Şuayip YAMAN
Elektrik kablolarının yeraltına alınması nedeniyle yapılan elektrik kesintileri mahalle sakinlerini canından bezdirdi.
Önceden hiç bir duyuru, anons vs yapılmadan rastgele yapılan kesintiler çevrede yaşayanlara ciddi zorluklar çıkarıyor, ev hanımları çamaşır makinesi, fırın gibi ev aletlerini çalıştıramamaktan, yapımı devam eden inşaatlarda ustalar elektrikli aletlerini kullanamamaktan, esnaf buzdolabı, yazar kasa vs makinelerin işlevsiz kalmasından, keza ev hanımları da buzdolabındaki yiyecek ve içeceklerinin bozulmayla karşı karşıya kalmasından dolayı mağdur olup şikâyet ediyor.
Kesintilerin bir programa dayanmadan rastgele yapılması diğer bir deyişle müteahhit firmanın o günkü kendi iş programına göre uygulama yapması elektrikle çalışan tüm cihazları devre dışı bırakması sebebiyle kesintiye hazırlıksız yakalanan vatandaşlara çile çektiriyor.
Vatandaşlar tarafından, Yönetimin bir an önce yüklenici firmaya gerekli uyarıları yaparak kesintilerin çevrede yaşayanlara minimum rahatsızlık verecek şekilde düzenlenmesi için gereken adımları atması, yapılacak kesintilerin bir gün önceden anons edilerek mutlaka duyurulması isteniyor.
Hastalar ve hasta yakınları da tedirgin...
Çalışmanın yapıldığı çevrede hastalar var, vardiyadan gelip istirahat eden insanlar var, özellikle de Kolostomi tedavisi gören hasta var. Hastaya zaman zaman oksijen tedavisi uygulanıyor, ventilatör veya oksijen kaynağı takılıyor. Elektriklerin uzun zaman kesintiye uğraması, hastayı güç durumda bırakıyor, bu durum ise hasta yakınlarını telaşlandırıyor, rahatsız ediyor.
Hasta yakınlarının 5-8 saat elektrik kesintisinin ardından 186 Elektrik Arıza ihbar hattını aradığında, görevlinin elektrik kesintisinden haberi olmaması garip değil mi? 186 ihbar hattında çalışanların görevi nedir?
İlçe Belediyesi’nin bu çalışmalardan haberi var mı? Var ise elektrik kesintilerinden vatandaşı neden haberdar etmiyor?
Alt yapı çalışmaları plansız ve programsız...
Elektrik kablolarının yeraltına alınması çalışmalarına devam ediliyor.
Elektrik yer altına alındıktan sonra bu defa da doğalgaz çalışması için de tekrar kazacaksınız.
Sonra eski kanalizasyonu yeniye bağlayacak veya içme suyu şebekelerini değiştireceksiniz.
Yağmur suyu, pis su için tekrar kazacaksınız. Her defasında yollar tekrar tekrar kazılacak.
Çünkü bu çalışmalar plansız, programsız ve denetimsiz yapılıyor. Her kurum farklı zamanlarda çalışma yapıyor. Bu kurumlar arasında koordine yok.
Yollar sanki bedava yapılıyor, acımasızca kazılıyor. Yollar kilit taş olsa, hadi yeniden döşenir.
Ama asfaltı, yeniden nasıl döşeyip eski haline getireceksiniz. Mümkün değil.. Yama yapacaksınız. O da hemen belli olur. Zamanla da buralar çukurlaşır, bubi tuzağı olur. Araçlara zarar verir.
Modern toplumlar alt yapı bitmeden kesinlikle asfalt atmazlar. Çünkü milli gelire zarar vermezler. Biz de para çok!!! Vatandaş istiyor diye sürekli asfalt atarız.
Bu kafayla mı AB’ye gireceğiz?
Bu çalışmalar esnasında hem Belediye ve hem de vatandaş kaybedecek. İşçisine bile maaşını bin bir güçlükle ödeyen Belediye bu israftan dolayı parasını boş yere çarçur edecek.
Hatırlarsanız bir ara Belediye’nin mazot parası bile yoktu. Çoğu öncelikli hizmet aksamıştı.
Vatandaş yapacağı her alt yapı çalışması için yolun her yarılmasında Belediye’ye ’yol yarma parası’ ödeyecek. Dolaysıyla birilerinin yanlış icraatlarının cezasını ödeyecek.
Çubuk"ta alt yapı çalışmaları bitmeden yollara asfalt atmak ilçeye ve Milli gelire ihanetten başka bir şey değildir.
Büyük bir hevesle girmeye can attığımız Avrupa Birliği ülkeleri, alt yapılarını 100 yıl öncesinden halletmişler.
Avrupa ülkelerinde parsellerin önüne önce alt yapı hizmetleri gelir, sonra inşaat yapılır.
Oysa çağdaş ve modern kentlerde (Metropollerde) parsel çalışmalarının ardından; yerel yönetim her parselin önüne; kanalizasyon, içme suyu, yağmur suyu, pis su, doğalgaz bağlantılarını, elektrik idaresi elektrik bağlantısını, telefon idaresi telefon bağlantısını sanki inşaat yapılacakmış gibi yapar.
Vatandaş inşaat yapacağı zaman da (inşaat ruhsatı alırken), yukarıdaki işlemleri yapan kurumlar ne masraf yaptılarsa parasını vatandaştan tahsil ederler. Vatandaşta arsasına kazmayı vurur.
Sonra da buraya asfalt atılır. Olağanüstü bir durum olmazsa bu asfalt evladiyeliktir. Mantıksal olarak yapılması gerekende budur.
Biz de ise durum tam tersidir, parseller üzerine bina yapılır, sonra da her altyapı hizmeti için yol birkaç defa kazılır.
Çünkü bizdeki çalışmalar plansız, programsız ve denetimsiz olduğu için, alt yapı konusunda bir koordine sağlayamıyoruz. Bunun için de her alt yapı çalışmasında yolları yeniden tekrar kazarız.
“ÇAĞDAŞ VE MODERN ÇUBUK” sağlam bir alt yapı ile olur.
Cemaat ne derse desin İmam bildiğini okuyor.
Bizde altyapı yaz-boz tahtasına bir başka ifade ile kazı kazana dönüşmüş durumda.. Her inşaat yapılışında alt yapı bozulur yeniden yapılır. Bu nedenle bu ilçede alt yapı sorunu tamamen halledilmeden yollara asfalt dökmek de çok büyük israftır. Bu da Dinimizce haramdır.
Büyükşehir Belediyesi, ilçemizin bazı kesimlerinde alt yapı çalışmaları yapıyor. İlçeye bir çivi çakandan Allah razı olsun...
Ama bu çalışmalar plansız, programsız ve denetimsiz yapıldığı için her taraf kazılıyor. Sanki alt yapı çalışmaları tamamen bitmiş gibi yollara tekrar tekrar asfalt atılıyor.
Şimdilerde ise elektrik kablolarının tekrar yeraltına alınma çalışmalarına tekrar başlandı. Dolaysıyla yeni inşaatların yapımına da devam ediliyor.
Daha dün atılan asfaltlar, inşaatlara içme suyu ve doğalgaz bağlantıları için tekrar kazılıyor. Dökülen asfaltlar da bu suretle boşa gitmiş oluyor. Asfalt tarladan toplanmıyor. Maliyeti yüksek bir yatırım. Üstelikte bedava değil, parası vatandaştan tahsil ediliyor.
Bu ilçeye kim olursa olsun bir çivi çakandan Allah razı olsun…
Ama birileri hala ilçede yapılan alt yapı çalışmalarını öve öve bitiremiyor. Asli görevlere şak şak yapıyor.
Bir taraftan yollar kazılıyor. Tabiri caizse birileri yapıyor, birileri bozuyor. O yoldan hayır gelir mi? Hani alt yapı çalışmaları bitmişti.
Plansız, programsız ve denetimsiz olarak yapılan alt yapı çalışmaları Metropol bir kente yakışıyor mu?