İlçemizdeki alt yapı çalışmaları da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor.
Ama bu çalışmalar denetimsiz, plansız ve programsız yapılıyor. Böyle olunca da altyapı, içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bir başka ifade ile ilçenin alt yapısı Allah’a emanet...
Bu yüzden yağmur yağdığında ilçe merkezinde özellikle Bulvar ve caddelerde gölcükler oluşuyor. Çünkü rögarların çoğunun bağlantıları ya yapılmamış, ya da eksik yapılmış olabilir.
Özellikle Ankara Bulvarı üzerindeki Devlet Hastanesi’nin Acil ve Diyaliz Merkezi’nin önü, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yerleşkesi’nin girişi ve Moda Life Kavşağı’ndan başlayan Ziya Ül Hak Caddesi, Zekai Gökşin Sokağı’nda Sağlık ve Sancaktar sokağı arası, Yavuz Selim Mahallesi’nde Mermer, Tefekkür, Zümrüt, Güneş, Çalı-1, Selimiye, Musa Kaplan sokaklar, keza Sanayi Caddesi ve ara sokaklarında yağmur yağdığında adeta gölcükler oluşuyor.
Bazı vatandaşlar “Buralara balık atın yüzsün” diyorlar.
Bu tür manzaraları ilçenin hemen her sokak ve caddesinde görmeniz mümkün.. Say say bitmez. Gezerseniz görürsünüz...
Rögar, binanızı kanalizasyon sistemine bağlayan boruların bağlandığı veya bu hat üzerine inşa edilmiş olan, genelde betonarme olarak karşımıza çıkan bacalardır.
Rögar tıkanıklığı diye bir şey olamaz ancak bu bacalara bağlantısı olan pis gideri tıkanıklığı olabilir.
Gider tıkanıklığı olduğu için Rögar’a gelen atık su rögarı terk edemeyecek ve rögardan dışarı taşacaktır. Hatlardan su ile birlikte sürekli gelmekte olan atık maddeler de burada birikecektir. Rögar temizleme işlemi şayet bir vidanjör kullanılmaz ise yapılamayacaktır.
Vidanjör hizmetini ise belediyeler sağlamaktadır. Rögar açma işlemi ise yukarıda da bahsedildiği gibi tıkalı gideri açma işlemidir. Tıkalı olan giderin bina ana rögarına kadar olan kısmı bina sakinlerinin sorumluluğundadır. Ana rögardan sonra bulunan kısım belediye tarafından temizlenmektedir.
Oysa belediyeler Kış’tan çıkarken ve Kış’a girerken 6 ayda bir yollardaki Rögarların temizliğini yapmalı..Bu uygulama her yıl rutin hale gelmelidir.
Büyükşehir geçtiğimiz yıl, birkaç yolda böyle bir çalışmayı yaptı. Fakat yaygınlaştıramadı.
Binaların kanalizasyon temizliği ise parayla yapılıyor. Kanalınız tıkandığında Belediye kanal temizleme ücreti (189.39 TL.) yatırıyorsunuz, kanal açmak için gelen personele makbuzu gösteriyorsunuz, kanalınız temizleniyor.
,
Böyle olunca da sular yol kenarlarındaki bordur taşlarının yanında birikiyor. Büyükşehir bazen bu suları vidanjörle çekiyor.
Eski Başkan Mustafa Gökmen döneminde özellikle Ankara Bulvarı’nda bordür taşlarının hemen bitişiğinde yağmur suyu kanalları, bunlara bitişik olarak da yaklaşık 50 metrede bir kanalizasyon ızgaraları vardı. Yağmur suyu bu kanallardan düzgün bir şekilde akar, kanalizasyon ızgaralarına dökülürdü. Sonradan başlatılan alt yapı çalışmalarında bu kanallar kaldırıldı.
Oysa atık suları, pis ve yağmur suyu olarak ikiye ayırmak gerekir. Yağmursuyu ise ayrı bir tesisatta toplanıp, şehir yağmur suyu kanalizasyonuna bağlanmalıdır. İlçede böyle bir sistem demek ki yok. Olsa yağmur yağdığında böyle manzaralar olmaz. Bunu da İlçe Belediyesi kontrol edecek ve denetimin sağlayacak.
İnşaatlara doğalgaz, içme suyu ve kanalizasyon hattı döşemek için daha dün atılan asfalt sürekli kazılıyor.
Hastane arkası olarak bilinen cadde ve sokaklara daha dün (2-3 yıl önce) asfalt atıldı. Şimdilerde ise asfalt atılan yollar inşaat yapma bahanesiyle tekrar kazılıyor. Her inşaatın önündeki asfalt yol en az iki yerden boylu boyunca kazılmış vaziyette. Keza kaldırımlarda öyle...
Asfalt yollar delik deşik, üstelik yamalı bohça gibi..
Bence bu yollara alt yapı çalışmaları tamamen bitmeden asfalt atmaya hiç lüzum yoktu...
Peki, buralardaki her arsanın önüne asfalt atılmazdan önce doğalgaz, içme suyu, telefon, elektrik, içme suyu hatları kutucuklara bağlansa, inşaatçı kazmayı vurduktan sonra da ilgili kurumlar tarafından bedelleri tahsil edilse daha güzel olmaz mıydı?
Çünkü bu suretle hem yetkili kurumlar, hem müteahhit ve hem de vatandaş zarara uğramazdı.
Ödediğimiz vergilerle Büyükşehir tarafından atılan asfalt için “Yol Harcamalarına katılım Payı” adı altında vergiler ihdas edildi. Bu da yetmiyormuş gibi gayrimenkullere haciz konuldu. Hani ödediğimiz vergiler (yol, su, elektrik, okul, cami gibi) bize hizmet için geri dönecekti?
Alt yapı konusunda Batı (Avrupa) ile farkımız:
Avrupa da önce alt yapı sonra da üst yapı yapılırken, biz de ise önce üst yapı yapılır, alt yapı ise sonradan yapılır.
Bu yüzden de yollar ve kaldırımlar, ranta yani “kazı kazana” dönüşür...
Üstelik Avrupa alt yapı sorununu yüzyıl önce halletmiştir.
İlçe Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan geçtiğimiz aylarda muhtarlarla yaptığı bir toplantıda; Görev süresinin ilk 2 yılının mali disiplinin sağlanması, bir yılının ise projelerin hazırlanmasıyla ve imar sorunlarının çözümüyle geçtiğini anlatarak ‘’Tek derdimiz Çubuk’a ve Çubuklulara yapacağımız kalıcı hizmetlerdir.
Geleceğimiz olan gençlerimize önemli eserler bırakmaktır. Biz bir taraftan rutin hizmetleri yürütürken diğer taraftan da projeler hazırlamaya çalıştık. Benim hizmet anlayışım hiçbir yeri, hiçbir şekilde ayırmadan, milletin bir kuruşunu israf etmeden, en çok ihtiyacı olan yerden başlayarak ve kaynakları en verimli şekilde kullanımını sağlayarak hizmet etmektir.’’
Konuşmasında ilçede yapılan çalışmalarla ilgili kısa, orta ve uzun vadede uygulanacak projeleri de ele alan Dr. Acehan,‘’Sağ olsun asfalt ve altyapı konusunda Büyükşehir Belediyemizden çok büyük destek alıyoruz. Bu konudaki desteklerinden dolayı başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve ekibine de ilçemiz adına teşekkür ediyoruz.
Biz de Belediye olarak Çubukabad projesine başladık. İnşallah önümüzdeki günlerde lojistik merkezinin ve Belediye binasının da temellerini birlikte atacağız.’’
(Başkan, Çubukabad projesi için gecesini gündüzüne katıyor. Çünkü bu proje bitince ilçenin dağ gibi birikmiş sorunları herhalde bir anda halledilmiş olacak!..)
Aynı toplantıda muhtarlar adına söz alan Çubuk Muhtarlar Dernek Başkanı Burhan Şan ise Belediye’den güzel hizmetler aldıklarını ifade ederek, "Hem ilçe Belediyemizden hem de Büyükşehir Belediyemizden bir şekilde güzel hizmetler alıyoruz, teşekkür ediyorum. En büyük sorunumuz istihdama yönelik organize bir sanayi bölgemizin olmamasıdır. İnşallah Başkanımızın önderliğinde bu hizmeti de alırız.’’
Doğru söze! Ne nedir? Şapka çıkarılır, herhalde? Muhtarlar Derneği Başkanı’nın istihdama yönelik sanayi bölgesi eksikliğine katılıyorum. Ama güzel hizmetler konusundaki görüşlerine kesinlikle katılmıyorum. İlçenin alt yapısının ne halde olduğu meydanda...
Eyy Muhtarlar Derneği Başkanı, ilçenin alt yapısı ile ilgili aşağıdaki fotoğraflara bir bak. İlçe böyleyse köyler, pardon daha yeni Metropol olan mahallelerimiz acep ne haldedir?
Yağmur yağdığında hemen hemen tüm yollarda su birikintileri ve gölcükler oluşuyor. İlçenin alt yapısı yapılalı şunun şurasında daha kaç yıl oldu?
Zaman zaman ilçenin merkezi dışında ki bölgeleri gezme fırsatım oluyor. Gezip gördüğüm bölgelerde yağmur suyunun rahatlıkla giderlerden aktığını söyleyemem.
Keza ilçe merkezi, kentin can damarı da perişan haldeydi. Avrupa kenti olma yolunda önemli adımlar atıldığını ileri süren zavallılar acaba Avrupa”nın göbeğinde ki kentlerde bu tür görüntülerin yaşandığına şahit olmuşlar mı?
Çok merak ediyorum!
Büyükşehir Belediyesi 2004 yılından bu zamana kadar kilometrelerce içme suyu, kanalizasyon, yağmursuyu hattı döşedi. Bir o kadar da dere ıslahı yaptı. Allah razı olsun.
Ama bu alt yapı çalışmaları maalesef kontrolsüz, denetimsiz ve programsız yapıldı.
Bazı Belediye görevlileri sabahtan akşama altlarında kamu araçları ile çaka satmayı bırakıp, biraz da çalışsalar kıyamet mi kopar? Çünkü o araçlar su yakmıyor...
Bu çalışmalar yapılırken, Allah rızası için bir Belediye yetkilisini çalışma alanlarında görmedim.
Bende şimdi soruyorum yarım saat bile yağmayan, yağmura dayanamayan yağmur suyu hattına harcanan milyonlarca TL. Paraya yazık günah değil mi?
Başkan’ın bugün yerinde olsam altyapıyı yapan müteahhit firmanın yetkilisini Çubuk’a çağırır kentin merkezini bir gezdirirdim…
Yazık günah o kadar para harcandı, masraf yapıldı, yetimin, dulun, şehidin, halkın parası var o milyon TL. ‘nin içinde..
O para her halükarda vatandaşın cebinden çıkıyor. Paramızla rezil olmak sanırım böyle bir şey olsa gerek!..
Şuayip YAMAN
Ama bu çalışmalar denetimsiz, plansız ve programsız yapılıyor. Böyle olunca da altyapı, içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bir başka ifade ile ilçenin alt yapısı Allah’a emanet...
Bu yüzden yağmur yağdığında ilçe merkezinde özellikle Bulvar ve caddelerde gölcükler oluşuyor. Çünkü rögarların çoğunun bağlantıları ya yapılmamış, ya da eksik yapılmış olabilir.
Özellikle Ankara Bulvarı üzerindeki Devlet Hastanesi’nin Acil ve Diyaliz Merkezi’nin önü, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yerleşkesi’nin girişi ve Moda Life Kavşağı’ndan başlayan Ziya Ül Hak Caddesi, Zekai Gökşin Sokağı’nda Sağlık ve Sancaktar sokağı arası, Yavuz Selim Mahallesi’nde Mermer, Tefekkür, Zümrüt, Güneş, Çalı-1, Selimiye, Musa Kaplan sokaklar, keza Sanayi Caddesi ve ara sokaklarında yağmur yağdığında adeta gölcükler oluşuyor.
Bazı vatandaşlar “Buralara balık atın yüzsün” diyorlar.
Bu tür manzaraları ilçenin hemen her sokak ve caddesinde görmeniz mümkün.. Say say bitmez. Gezerseniz görürsünüz...
Rögar, binanızı kanalizasyon sistemine bağlayan boruların bağlandığı veya bu hat üzerine inşa edilmiş olan, genelde betonarme olarak karşımıza çıkan bacalardır.
Rögar tıkanıklığı diye bir şey olamaz ancak bu bacalara bağlantısı olan pis gideri tıkanıklığı olabilir.
Gider tıkanıklığı olduğu için Rögar’a gelen atık su rögarı terk edemeyecek ve rögardan dışarı taşacaktır. Hatlardan su ile birlikte sürekli gelmekte olan atık maddeler de burada birikecektir. Rögar temizleme işlemi şayet bir vidanjör kullanılmaz ise yapılamayacaktır.
Vidanjör hizmetini ise belediyeler sağlamaktadır. Rögar açma işlemi ise yukarıda da bahsedildiği gibi tıkalı gideri açma işlemidir. Tıkalı olan giderin bina ana rögarına kadar olan kısmı bina sakinlerinin sorumluluğundadır. Ana rögardan sonra bulunan kısım belediye tarafından temizlenmektedir.
Oysa belediyeler Kış’tan çıkarken ve Kış’a girerken 6 ayda bir yollardaki Rögarların temizliğini yapmalı..Bu uygulama her yıl rutin hale gelmelidir.
Büyükşehir geçtiğimiz yıl, birkaç yolda böyle bir çalışmayı yaptı. Fakat yaygınlaştıramadı.
Binaların kanalizasyon temizliği ise parayla yapılıyor. Kanalınız tıkandığında Belediye kanal temizleme ücreti (189.39 TL.) yatırıyorsunuz, kanal açmak için gelen personele makbuzu gösteriyorsunuz, kanalınız temizleniyor.
,
Böyle olunca da sular yol kenarlarındaki bordur taşlarının yanında birikiyor. Büyükşehir bazen bu suları vidanjörle çekiyor.
Eski Başkan Mustafa Gökmen döneminde özellikle Ankara Bulvarı’nda bordür taşlarının hemen bitişiğinde yağmur suyu kanalları, bunlara bitişik olarak da yaklaşık 50 metrede bir kanalizasyon ızgaraları vardı. Yağmur suyu bu kanallardan düzgün bir şekilde akar, kanalizasyon ızgaralarına dökülürdü. Sonradan başlatılan alt yapı çalışmalarında bu kanallar kaldırıldı.
Oysa atık suları, pis ve yağmur suyu olarak ikiye ayırmak gerekir. Yağmursuyu ise ayrı bir tesisatta toplanıp, şehir yağmur suyu kanalizasyonuna bağlanmalıdır. İlçede böyle bir sistem demek ki yok. Olsa yağmur yağdığında böyle manzaralar olmaz. Bunu da İlçe Belediyesi kontrol edecek ve denetimin sağlayacak.
İnşaatlara doğalgaz, içme suyu ve kanalizasyon hattı döşemek için daha dün atılan asfalt sürekli kazılıyor.
Hastane arkası olarak bilinen cadde ve sokaklara daha dün (2-3 yıl önce) asfalt atıldı. Şimdilerde ise asfalt atılan yollar inşaat yapma bahanesiyle tekrar kazılıyor. Her inşaatın önündeki asfalt yol en az iki yerden boylu boyunca kazılmış vaziyette. Keza kaldırımlarda öyle...
Asfalt yollar delik deşik, üstelik yamalı bohça gibi..
Bence bu yollara alt yapı çalışmaları tamamen bitmeden asfalt atmaya hiç lüzum yoktu...
Peki, buralardaki her arsanın önüne asfalt atılmazdan önce doğalgaz, içme suyu, telefon, elektrik, içme suyu hatları kutucuklara bağlansa, inşaatçı kazmayı vurduktan sonra da ilgili kurumlar tarafından bedelleri tahsil edilse daha güzel olmaz mıydı?
Çünkü bu suretle hem yetkili kurumlar, hem müteahhit ve hem de vatandaş zarara uğramazdı.
Ödediğimiz vergilerle Büyükşehir tarafından atılan asfalt için “Yol Harcamalarına katılım Payı” adı altında vergiler ihdas edildi. Bu da yetmiyormuş gibi gayrimenkullere haciz konuldu. Hani ödediğimiz vergiler (yol, su, elektrik, okul, cami gibi) bize hizmet için geri dönecekti?
Alt yapı konusunda Batı (Avrupa) ile farkımız:
Avrupa da önce alt yapı sonra da üst yapı yapılırken, biz de ise önce üst yapı yapılır, alt yapı ise sonradan yapılır.
Bu yüzden de yollar ve kaldırımlar, ranta yani “kazı kazana” dönüşür...
Üstelik Avrupa alt yapı sorununu yüzyıl önce halletmiştir.
İlçe Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan geçtiğimiz aylarda muhtarlarla yaptığı bir toplantıda; Görev süresinin ilk 2 yılının mali disiplinin sağlanması, bir yılının ise projelerin hazırlanmasıyla ve imar sorunlarının çözümüyle geçtiğini anlatarak ‘’Tek derdimiz Çubuk’a ve Çubuklulara yapacağımız kalıcı hizmetlerdir.
Geleceğimiz olan gençlerimize önemli eserler bırakmaktır. Biz bir taraftan rutin hizmetleri yürütürken diğer taraftan da projeler hazırlamaya çalıştık. Benim hizmet anlayışım hiçbir yeri, hiçbir şekilde ayırmadan, milletin bir kuruşunu israf etmeden, en çok ihtiyacı olan yerden başlayarak ve kaynakları en verimli şekilde kullanımını sağlayarak hizmet etmektir.’’
Konuşmasında ilçede yapılan çalışmalarla ilgili kısa, orta ve uzun vadede uygulanacak projeleri de ele alan Dr. Acehan,‘’Sağ olsun asfalt ve altyapı konusunda Büyükşehir Belediyemizden çok büyük destek alıyoruz. Bu konudaki desteklerinden dolayı başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve ekibine de ilçemiz adına teşekkür ediyoruz.
Biz de Belediye olarak Çubukabad projesine başladık. İnşallah önümüzdeki günlerde lojistik merkezinin ve Belediye binasının da temellerini birlikte atacağız.’’
(Başkan, Çubukabad projesi için gecesini gündüzüne katıyor. Çünkü bu proje bitince ilçenin dağ gibi birikmiş sorunları herhalde bir anda halledilmiş olacak!..)
Aynı toplantıda muhtarlar adına söz alan Çubuk Muhtarlar Dernek Başkanı Burhan Şan ise Belediye’den güzel hizmetler aldıklarını ifade ederek, "Hem ilçe Belediyemizden hem de Büyükşehir Belediyemizden bir şekilde güzel hizmetler alıyoruz, teşekkür ediyorum. En büyük sorunumuz istihdama yönelik organize bir sanayi bölgemizin olmamasıdır. İnşallah Başkanımızın önderliğinde bu hizmeti de alırız.’’
Doğru söze! Ne nedir? Şapka çıkarılır, herhalde? Muhtarlar Derneği Başkanı’nın istihdama yönelik sanayi bölgesi eksikliğine katılıyorum. Ama güzel hizmetler konusundaki görüşlerine kesinlikle katılmıyorum. İlçenin alt yapısının ne halde olduğu meydanda...
Eyy Muhtarlar Derneği Başkanı, ilçenin alt yapısı ile ilgili aşağıdaki fotoğraflara bir bak. İlçe böyleyse köyler, pardon daha yeni Metropol olan mahallelerimiz acep ne haldedir?
Yağmur yağdığında hemen hemen tüm yollarda su birikintileri ve gölcükler oluşuyor. İlçenin alt yapısı yapılalı şunun şurasında daha kaç yıl oldu?
Zaman zaman ilçenin merkezi dışında ki bölgeleri gezme fırsatım oluyor. Gezip gördüğüm bölgelerde yağmur suyunun rahatlıkla giderlerden aktığını söyleyemem.
Keza ilçe merkezi, kentin can damarı da perişan haldeydi. Avrupa kenti olma yolunda önemli adımlar atıldığını ileri süren zavallılar acaba Avrupa”nın göbeğinde ki kentlerde bu tür görüntülerin yaşandığına şahit olmuşlar mı?
Çok merak ediyorum!
Büyükşehir Belediyesi 2004 yılından bu zamana kadar kilometrelerce içme suyu, kanalizasyon, yağmursuyu hattı döşedi. Bir o kadar da dere ıslahı yaptı. Allah razı olsun.
Ama bu alt yapı çalışmaları maalesef kontrolsüz, denetimsiz ve programsız yapıldı.
Bazı Belediye görevlileri sabahtan akşama altlarında kamu araçları ile çaka satmayı bırakıp, biraz da çalışsalar kıyamet mi kopar? Çünkü o araçlar su yakmıyor...
Bu çalışmalar yapılırken, Allah rızası için bir Belediye yetkilisini çalışma alanlarında görmedim.
Bende şimdi soruyorum yarım saat bile yağmayan, yağmura dayanamayan yağmur suyu hattına harcanan milyonlarca TL. Paraya yazık günah değil mi?
Başkan’ın bugün yerinde olsam altyapıyı yapan müteahhit firmanın yetkilisini Çubuk’a çağırır kentin merkezini bir gezdirirdim…
Yazık günah o kadar para harcandı, masraf yapıldı, yetimin, dulun, şehidin, halkın parası var o milyon TL. ‘nin içinde..
O para her halükarda vatandaşın cebinden çıkıyor. Paramızla rezil olmak sanırım böyle bir şey olsa gerek!..