Nereye Gidiyoruz yazı serisi (5)
Bu yazımda Ankara-Konya arasında çalışan ve birebir başımdan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben, 1976-77 yıllarında sanayi Bakanlığı danışmanlığı ile Bakanlık bünyesinde kurulmuş bulunan “Ağır Sanayi Yüksek ihtisas okulu Yönetim kurulu başkanlığı” yapan Makine Mühendisi bir kardeşinizim.
Ülkemizde CHP-MSP koalisyon hükümetinin 1974 yılı Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın bulunduğu ve Ağır sanayi adıyla 200 adet “fabrika kuran fabrikanın” yapıldığı bir dönemdir.
Ağır sanayi yatırımları arasında “Otoban yolları ve Hızlı tren” çalışmaları da bulunmaktaydı. Hatta İstanbul Ankara arası Hızlı tren çalıştırma işleri Ankara/Sincan-Adapazarı/Arifiye arası tünellerinin açılmaya başlandığı bir dönem olmuştur.
Ama her dönemde yapıldığı gibi ülkemiz içinde “İttihat ve terakki” kafası böyle yatırımlar istemediği için, birçok şer odağı birlikte ve koordineli olarak harekete geçerek Erbakan’ın içinde bulunduğu hükümetleri düşürdüler.
Tabii, o dönemde 70’i faaliyete geçen 130’u ise programına göre ileri tarihlerde bitirilecek olan “Ağır Sanayi yatırımları” daha gelen hükümetlerce “Hallaç pamuğu gibi” atıldı, satıldılar.
1975 yılında iç ve dış hainler tarafından kurdurulmayan Hızlı tren, 2012 yılında faaliyete geçmiştir. Bu iki tarih arasında 37 yıl fark vardır ve bu bir büyük gecikme ve gerilemedir. Hızlandırılmış trenler Ankara-Konya ve Ankara-Eskişehir arası çalışmaya başladılar. Elbette milletimiz kendine yapılan çalışmaları görmekte ve takdir etmektedir. Bu arada Konya-Eskişehir hattı da faaliyete geçmiş olması sevindiricidir.
NASIL KURULDU NASIL ÇALIŞIYOR
Hızlandırılmış trenler, lokomotifleri, vagonlar ve hatta rayları bile yurtdışından getirtilerek ülkemizde montajı yapılmış yani bu trenleri yabancılar kurmuştur.
Avrupalı ve ABD’li yatırımcılarla yapılan görüşmeler ve anlaşmalarla ülkemize “Hızlı trenlerin” getirilmesi ve çalıştırılmaları sağlanmıştır. Burada ülkemiz de Karabük ve İskenderun Demir Çelik fabrikaları, motorlar ve diğer aksamları gibi fazla girift bir yapısı olmayan bu tonlarca ağırlığı olan ray demirleri de sistem “Anahtar teslimi” kuralınca, yurt dışında ithal edildi. Ülke olarak bizim yaptığımız ise sadece “Hızlandırılmış trenlerin yapılmasına izin vermekten” öteye geçmemiştir. Bir farkla ki bu trenlere TCDD arması ile harfleri yerleştirilmiştir. İstanbul’a üçüncü köprü ile Marmara altına tüp geçit projelerinin de bundan farklı bir durumu yoktur.
Hızlı trenler, Otobüslerle 3,5 saatte alabildiğimiz Ankara Konya arasını 2 saatte alarak ulaşımda 1,5 saatlik bir kısalmaya sebep oldular. Ayrıca lüks görünümleri, kaza yapma ihtimallerinin azlığı gibi önemli katkıları da göz önünde ki konulardır.
Geçenlerde Validemi ve Konya’da gelin olan kızımı ziyarete, başkaca da alternatif olmadığından “Hızlandırılmış trenle” gittim.
Bir de ne göreyim… Biletler rastgele kesilmiş. Yabancı bir hanımın yanına yabancı bey oturtulmuş. Bilhassa gidiş-dönüş biletlerinde koca ile karı arası açılmış koca başka bir koltuğa, karı bir başka koltuğa oturtulmuş.
Konya’dan Ankara’ya dönerken benden önce gelerek yanımda ki koltuğa oturan genç bir hanımın görünce, onu rahatsız etmemek için ayakta biraz bekledim. Amacım, tren hareket edince yanı boş olan bir beyin yanına giderek oturmaktı.
Kızcağız benim bu tereddüdümü görünce bir önde ki koltuklarda oturan bir bey ile hanıma seslenerek, “yer değişip değişemeyeceğini” sordu.
Belli ki beyefendi kibar bir insandı ve hemen kalkarak arka koltuğa geçmeyi kabul etti. Yanımda ki hanım ise onun yerine oturarak bir hanımın yanına oturmuş, böylece bir beyle koltuk arkadaşlığı yapma imkânını elde etmiş oldum.
OTOBÜS BİLETİ KESENLERİ ALIN
Koltuk arkadaşımla biraz sohbet edince, onun da yanındakinin kendi eşi olmadığını hatta tanımadığı bir hanım olduğunu söylemesi, benim şaşkınlığımı artırdı.
Biz yıllardır otobüslerle ülkemizde değişik il ve ilçelere seyahatler ettik. Ama çoğunu lise mezunu bile olmayan terminallerde ve şehir içindeki diğer bilet kesim merkezlerinde bilet kesenlerin, böyle bir çirkin pozisyona imza attığı görülmemiştir. Onlar, bir hanım yolcunun yanına mutlaka bir hanım vermeye ve eğer başka hanım yolcu yoksa o hanım yolcunun yan koltuğunun boş tutulduğuna hep görmüşüzdür.
Efendim, ne olacak bu devirde… Efendim, biletler bilgisayarda ki programa göre kesilmektedir. Yerleri bilet kesenlerimiz belirlememektedirler…
Bu iki mazeret de tutarsızdır. Size ne kardeşim… Ben inancım gereği kendi hanım ve kızımın yanına yabancı bir erkeğin oturmasını istemiyorum. Eğer ben müşteriniz isem, siz benim isteğim doğruldu da hizmet vermeye mecbursunuz.
TCDD genel müdürlüğü olarak siz bu bilgisayar programlarını yaptırırken birkaç indüs kullansaydınız, biletler kesilirken bilgisayarlarınız bu indüslere göre yerleştirme yapacak, siz de bu Müslüman milletin yöneticileri olarak, “millete ve onun değerlerine ters düşen pozisyonunda” olmayacaktınız.
Kadınlar ve kızlar için “K”, Erkek müşteriler için “E”, çift gelenler için “Ç” ve Aile için “A” harfleri programa dâhil edilmesi halinde, kesilen biletlerde bu harfleri taşıyan numaraların yan yana gelmesi sağlanacaktır.
Eğer bu işleri Üniversite mezunu bilet kesenleriniz yapamıyorsa, garajlardaki bilet kesenleri getirin, onlar bu işi milletin istediği gibi hatasız yapacaklardır.