Ülke genelinde şehirleşmenin hızla mesafe kat etmesinden dolayı şehir (kent) nüfusları günümüzde olduğu gibi 23 Temmuz 2004 tarihinde “Metropol İlçe” olan kentimizde de zamanla artacaktır.
Bu nedenle de kentsel atıklar çevrenin daha da kirlenmesine sebep olacaktır.
Yerel yönetimler maalesef hali hazırda geçerli olan “Temizlik İşleri Yönetmeliği” ile bu güne kadar bu sorunu kökten çözememişlerdir.
Bu nedenle sorunun kalıcı çözümünde ruhsatlandırılan mimari projelerin hazırlanma aşamasında evsel atıkların çevreye zarar vermemek üzere toplanmasını da kolaylaştıracak geliştirmeler yapılmalıdır.
Konuyla ilgili olarak daha önceleri de yazılar yazdım. Ama gerek yetkililerin ve gerekse vatandaşların bir kulağından girdi diğer kulağından çıktı. Maalesef kalıcı bir çözüm üretilemedi.
Sağduyusuz, sorumsuz ve vurdumduymaz vatandaşlar hala yedikleri yiyeceklerin kabuklarını, kutularını ve jelâtinlerini, içtikleri sigaraların izmaritlerini rastgele yerlere atmaya devam etmektedirler. Bu konuda yerel yönetimler zaman zaman ikaz ve duyurular da bulunsa bile bunlar vatandaşlar tarafından kale alınmamaktadır.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Çevre insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. Bunları etkileyen ve zorlaştıran her yanlış hareket çevredir.
Yani kısaca canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir. Çevre geleceğimiz için çok önemli katkılarda bulunur. Eğer çevremizi kontrol altında tutamazsak, bu bizim için ilerde pişman olunacak bir duruma gelir. Yaşam ve çevre birbirlerine bağlı iki önemli yaşam çerçevesidir.
İlçemizde çevre kirliliği yapan olumsuzlukların başını trafik kirliliği çekmektedir. Yanlış park, insan ve araçların geçişini engellemek, olumsuz ve rahatsız edici egzoz sesleri ve kendinizin dışında başkalarının duyup rahatsız olacağı müzik sesleri. Bunlar başlı başına bir başkasını rahatsız edici çevre kirliliğidir.
Bir toplumda otururken veya toplu kullanım alanlarında yüksek sesle konuşmak bir gürültü kirliliğidir. Komşunun komşuyu yüksek ses ve gereksiz saat de tamirat yaparak diğer komşuyu rahatsız etmesi bir gürültü kirliliğidir. Üsteki komşunun alttaki komşuyu rahatsız edecek şekilde gürültü yapması, çocukların evde alt komşuyu rahatsız edecek şekilde oyun oynamaları ve yüksek sesle televizyon izlenmesi bir gürültü kirliliğidir.
Mesela çöp ve atık kullanımları da aynıdır. Çöpleri, çöp poşetinin ağzını sıkıca bağladıktan sonra çöp kutusuna atmalıyız. Yere tükürmemeliyiz. Ormanları kirletip ateş yakmadan korumalıyız. Ağaçlara zarar vermemeliyiz. Çimlerin üzerinde ateş yakmamalıyız. Hayvanlara zarar vermekten kaçınmalıyız. Denizleri kirletmemeliyiz. Evcil hayvanlarımızın atıklarını temizlemeliyiz.
Çevremizi sahiplenmeli, değerini önemini çocuklarımıza öğretmeli, büyüklerimize de anlatmalıyız. Enerji tasarrufu kullanmalıyız. Pis suları sokağa dökmemeliyiz.
- Tuvaletimizi(büyük-küçük)dışarıya yapmamalıyız.
- Biten Pilleri pil kutusuna atmalıyız.
- Piknikten sonra ateşimizi söndürmeliyiz ve asla yerde çöp bırakmamalıyız.
- Kağıt, teneke, cam, pil gibi geri dönüşümü olan maddeleri geri dönüşüm kutularına atmalıyız.
Böylece çevremizi temiz tutmuş oluruz. Çevre temizliği ille de şehirlerde değil köy ve kırsal alanlarda da çevre temizliğine dikkat etmeliyiz. Nasıl olsa birileri burasını temizler diye yediğimiz kuru yemiş kabuklarını sokağa atmamalıyız.
Yaz geldiğinde elimize aldığımız kuruyemiş kabuklarını sokakta kaldırım ve oturduğumuz bankların çevresine atmamalıyız. Belediye nasıl olsa burasını temizliyor boş ver dememeliyiz.
Bu bir kültürdür, terbiyedir ve ahlaktır. Temizleyen var diye elimize geçeni sokağa atmamalıyız. Mutlaka elimizde bir boş poşet olmalı ve bunları çöp kutularına atmalıyız.
Bakın son yıllarda şehrimizin önemli yol boylarında ve göbeklerinde mükemmel yeşillik ve çiçekler insanın içini büyülüyor. Bu çiçek ve gülleri koparmamalıyız. Yeşil alanlar içinde ve üstünde ateş yakarak yeşilliklere zarar vermemeliyiz.
Kültür, görgü, medeniyet ve ahlaklı olmayı özümsemeliyiz. Cehalet ve görgüsüzlük eskilerde kaldı. Kendi evimizde bile nasıl olsa annem yapıyor diye ev içerisinde beraber olduğumuz anne, baba ve kardeşlerimizi üzecek çevre kirlenmesine mani olmalıyız.
Hulasa medeniyetsiz, görgüsüz, kültürsüz toplumlar gibi yaşamayı bir tarafa bırakmalıyız. Bu toplum ve yaşam alanları yine bizim burada yine biz yaşayacağız.
SİGARA İZMARİTLERİNİN ZARARI OLDUKÇA FAZLA...
Sigara içenler genelde izmaritlerini kül tablasına ve çöp kutularına atmak varken ne hikmetse yerlere atmaktan memnuniyet duyarlar.
Ve hatta önlerinde kül tablası varken yere atmayı tercih edenler bile çoğunluktadır. Örneğin kahvehanelerin dışındaki masalarda kül tablası olduğu halde vatandaş rahatlıkla içtiği sigaranın külünü ve izmaritini rahatlıkla yere atabiliyor. İlçedeki kahvehanelerin çoğunda bu tür örneklere rastlamak mümkün. Bunlara cezai bir müeyyide uygulanıyor mu?
Oysa birilerinin gâvur dediği batı ülkelerinde hadi gidin de yere bir izmarit, bir çöp atın. Başınıza ne çeşit cezalar geliyor. Bir görün...
Ama % 99’u Müslüman olan ülkemizde yere tükürmek, çöp ve izmarit atmak ne hikmetse serbest...
Eskiden kahvehanelerde sigara içmek serbestti. Her masada sigara küllüğü vardı. Vatandaş içtiği sigaranın külünü ve izmaritini bu küllüğe atardı. Vatandaş sigara küllüğü varken sigaranın kül ve izmaritinin yere atmaya cesaret edemezdi. Çünkü garsonun anında sert müdahalesi ile karşılaşırdı.
Birkaç yıldır kahvehanelerde sigara içmek yasak. Vatandaş kahvehanede oyun oynuyor. On-on beş dakikada bir sigara molası veriyor. Çıkıp dışarıda sigarasını içiyor. Külünü ve izmaritini yere atıyor. Sonrada girip tekrar oyunun oynuyor. Bu uygulama oyun bitene kadar tekrarlanıyor.
Bu uygulama buradan geçen küçük çocuklara kötü örnek oluyor Zaman zaman yere atılan izmaritleri alıp içen küçük çocukları görmek mümkün.
Sigara izmaritinin doğaya verdiği zarar da küçümsenemez.
ABD'de yapılan bir araştırma, tek bir sigara izmaritinin içinden sızan maddelerin bir litrelik su içerisinde yaşayan bir balığı öldürmeye yeteceğini gösteriyor. Her yıl yerlere ve suyollarına sayısız sigara izmariti atıldığı göz önüne alınırsa, sigaraların su kaynakları için ne kadar tehlikeli olduğu kolayca anlaşılabilir.
Öte yandan orman yangınlarının büyük çoğunluğu da sigara kaynaklı olup, her yıl dünya genelinde 17 bin insan ve sayısız canlı sigara yüzünden meydana gelen yangınlar sonucu hayatını kaybediyor. Ayrıca küresel anlamda sigara kaynaklı yangınlar yılda 27 milyar doları aşkın da mali zarara sebep oluyor.
YAŞANABİLİR ÇAĞDAŞ VE MODERN BİR ÇUBUK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER;
EN BÜYÜK TEMİZLİK KİRLETMEMEKTİR.
Kirlettiğiniz şeyi tekrar temizlemek zordur. Bakın şimdi çırpınıyoruz, “Hep beraber ilçemizi çöpten temizleyelim ve temiz tutalım. Kirletmeseydik, böyle sorunumuz olmayacaktı.
Ama ne yazıktır ki, çevremizi kirletmeye devam ediyoruz. İnsanların bulunduğu her yerde temizlik başlı başına bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
TEMİZLİK İLE İLGİLİ BİRİMLERDE KORDİNE ŞART...
Özellikle Belediye Temizlik İşleri ve Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin koordineli olarak yürüteceği çalışma ile kent merkezinde bulunan köprü ve gelişi güzel sokak köşelerine özellikle de boş arsa ve yol kenarlarına zamansız çöp bırakan vatandaşlara cezai işlemler artırılmalıdır. Bunun zamanı geldi de geçti bile...
Artık insanların anladığı dilden konuşmak elzem olmuştur.
Ancak bu tedbirlerle tüm cadde ve sokaklar ile ana arterlerdeki evsel, endüstriyel ve ambalaj atıklarının zamansız çıkarılması engellenebilir.
Yukarıdaki birimler zaman zaman halkla özellikle de okullarla ortak “Temizlik Kampanyaları” düzenlemeli...
BELEDİYE ZAMANSIZ ATILAN ÇÖPLERE KARŞI MÜCADELEDE KARALI OLMALI...
Bundan dolayı da zamansız çöp çıkaranlara karşı uygulanan cezai müeyyideleri de etkin şekilde takip etmeli ve zamansız çöpe kesinlikle para cezası kesilmeli. Kesinlikle ayrım yapılmamalı..
İzmarit, sigara paketi, kâğıt ve kuruyemiş kabuğunu yere atana, yere tükürene de para cezası uygulanmalı.
Özellikle kahvehane önleri ve birtakım gençlik merkezlerinin önü izmarit çöplüğü olmuş durumda. Yetkili birimler kontrol ve denetim yaparlarsa görürler.
·
HALKIN ANLADIĞI DİLDEN KONUŞMALI...
Çünkü vatandaşlar temizlik ve çöp atma konusunda ikaz levhaları, broşürler ve belediye hoparlöründen müteakip defalar uyarıldı ve aydınlatıldı. Buna rağmen sorumsuz ve vurdumduymaz birtakım şahıslar uymamakta direniyor. O zaman o vatandaşlarla anladığı dilden konuşmak lazım. Yani cezai müeyyide...
Belirli yerlere konulan ikaz levhaları formaliteden öteye geçmiyor. Duyarsız vatandaşlar bu uyarı levhalarının bulunduğu yerin hemen altına çöp dökmeyi bir marifet zannediyor...
Konuya ne denli ciddi bakıldığını içeren ve zamansız çöple alakalı uyarı metni bulunan el broşürleri ilçemizdeki tüm ev ve iş yerlerine ulaştırılmalı, vatandaşlar bu konuda bilgilendirilmeli. Ayrıca bu uyarıcı metinlerin bulunduğu el broşürleri Belediye hizmet binalarındaki broşürlüklere de konmalı.
·
Bu kapsamda apartman yöneticileri ile toplantılar yapılmalı..Bu toplantılara her mahallenin muhtarı da katılmalı... Apartman yöneticilerinden çöple ilgili kurallara uyulması için imzalı taahhütname (tebliğ-tebellüğ belgesi) alınmalı...
·
Hazırlanan bildirgeler apartman yöneticilerine imzalattırılarak, onlara da sorumluluk verilmeli..Kurallara uymayan apartmanlara cezai müeyyide uygulanmalı. Bu suretle apartman sakinlerine de sorumluluk yüklenmiş olur.
·
Çöpler genelde binaların istinat duvarlarının önündeki kaldırımların üzerine veya yol kenarlarına özellikle de boş arsalara atılmaktadır. Oysa buralar kamuya aittir. Buralara çöp atılmamalı. Çünkü görüntü ve çevre kirliliğine neden olmaktadır.
·
Çöpler kalın poşetlerle ağızları sıkıca bağlanarak, temizlik işçilerinin görebileceği şekilde binaların girişinde bulunan ve üzeri kapaklı, temizliği ve taşınması kolay olan plastik çöp bidonlarına 20.00-22.00 saatleri arasında konmalı ve burada muhafaza edilmeli. Çöpler temizlik işçileri tarafından buradan alınarak çöp toplama aracına atılmalı.. Bu suretle çöplerin hem sıvıları yere dökülmemiş, hem kaldırımlar işgal edilmemiş ve hem de yol (yaya) ve kaldırımlar (araç) trafiğine kapatılmamış olur.
·
Zamansız, özellikle gündüzleri çöp atıldığında (çoğu şeffaf ve ince poşetlerde olduğundan); Bu çöpler atıldığı andan itibaren kedi, köpek, tavuk, horoz ve çeşitli kuşlar tarafından yırtılıyor, karıştırılıyor.
En son olarak da hurdacılar tarafından yırtılıp, karıştırılıyor. Sonuçta çöpün suyu akıyor, çevreye mikroplar saçılıyor. İlaçlama da yapılmadığı için kötü bir görüntü ortaya çıkıyor. Üstelik buralarda çocuklar oynuyor.
İLAÇLAMALAR ZAMANSIZ YAPILIYOR...
Çubuk Belediyesi tarafından zaman zaman, sivrisinek ve haşerelere karşı ilaçlama çalışmasına yoğunluk verdiğini ve yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda ise, merkez ve çevre mahallerde başta sivrisinek olmak üzere karasinek ve hamam böceği gibi halk sağlığını tehdit eden zararlı haşerelerle mücadele etmek için kısıtlı sayıda personel ve araçla ilaçlama çalışması yapıldığı ifade ediliyor.
Temizlik işinde çalışan personel ve araçların sayısı artırılmalı..
Oysa ilçemizin yüzölçümü 1.250 km2 (daha önce 1.362 km2. idi) ve merkez ile birlikte (7’si merkez olmak üzere) 84 mahalleden ibaret. Yetersiz personel ve araçla geniş bir çevreye yayılmış ilçeye gerçek bir ilaçlama hizmeti verilebilir mi?
Ayrıca sadece belirli arterler ilaçlanıyor. Çöp toplanan yerler anında ilaçlanmıyor. Sonradan buralar mikrop saçmaya devam ediyor. Buralarda çocuklar oynuyor. Bu konuda dikkatli hareket edilmesinin sağlanması gerekir.
·
Vatandaşlar zamansız çöp atmama konusunda Belediye hoparlörlerinden sürekli olarak uyarılmalı. Bazen yapılıyor. Ama vatandaş anlamıyor... Özellikle duyarsız ve sağduyusuz vatandaşlar bildiğini okumaya devam ediyor.
·
TEMİZLİK BİLİNCİ KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLAR...
Temizlik bilinci küçük yaşta başlar. Okullarda öğrenciler temizlik konusunda sürekli bilinçlendirilmeli. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordinasyon sağlanmalı.. Okullar tarafından her yıl eğitim ve öğretim yıllarının başlangıç ve bitiminde ‘Temizlik Kampanyaları’ düzenlenmeli, Belediye de bu kampanyalara destek vermeli.
·
İlçe Müftülüğü ile koordinasyon sağlanarak, müftülüğün camilerde özellikle Cuma günleri düzenlediği vaaz ve hutbelerde temizlik ve çöp konusu işlenerek, cemaatin bu konuda bilinçlenmesi sağlanmalı. Özellikle cemaatinin camii çıkışı yerlere tükürmesinin önlenmesi için imamlar tarafından “ikaz” edilmesi de başlı başına bir görev olmalı...
Özellikle Yaz aylarında sokak ve caddeler zaman zaman köpüklü ve hatta kokulu suyla yıkanmalı. Çünkü Metropol bir ilçeyiz. Metropol bir ilçenin tertemiz olması gerekir. Bu uygulama Avrupa ülkelerinin çoğunda hemen hemen her gün ve saat 24.00’den sonra yapılıyor.
·
Zamansız çöp çıkaranların ve gelişigüzel çöp atanların; Alo 153 Belediye İletişim Merkezi’ne ihbar edilmesi ve bu konuda vatandaşlarımızın Belediye’ye destek sağlaması tarihi bir görev olmalıdır. Bu suretle vatandaş yurttaşlık görevini yerine getirmiş olur. Kurallara uymayanlarda kendilerini yalnız hissederler. Neticede onların da sayısı azalacağından yasalara ve kurallara uymak zorunda kalırlar.
·
Belediye sokak ve caddeleri kamera sistemi ile izleyerek, zamansız çöp atanları tespit edebilir. (Bu sayede asayiş ve güvenlikle ilgili diğer olaylar da kontrol altına alınabilir.)
·
Araç sahipleri başta sigara küllüğü olmak üzere çeşitli atıkları ve çöpleri sokak ve caddelere boşaltıyor, atıyor ve hatta fırlatıyor. Bunlar otokontrol sistemi ile denetlenebilir.
·
Bir Çin atasözü vardır;
“Herkes evinin önünü temizlerse, her yer tertemiz olur” İnsanlar temizlik kültürü konusunda bilinçlendirilmeli...
Yüce Peygamberimiz bir hadisinde, “Temizlik İmandandır” Bir diğer hadisinde de, “İslam temizlik temeli üzerine inşa edilmiştir” buyurmuşlardır.
·
ÇUBUK PAZARI BİRGÜN ÖNCEDEN (ÇARŞAMBA GÜNLERİ) TEMİZLENMELİ...
Birtakım Pazar esnafı hala çürük meyve ve sebzeleri gelişigüzel yerlere atıyor. Genel olarak hijyen kurallarına da riayet etmiyor. Bu da görüntü ve çevre kirliliği yapıyor. Pazar esnafı bu konuda uyarılmalı. Esnafın bağırarak satış yapması önlenmeli. Pazar esnafı ile temizlik konusunda sık sık toplantılar yapılmalı.
Sayıları az olmasına rağmen kurallara riayet eden Pazar esnafını tenzih ederim.
·
Ekmek satan büfeler, lokantalar, yiyecek satılan yerlerin çevreleri toz ve pislik içinde ve kontrol yok. Bunlar sık aralıklarla denetlenmeli ve uyarılmalı..
SOKAK SATICILARI ANONSLARDA DİKKATLİ OLMALI...
Sokak ve caddelerde sokak satıcılarının kullandıkları hoparlörlerin ses seviyeleri ayarsız, bu da gürültü kirliliğine neden oluyor. Özellikle işten gelip istirahata çekilen vatandaşlar ve hastalar rahatsız oluyorlar.
Satıcıların kullandıkları ses cihazlarının arkasında yazılı olan güç 10 Watt civarında olduğu takdirde satıcılar, çevreyi rahatsız etmeden tanıtım ve satış yapabilir. Zabıta da bunları kolaylıkla kontrol edebilir.
·
SOKAK DÜĞÜNLERİ GÖRÜNTÜ VE ÇEVRE KİRLİLİĞİNE NEDEN OLUYOR...
Yol trafiğe kapatılıyor. Silah ve havai fişekler atılıyor. Müzik seviyesi de çok yüksek. Çoğu müziklerin de ne olduğu belli değil ve bizim kültürümüze de ters.
Allah esirgesin düğün yapılan yerde bir yangın olsa itfaiye giremez, acil bir hasta olsa ambulans giremez.
Konuyla ilgili olarak Belediye, boş arsalarda veya yerleşim yerleri dışında ve yeterli büyüklükte, beton zemini ve elektriği olan toplantı çadırları yapabilir. Buraları da cüzi bir ücret karşılığı kiraya verebilir.
Diğer masa, sandalye ve mutfak malzemelerini de düğün sahipleri tedarik edebilir.
ÖNLEMLER VE ÇÖZÜMLER...
Tüm kirliliklerin, çöpün ve pisliklerin önüne geçebilmek için “Kent Temizliği”, “Çevre Koruma”, ve “Park Bahçe” birimleri kurulmalı, bunlara eğitim verilmeli.
·
“Temizlik Gönüllüleri” birimi kurulmalı.
·
Belirli günlerde okullarda veya mahallelerde “Temiz Çevrem Kampanyası” düzenlenmeli..
·
ÇÖPLERİN AYRIŞTIRILMASI...
En önemlisi de çöpler ayrıştırılarak alınmalı. Bu suretle geri dönüşümleri sağlanır, ilçe ve ülke ekonomisine bir katkı sağlanmış olur..
·
Çöplerin ayrıştırılarak toplanması çok önemli bir olay.
Burada en büyük görev ise ev hanımlarımızla çocuklarımıza düşüyor.
Çöplerin ayrıştırılması; Bunu 3 grupta toplayabiliriz;
1-) Evsel Atıklar (Mutfak atıkları): Yaş çöpler: Yiyecek hazırlanırken sebze – meyvelerin doğrama aşamasında ve tabakların temizlenme sırasında ortaya çıkan çöplerdir.
2-) Ambalaj Atıkları:
a) Kartonlar: Süt, meyve suyu ve yumurta kutuları bu grupta yer alır. Bu kategorideki çöpler geri dönüşümde kullanılabilir.
b) Pet şişeler: Kola, gazoz ve su gibi içeceklerin şişeleridir. Geri dönüşüm için uygundur.
c) Cam şişeler: Çeşitli alkollü – alkolsüz içecekler ve maden suları şişeleri cam şişelerdir. Kırılma ihtimali nedeniyle diğer çöplerden ayrı bir yerde tutulması gerekir.Buna ek olarak metalleri de bu gruba alınabilir..
d) Boş teneke kutuları: Yağ, peynir, zeytin ve konserve kutuları tenekeler arasında yer alır. Kesici madde olduğu için diğer çöplerden ayrı tutulması gerekir.
Çöpleri ayrıştırarak evde hijyen sağlarken, aynı zamanda geri dönüşüme katkıda bulunursunuz.
3-) Kızartmalık ‘Atık Yağ’lar:
Evlerde kullanılan her çeşit atık yağ sulara, toprağa, lavabo gibi ortamlara döküldüğünde çevre tahribatına yol açmaktadır.
Konutlardan çıkan artık kızartmalık yağlar; İlçe sınırları içerisinde ya bir firma tarafından toplanarak geçici depo alanında veya mahalle muhtarlıklarına yerleştirilecek atık yağ fıçılarında toplanabilir. Bunu yapan Ankara ilçeleri mevcuttur. Çubuk İlçesi’nde de neden yapılmasın...
ALO 181 ÇAĞRI MERKEZİ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı atıkların çevre ve insan sağlığına zarar vermesini önlemek için başlattığı çalışmalara hız vermiştir.
Kamu spotları ile duyarlılığı artırıcı faaliyetler içinde olan Bakanlık, ALO 181 Çağrı Merkezi’nde kurdurduğu birimle de vatandaşların bu konuyla ilgili sorularını 24 saat yanıtlıyor.
Çöpte en büyük sorumluluk vatandaşlara aittir. Vatandaşlar kendilerine yapılmasını istemedikleri şeyleri başkalarına yapmamalı.. Sorunlar karşısında böyle düşünürsek, her sorunun altından kalkarız.
Gerçek bir Müslüman, vatanını, çevresini, yaşadığı mahalleyi, sokağını, binasını, dairesini, odalarını, mescidini ve tabii ki giyimini ve bedenini mümkün olduğu derecede temiz tutmalı.
Maddi temizlik kolay sayılır, çöpler toplanır, su veya süpürge ile yerler temizlenir, halılar temizlenir.
Ama çöpler balkondan pat diye aşağıya atılmaz, kilim, yolluk, halı çırpılmaz, izmarit ve kabuklu yemiş kabukları rast gele atılmaz. Yere tükürülmez. Bu amaçla;
- Çevremizi temiz tutalım.
- Çocuk ve gençleri ‘temizlik elçisi’ olarak görevlendirelim
- İlçenin temiz tutulması için hazırlanan kalın çöp poşetlerinden dağıtalım.
- Vatandaşlara dağıtılacak broşürlerde, “Çöpünü hiç düşünmeden sokağa atan, işyerini süpürüp tozlarını sokağa boşaltan bir Çubuklu, bu kente ne yaptığının farkında mıdır acaba?” ifadelerine yer verilmeli...
Unutmayalım ki; “Herkes evinin, işyerinin önünü temizlerse her taraf tertemiz olur.”
KENDİMİZE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİMİZ ŞEYLERİ BAŞKALARINA YAPMAYALIM.
- Vatandaş sokağa sigara izmaritini, boşalan sigara paketini atmamalı,
- Yediği kuruyemişin kabuğunu rastgele yere atmamalı,
- Gribal durum nedeniyle veya aklına geldikçe boğazında ne var ne yok hepsini sokağın tam orta yerine çıkarıp, tükürmemeli,
- ve işyeri sahibi bırakın kapı önünü temizlemeyi, pisliğini, çerini-çöpünü ne varsa kapısının önüne bırakmamalı...
- Kentimizi temiz tutalım, kirletmemeniz yetmiyor, kirleteni uyaralım.
“RÜZGARA TÜKÜREN KENDİ YÜZÜNE TÜKÜRÜR”
Yere tükürme yoluyla verem, kronik bronşit, zatürree, grip gibi hastalıklara neden olup bazen ölüme bile davetiye çıkarmış olmuyor muyuz?
İnsan kendi evinin içine tükürmeyi aklından ve hayalinden bile geçirmezken, dışarıda rastgele her yere tükürmektedir.
Konuyla ilgili bir Kızılderili atasözü var; “İnsanlar yere tükürürse kendi yüzlerine tükürmüş gibi olurlar.” diye.
·
Belediye Çöp araçlarının üzerine bir defa da “En iyi temizlik kirletmemektir” diye yazılmalı...
HER APARTMANA “BİR ÇÖP KONTEYNIRI”
İlçemizde ‘Yeraltı Çöp Konteynırı Sistemi’ne geçmeden önce geçici bir önlem olmak üzere her apartmanın önüne çöp konteynırı konmalı...
Ardından da zamansız çöplerle mücadele adına da yeni bir proje geliştirilebilir. Daha temiz bir Çubuk’a kavuşmanın önündeki en büyük engellerden biri olan zamansız çıkarılan çöpler, çevre kirliliğinde önemli rol oynuyor. Bu meseleyi ortadan kaldırmak adına ferdî çöp konteynırları uygulamasının hayata geçirilmesi için bir adım atılması gerekir.
Zamansız çıkarılan çöpler hem sokaklarda yığınlar halinde çevre kirliliğine sebep oluyor, hem de sokak hayvanları ve hurdacılar tarafından dağıtılarak bu kirlilik yayılıyor. Üstelik çocuklar buralarda oynuyor.
Belediye Temizlik İşleri Müdürlüğü, bu durumun önüne geçebilmek ve daha temiz bir çevre için binaların kapı önlerine 100-120 litrelik plastik kapaklı, iki tekerlekli, ısıya ve aşınmaya dayanıklı konteynır dağıtımı yapılması konusunda çalışmalara başlatmalı.
Belediye Başkan Yardımcısı Lokman Kılıç zaman zaman çöp toplama konusunda gece gündüz çalıştıklarını söylüyor.
Belediyenin yeni başlattığı "Çöp Ekspres" uygulaması da yeterli olmayacaktır.
Bu uygulamalar vatandaşın rastgele çöp atmasını daha da artıracaktır.
Temizlik işçileri sabahtan akşama zamansız atılan çöpleri topluyor. Ve siyah-kalın büyük poşetlere koyarak ağızlarını da sıkıca bağlıyor. Çöp toplama araçları da gelip bu torbaları alıyor. Bu çalışmalara zaman zaman şahit oluyorum. Oysa bu uygulama ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın vatandaşların suiistimaline açık bir projedir.
Ayrıca bu tür bir uygulama zamansız çöp atımını teşvik eder ve artırır. Vatandaş nasıl olsa toplanıyor diye her an çöpünü rastgele atmaya başlar. Nitekim öyle de oluyor...
KIZILCAHAMAM’DA “YER ALTI ÇÖP KONTEYNIRI” DÖNEMİ BAŞLADI
Kızılcahamam Belediyesi ilçe içerisinde bulunan Ana caddelerde “Sokağa Çöp Bırakma” devrine son veren yeni bir uygulamayı hizmete koydu.
Soğuksu Caddesi üzerinde belirlenen ve daha önce kazılıp betonlanan çukurlara yer altı çöp konteynırları koydu. Kızılcahamam Belediyesi, yeni geçilen bu sistem ile ana caddelerde hoş olmayan çöp bidonlarını kaldırmayı hedefliyor.İlçemizde de böyle bir uygulama başlatılsa kötü mü olur?
VATANDAŞLARDA SORUMLULUK ALMALI...
Bütün bunların sonucunda milletvekillerimiz çalışmıyor, yöneticilerimiz, idarecilerimiz uyuyor, diye yerli-yersiz dert yanmamalı ve her şey devletten beklenmemeli, vatandaşlarda kendilerinde bir sorumluluk hissetmeli...
Önce kendimizi eğitmeli ve aldığımız bu eğitimi sosyal hayata geçirmeliyiz, önce ailemizden başlamak üzere herkese örnek olmalıyız...
Haydi Çubuklular “Temiz ve Yaşanabilir bir Çubuk için” el ele...