetin yapılmasında sevap, terkinde ise azap vardır. Kula düşen görev; Allah'a olan saygı, tazim ve hürmette kusur etmemeye çalışmaktır.
Kul, Allah’ın rızasına ulaşmayı nasıl elde eder. “En tabudallah’a keenneke terahü…/ Senin Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmen,sen Allah’ı göremezsisin ama, O seni görüyor” (Müslim,İman 1,5) Bakara süresi ayet 21 “Ey insanlar? Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah’ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.”
Dünya üzerinde yaşayan insanların pek çoğu cisimlere veya cisimler vasıtasıyla Allah’a tapmaktadırlar. Zümer süresi ayet 3 “…onlara (putlara) bizi sadece Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz “ demektedirler.
Diğerleri ise;
Elleriyle yaptıkları putlara tapanlar, Aya, Güneşe tapanlar, Ateşe tapanlar, Öküze tapanlar, Yıldızlara, tapanlar, Buzağıya tapanlar, Haça tapanlar, Tabiatçılar… Bir takım uydurma şeylere tapanlar şimdiye kadar hep var ola gelmiş ve halende mevcutturlar.
İşte kur’an’ı kerim bunların hepsini red etmiştir. Kur’an’ı kerim Fatiha süresi 5. Ayetinde “ (Rabbimiz) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız” beyanı yer almaktadır. İbadette; gaye kulluk görevlerini yerine getirmek ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaktır. Zariyat 51/56 “ Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım”. İbadette esas olan samimiyettir. Bu doğrultuda, Zümer süresi ayet 2 “…Sende dini Allah’a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et”
İbadet yapmanın, zamanı varmıdır Hicr süresi ayet 99 “Sana (ölüm) yakın gelinceye kadar Rabbine ibadet et” buyrulmaktadır. Kulun ibadetindeki samimiyet ölçüsü nedir? “Rabbının adını an, bütün varlığınla 0’na yönel” ((Müzzemmil, ayet, 8)
Allah’a karşı yapılan kulluk görevlerimiz nelerdir? Başlıca imandan sonra, ibadetlerimiz; namaz, oruç, zekât ve hac olarak sıralayabiliriz. Bu ibadetler Akıllı ve Erginlik çağına gelen her Müslüman erkek ve kadına yapılması farz olan ibadetlerdir.
İman ettikten sonra, buluğ çağına gelince, kulun ibadet etme görevleri başlar. İbadetlerin önde gelenleri farz ve vacip olan ibatelerdir. Bu ibadetleri yapmak, Yaratan Yüce Rabbimize karşı bir kulluk borcu ve vazifesidir. Bu farz ve vacip olan ibadetlerin yanı sıra, birde sünnet ve nafile olan ibadetler vardır ki, Kişi bu ibadetleri yapmakla Allahın rızasına, daha çok, yaklaşmış olmaktadır.
Yapılış itibariyle ibadetler üç çeşittir.
1.Bedenen yapılan ibadetler. Namaz ve oruç gibi. Bu konuda Peygamber efendimiz (sav) “Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız öyle namaz kılın” buyurmaktadır.
2. Maddi imkânlarla yapılan ibadetler. Zekât, fitre gibi, mali yönden verilen sadakalardır.
3.Hem mali ve hemde bedenen yapılan ibadetler ise, Hac ibadeti gibi.
İbadetgâh nedir? İbadetgâh camidir, mesciddir, her hangi bir seccadedir ve ya toprak ve tahta, taştır. Bunların temiz olanlarının hepsinin üzerinde namaz kılınır ve ibadetlerimizi yapa biliriz. Bu konuda hırıstıyanlakta ve Yahudilikte olduğu gibi havra ve kiliseye has değildir. Temiz olan her yer namazgâhtır. Peygamber efendimiz (sav) bir hadislerinde “Cuıletilardu mesciden ve tahuren/yer mescid ve temiz kılındı” buyurmuşlardır.
İbadetten Allah’ın sevgili kulları olan Peygamberler bile muaf tutulmamıştır. Müminun süresi ayet 51 “Ey peygamberler? Temiz olan şeylerden yeyin; güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı bilmekteyim.“ Allah’ın azabından kurtuluşun yolu ibadet ve Allah’a kulluktan geçmektedir.
İslamiyetin doğuşundan önce, insanlar vahşilikte ve puta tapmakta nasıl ileri gittiklerini, Hz. Ömer ( ra) Müsliman olmazdan önceki şu sözlerinden öğrenelim.”Ben müsliman olmazdan önce iki şeyden dolayı, birisinden ağlamadan, diğerinden de gülmeden edemem der. Gülmeden edemediğim şey; hamurdan put yapardık, önce o puta tapardık, acıkınca da, onu yerdik. Bunu hatırlayınca gülmeden edemem. Diğeri ise, diri diri kendi kız çocuğumuzu elimizle kazdığımız çukura gömerdik, Bunu hatırlayınca da gözyaşlarımı tutamamaktayım. İslamiyet bizleri o günlerden bu günlere taşımıştır.
Kulun, kulluk görevini yapması, ebedi saadet diyarının kapısını açmasıdır. Cenab’ı hak bizleri ibadetin her çeşidini ifa etmeye çalışan ve fecr süresi 27,28,29,30 ayrtindeki “Ey huzura kavuşmuş insan! Sen 0’ndan hoşnut,0 da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” müjdesine mazhar olan, bahtiyar kullarından eylesin. Allah’a emanet olunuz.