Sistem yazıları serisi (2)
Geçtiğimiz asırda “Adil düzen” konusunda çalışmalar yapmış ilim ve siyaset adamlarına da rastlıyoruz. Bunlardan önemlileri Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Prof. Dr. Osman Altuğ, İzmir Akevlerden Süleyman Karagülle ile arkadaşları, Prof. Dr. Arif Ersoy, Doç Dr. Mete Gürdoğan ve daha niceleri… İşin hem ilmini ve hem de uygulamasını 1969 bu yana yapan Prof. Dr. Necmettin Erbakan görülmektedir. Erbakanlı hükümetlerin adil düzen konusunda yaptığı icraatları ileri bir yazımda tekrar ele alacağım.
Sistem, insanların bütün hareketlerini tanzim eder. İyi ve faydalı işleri teşvik eder, yapanları ödüllendirir. Kötü ve çirkin hareketleri yasaklar ve yapanları cezalandırır. Böylece toplum iyi hareketleri yapmaya yönlendirilirken, kötü hareketleri yapmaları engellenir. Bir de bunun tersi vardır. Bazı sistemler ki biz bunlara batıl sistemler diyoruz, kötü ve çirkin hareketleri yapmaya teşvik eder, iyi hareketleri yapmayı engeller ve yapanlara cezalar verir.
İçki içmek iyi bir hareket midir? Devletin koruması altında olması gereken “akıl” nimetini, sarhoşluk vererek gideren, sonra o insanın ne yaptığını bilemez hale getiren, sonra da ya direkt olarak çevresindeki insanlara ve endirekt olarak mesela kullandığı araba ile trafik kazalarına karışan, kendinin ve birçok masum insanın canını tehlikeye sokmak iyi bir şey midir? Bu insan ayıkken toplum içinde kendine verilen görevleri yerine getirecek, milli değerlerimize katkıda bulunacak ve insanlığa faydalı olacaktı. Belki yeni buluşlar ile ilmin ve tekniğin önünü açacaktı. Ama içki onu sarhoş ederek aklını giderdikten sonra bırakın insanlığa faydalı olmayı kendine bile faydası olmayan bir insan haline gelmektedir.
TÜM KÖTÜLÜKLER YASAKLANMALI
“Efendim, ben içiyorum ama az içiyorum. Bu da bana zarar vermiyor” diyenlere rastlıyoruz. İçki içmenin ölçüsü insanın eline bırakılırsa o bir gün ya çok sevinir çok içer, ya da çok üzülür yine çok içer, bir bakarsın ki ölçüyü kaçırmıştır. İslam buna fırsat vermemek için “Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır (yasaktır)” buyurarak, Müslümanların bu pisliğe bulaşmalarını önlemiştir.
Aynı fikir jimnastiğini kumar için yapın. Zina için yapın. Hırsızlık için yapın. Yalan söylemek için yapın. Göreceksiniz ki her kötü iş sonunda hem o işi yapana ve hem de çevresindekilere büyük zararlar vermektedir.
Ülkemizde içki içmek serbest midir? Çok duymuşuzdur, yılbaşı gecelerinde içkiyi fazla kaçıranlara devlet bir polis vererek evlerine götürüyorlardı? Yıllık üretilen ve tüketilen içki miktarı ne kadardır? Bunun yıllara göre dağılımı nedir? Devlet töreniyle kurdelesi kesilerek yeni açılan içki fabrikaları nelerdir? Girin internete bu rakamları kendiniz bulun. Ondan sonra da her gün artan trafik kazalarını, mala, cana ve ırza yapılan tecavüzleri görün. Kötülüklerin Ramazan ayında neden azaldığına bakın.
Doğrusu o dur ki içki üretmek ve tüketmek yasaklanmalı, bir kişi ben zevk edeceğim diyerek, kendi başını da başkalarının başını da yakmamalıdır.
Bütün iyiliklerin teşvik edildiği ve bütün kötülüklerin yasaklandığı tek sistem “Adil düzen”dir. Bir başka deyişle “Adil düzende” bütün insanlar, iyilik yapmak için yarışan birer “iyilik meleği” dirler. Bu mümkün müdür, diyenlere, Peygamberimizin Veda hutbesini dikkatli bir şekilde okumalarını tavsiye ediyorum.
VEDA HÜTBESİ
Her bir kelimesi bir devrim niteliğinde olan “Veda hutbesi” nin bir yerinde Peygamberimiz (s.a.v); “Artık bundan sonra Şeytan sizin topraklarınızda hükümranlığını kaybetmiştir. Küçük şeylerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir” buyurmuştur.
“Şeytanın hükümranlığını kaybetmesi…” ne demektir? Şeytan mı, şeytanlığından vazgeçmiştir yoksa insan mı şeytana olan kapılarını kapatmıştır? Hayır, bunların hiç biri değildir. Ne Şeytan şeytanlığını bırakmış ne de insan ona karşı zafiyetini terk etmiştir.
Şeytan insana ne yaptırmak ister? Ebedi (sonsuz) olarak Cehennem de kalacak olan Şeytan, kendisine Allah’ın verdiği mühlet sonuna kadar iyilik yolunda giden insanı kandırarak onun da kendisiyle birlikte Cehennemlik olması istemektedir. Şeytan, insanın yalan söylemesini, içki içmesini, hırsızlık yapmasını, milletin malını hortumlamasını, zina etmesini, kumar oynamasını bu ve benzeri kötülükleri ona iyi gösterir. Mesela içki müptelası (bağımlısı) bir insana, “niçin içki içmemesinin değil, bu akşam birkaç kadeh daha atarsa bu kendisine niçin zarar vermez?” in delillerini verir.
Veda hutbesinde Peygamberimiz, Medine de İslam devletini kurmuş ve Adil düzene geçilmiştir. Bu hutbe Peygamberimizin Devlet başkanı sıfatıyla yaptığı bir hutbedir.
Şeytan sizin yalan söylemenizi ister ama karşınıza yalan söyleyene verilecek ağır cezalar gelir, sizi içki içmeye yönlendirecek, Adil düzen de ki içki içene verilecek ağır cezalar gelir, hırsızlık yaptırmak isteyecek ancak, hırsız için verilen ağır cezalar gelir… Bütün kötülüklerin karşılığı ağır cezalarla (caydırıcı olması içi) kapatılmıştır. Bunlardan birini yapmak isteyen, istese de yapamaz. Böylece Şeytan Adil düzen de insanları kandırarak onlara kötülük yaptıramaz. Ayrıca adil düzen insanların iyilikler yapmasını ister ve iyilik yapanlara verilecek büyük mükâfatları (ecir ve sevap) açıklar.