İSLAMİ AÇIDAN, HELAL VE HARAMLAR NELERDİR?

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

 

            Helallerle iştigal etmek, haramlardan uzak durmak, ferdin ve toplumun yararına ve insan’ı dünya ve ahiret mutluluğuna götürür. Helaller: Allah’ın meşru kıldığı ve yapılmasında, yenmesinde, içilmesinde, kullanılmasında, satış ve alınmasında, evlenilmesinde, engel ve sakınca, olmayan şeylerdir. Kur’an-ı Kerim Bakara Suresi Ayet 168’de “ Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helal ve temiz olanlarından yiyin...” buyrulmaktadır.

Bir insanın elinin harama uzanmaması, dilinin yalan söylememesi, gözünün (kem) kötü gözle başkasına, bakmaması için, kişinin helâlından yemesi, içmesi ve giymesine bağlıdır.

            Haram gıdayla beslenen vücut ile yapılan duanın, kabul edilmediği şu olayda, bildirilmektedir; Peygamber Efendimiz (SAV) ‘e ashabdan Hz.Saad (RA) geliyor “Ya Resulallah ben dua ediyorum, duam kabul olunmuyor” diyor. Peygamber Efendimiz (SAV) ise cevap olarak “Ya Saad, lokmalarını yediğin ve içtiğin gıdalarını tıp etki,    (helalden daha üstün yap ki) duan, kabul olunsun” buyurmuşlardır.

            Helaller; İnsanı dürüstlüğe, doğruluğa, güvenirliğe ve Allah’ın rızasına götürür.

            Biz Müslümanlar, gönlümüzde, daima helal duygusunu yaşatmalıyız. Bedenimizi de helal lokmalar ile beslemeliyiz, haramın her çeşidinden de kaçınmalıyız.

            Ashab’ı kiramın hanımları, eşlerine “Bize haram lokma yedirmeyin, biz açlığa dayanırız, ama! Haram gıda ile beslenirsek, Cehennemde yanmaya dayanamayız” derlermiş.

            Müslüman’ın gönlü, tıpkı pusulanın ibresinin, yönleri gösterdiği gibi, bizim de kalbimiz, helali göstermelidir.

Bu doğrultuda yüce Yaratıcının, bütün peygamberlere hitabı, Mü’minün suresi Ayet 51’de “Ey Resuller, temiz ve helal olan şeylerden yiyin. Güzel işler yapın ben sizin yaptıklarınızı, hakkiyle, bilmekteyim.” Buyrulmaktadır Buradaki, peygamberlere hıtab, dolaysıyla ümmetlerine de şamildir. Lafzın hususiyeti mananın, umumiyetine mani değildir.

 

            Haramlar: Allah’ın koyduğu yasaklardır. Yasakların konulması, toplumun, ruh ve bedenen sağlıklı yaşamı, mutluluğu ve saadeti içindir. Allah (CC) bu yasaklarını, kullarını sevdiği ve her türlü zararlardan korumak için koymuştur. Nasıl ki, bir mekanik cihazı veya bir uçağı yapan mühendis, onun sağlıklı çalışması ve iyi bir hizmet verebilmesi için, katalogunu hazırlamıştır, Yüce Rabbimiz de, yarattığı kullarının huzur ve saadeti için, bazı yasaklar koymuştur. Kullar, konulan bu, yasaklardan kaçındıklarında, Allah’ın sevdiği iyi birer kul olurlar.

            Allah’ın koyduğu yasakların bir kısmını sayacak olursak; Zulüm etmek, kibirlenmek, haksız yere mal edinmek ve kul hakkını üzerine geçirmek,  faizcilik yapmak, tefecilik yapmak, yalan söylemek, yalan yere şahitlik yapmak, gıybet etmek, zina yapmak, içki içmek (sarhoşluk veren her türlü içecek ve uyuşturucu maddeleri kullanmak),haksız yere, adam öldürmek, hırsızlık ve kapkaç yapmak, stokçuluk yapmak, harp meydanlarından kaçmak, yalan söylemek, hileli mal satmak, namuslu insanlara iftira etmek, dolandırıcılık yapmak, çalıştırdığı işçinin ücretini ödememek, yaptığı işlerde ve imal ettiği mallarda hile yapmak, söz verdiği zamanlarda sözünü tutmamak, vadesi geldiği halde borcunu, ödememek, anne-babaya asi olmak, rüşvet almak ve vermek, ölçü ve tartıda eksik yapmak, hile yapmak, bozgunculuk yapmak, ihtikâr ve kara Bursacılık yapmak, gibi, hususlar, İslam dininin yasakları arasındadır. 

Bunlardan başka Maide suresi Ayet 3’te “Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş (tahta veya taşla) vurularak öldürül)muş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanmış ve canavar parçalayarak ölmüş olan hayvanlar-henüz canları çıkmadan kesmeniz hariç- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal okları ile kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (insanı yoldan çıkaran kötü şeylerdir)... ” buyrulmaktadır.                                                              

          Yüce Allah, maide süresi ayet 87 de ”Ey iman edenler!,( Allah’ın) size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez. Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allahtan korkun” buyrulmaktadır.                                                                                                             Peygamber, efendimiz, (sav) bir hadislerinde “tembelliği ve başkalarının, sırtından geçinmeyide, yasaklamıştır.                                                                                           

           Helal rızık isteme konusundaki, düa” Allahümmekfini bihelalike, an haramike, ve ağnini bi fadlike  ammen sivake” düası okunmalıdır. Bu düanın anlamı: Ey Allahım ! beni helalından yetindir. Haramlardan uzaklaştır. Kendi fazlından kereminden, lutfundan ver, helâlın dışındakilerden ( haramlardan rızık verme).                                               

          Mevla’mız bizleri helal ile iştigal edip, haramlardan, kaçınmayı, nasıp etsin. 

. Allah’a emanet olunuz.