Mehmet Ali Talat ile Hristosyas Kıbrıs" da federal hükümete gidiyor.Oysa federal hükümet daha önce denendi ve Eokacıların yürüttüğü Akritas Planı neticesinde (Kıbrıs"ın Yunanistan"a ilhak planı)1974 Barış Harekatı ile bugünlere gelindi.Şimdi yeniden federal hükümet ile 1963 lere geri dönülmek isteniyor.Ancak Rumların bu sefer bir Akritas Planına ihtiyaçları olmayacak.Çünkü AB doğrudan tarafdır ve AB içinde KKTC"de doğrudan Yunanistan"a bağlanmış olacak.
Papadapulos iktidarda iken Annan Planını reddetmişti.Hristosyas ise kabul ediyor.Oysa Hristosyas iktidara gelişinde en büyük desteği Papadapulos"dan aldı.Yani Rumlar siyaset yapmayı Türkiye iktidarlarını oyuna getirmeyi çok iyi biliyorlar.Önce bize Annan Planını biz reddediyoruz,siz kabul edin ve uluslararası kamuoyunda puan kazanın"diyorlar.Biz de kabul ediyor ve Kıbrıs konusunda ulusarası kamuoyunu lehimize çevirdik diye kendimizi kandırıyoruz.Güya uluslararası kamuoyu şimdi yanımızda! İzolasyonlar da kalktı!
Şimdi Talat"dan Annan Planına ilaveten birkaç taviz daha istenecek.Annan planı aynen olmaz onu zaten kabul etmiştiniz denilecek.Aslında onlar Annan Planına da razılar.Biz de hiç değilse Annan Planı olsun,zaten kabul etmiştik diyeceğiz ve Kıbrıs elden gidecek.
Efendim Kıbrıs"ta bir çözüm olmasın mı?Üstelik Annan Planı iki kesimli iki toplumlu bir federe devleti öngörüyor.Bizim istediğimiz de bu değil mi diye Türk Halkı kandırılmaktadır.
Güney Kıbrıs AB üyesi olmuştur.Kuzey Kıbrıs"da AB üyesi olacak ve AB Anayasasını kabul edecek.Yunanistan"da AB üyesi.Yani üçü AB içinde tek devlet olacak.Türk askeri adayı terk edecek.Bu Akritas Planının gerçekleşmesi demektir.Bu plana karşı Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı ve şehitler verildi.
AK Parti Kıbrıs konusunda izolasyonların kaldırılması için çalıştı.ABD ye ve AB ye defalarca taleplerini iletti.Hiç bir somut açılım elde edemedi.Çünkü Kıbrıs"ın tamamını artık sadece Yunanistan istemiyor AB de istiyor.ABD ve İngiltere de bu nedenle Türkiye"ye ümit vaad ediyor.Ama bize ümit yetmiyor,somut adımlar gerekiyor.ABD ve İngiltere KKTC"ni neden tanımıyor?Çünkü Yunanistan"a vefa borçları var.
Kıbrıs konusundaki en üzücü olay ise adada 1974 öncesinde kan dökülmesinden dolayı bir sorun varken 1974 Barış Harekatı ile adaya huzurun gelip çözümün sağlanmış olmasına rağmen hala batının dilinden sanki adada süren bir çözümsüzlük varmışçasına "Kıbrıs sorununun çözümü"gibi ithal laflar edilmesidir.Oysa sorun vardı ve 1974 de çözüldü.
Artık yapılması gereken geçmiş tecrübelerden iki halkın bir arada yaşamasının mümkün olmadığı tezi ile KKTC"nin tüm dünyada tanınmasının sağlanmasıdır.1974 den bugüne kadar hiçbir iktidar bunun için çalışmamıştır.Ve hep ithal bir ağızdan adada çözüm lafzına takılmışlardır.
Oysa İslam konferansına ilk adımda ilk karşılığı aldık.Artık KKTC İslam Konferansında gözlemci olarak bulunacak.İkinci adım da atılsa belki de tanınacak.Ama isteyen kim? ABD" siz İngiltere"siz,şimdi de AB siz adada çözüm olmaz görüşü hakim.Onlar için çözüm basit verirseniz Kıbrıs"ı Kıbrıs sorunu çözüldü diyecekler. Veremeyeceğimize göre onlar için bu sorun kıyamete kadar sürecektir.Bize göre ise sorun 1974 de çözülmüştür.
Ama batı sarhoş gibidir,laftan anlamaz,siz ne derseniz deyin o bildiğini yapar.Savaşır yenerseniz ama o savaş kazanmış gibi her şeyinizi ister.Yunanistan ve Girit de savaş yapılmadan verildi.Onlar buna alıştı,sarhoş mantığı ile istediklerini almaya.Akıllı olunmazsa yine alırlar ve Kıbrıs bu sefer gerçekten gider,tıpkı Yunanistan ve Girit gibi.