KOMÜNİST TEHLİKE BİTMEDİ HENÜZ !!!

Hüseyin Uçkun

       Çözüm süreci ile birlikte pkk bir müddettir saldırıları kesmiş gözüküyor.  Hükümetin çabaları sonucunda Güneydoğu’da silahlar durdu. Bazıları gerçekten bu komünist yapı bitti mi diye düşünmeye başladılar.30 yılı aşkın süredir ideolojisi kan dökmek, saldırmak, korkutmak,yakıp yıkmak olan bu sapkın ideolojiden kurtulduk galiba diyenler olmaya başladı. Tabi ki gönlümüzden geçen bunlar. Onbinlerce şehidimizin ardından artık tarihin sayfalarından tamamen silinmesini tüm gönlümüzce istiyoruz elbette.  Fakat …..  !!!

        Öncelikle karşımızdakini iyi tanımalıyız. Karşımızdaki  sadece yakıp yıkan, kan döken,korkutmak isteyen,saldıran eli kanlı bir terör örgütü mü yoksa belli bir ideolojiye iman eden kendi sapkın inancına delicesine tam bağlanmış, Darwinist, Leninist ve Komünist  bir yapılanma mı. Örgütün kurucusu bizzat kendisi kitaplarında Dinsizliğini vurguluyor.Ailenin olmaması gerektiğini Lenin’i örnek almaları gerektiğini bir çok defa vurguluyor. Marx’ın Lenin’in Mao’nun komünist taktiklerini yapmaları gerektiğini açıkça söylüyor. Sözlerinden bazıları şunlar ;

  • Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız Tanrı'dan, ideolojiden kopmalıdır. Ben çok uğraştım sonunda Tanrıdan koptum.”  (1)
  • “….çok tehlikeli, ideolojik, politik, ahlaki, kültürel ve ekonomik gericiliği yaşatan tehlikeli bir kurumdur aile.”  (2)

(Yüce Allah’ı tenzihederiz. )

         Ayrıca bebek katili, ideolojik olarak takip ettiği Darwin, Lenin, Marx, Mao gibi kişilerin resimlerini pkk nın parti kongrelerinde asmakta ve onların fikirlerini,uygulamalarını kendisine ilke edinmektedir ;

  • “…Bu denli iç içelik söz konusudur. İnsanı üreten evrim zincirine saygıdır.” (3)
  •  ...Biz ulusal kurtuluş mücadelesini böyle gelişmiş savaş düzeyine ulaştırmak için ise silahlı propaganda ile başlanması gerektiğini, ajitasyon, propaganda ve örgütlenme görevlerinin başarılmasının temel aracının silahlı propaganda olacağını, devrimci yapının yaratılmasında temel iskele görevini silahlı propagandanın göreceğini belirtiyoruz...“ (4)
  • “Bazı kimseler bizi zalimliğimiz sebebiyle ayıpladıkları zaman, bu kişilerin en basit Marksist prensipleri dahi nasıl unutabildiklerine hayret etmekteyiz."  (5)
  • “Lenin 1900’de ne ise ben de 21. yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum…”  (6)
  • “Bir adım ileri, iki adım geri...proleterya örgütünün ve parti disiplininin eninde-sonunda tam zafer kazanacağından kuşku duymak,alçaklığın en canicesi olur.”  (7)

        Yıllardır komünist bölücülük yapan bu örgütten gördüğümüz ve anladığımız odur ki, şu an Lenin’in iki geri bir ileri taktiğini uygulamaktadırlar. Yani kendi davalarında (sözde) başarıya ulaşmak için şu an toparlanma içine girmektedirler. Son günlerde medyada Özerklik ve Fedarasyon gibi söylemler ile seçimlerden sonra (sözde) bağımsızlığını ilan etme arayışı içine girdiler. Devletimiz ve Milletimiz bu konuda uyanık ve dikkatli olmalıdır. Bizler, Güneydoğudaki canımız kürt  kardeşlerimizi bir avuç komünist pkk lıya asla bırakmayız ve bırakmayacağız da. He toprak mı istiyorlar bizden. Gelsinler alsınlar. Ama önce 70 milyonu şehit etmeleri gerekiyor. Bunu unutacaklar. Bizler dindar ve mukaddesatçı  bir milletiz. Toprağımız vatanımız annelerimiz bacılarımız dedelerimiz olmadan yaşayamayız. Kürt kardeşlerimiz bizim canımız bir parçamızdır. Biz onlarsız onlar da bizsiz yaşayamaz. Gün…. dikkatli ve uyanık olma, birlik olma günüdür.  Allah müslümanlara bölünüp parçalanmamız gerektiğini bildirmektedir;

“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. dağılıp ayrılmayın.” (Ali İmran Suresi, 103)

 

Saygılarımla,

Hüseyin Uçkun

 

Kaynaklar  ;

( 1 ) :  (Abdullah Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 204)

( 2 ) :  (Kürdistanda Kadın ve Aile, s. 48)

( 3 ) :  (Abdullah Öcalan, "Bir Halkı Savunmak" isimli kitabın "Ortadoğu'da Günce Durum ve Olası Gelişmeler" bölümünden alıntı)

(4) : (Abdullah Öcalan, Seçme Yazılar, 1. cilt, s. 213)

(5) : (Lenin ; Pravda Gazetesi, 29 Ekim 1918)

(6) : (Özgür Yaşamla Diyaloglar, s.201)

(7) : (Lenin, Bir Adım İleri, İki Adım Geri, s.267)