Hicret nedir? Bir yerden başka bir yere göç etmektir. Peygamber efendimiz (s.a.v) doğduğu, büyüdüğü ve kendisine peygamberlik geldiği Mekke şehrinden Medine ye gitmesine hicret-i nebi denilmektedir.
Hicret niçin yapılmıştır? Hz.Muhammet(s.a.v) efendimize, peygamberlik geldikten sonra, Mekke de ki, İslam düşmanları, Müslümanlara akıl almaz işkence ve zulüm yapmaya başlamışlardı. Pazarlarda alış veriş yaptırmadılar, arazide hayvanlarını otlattırmadılar, Müslümanları ıssız bir yerde bulduklarında, canlarına kıymaya kadar gidiyorlardı. Yapılan bu işkence ve şiddetin sonu gelmiyordu. Bu zulüm ve işkenceye rağmen, günden güne, Müslümanların sayısı da artmaya başlamıştı. Mekke şehri, Müslümanlar için yaşanılmaz bir duruma gelmişti.
Miladi 615 yılında peygamber efendimiz(s.a.v) ‘in izniyle Müslümanlardan 10 erkek 5 kadın Habeşistan'a hicret ettiler, bundan bir yıl sonrada Hz. peygamberin amcası Ebu Talip'in oğlu Cafer’in başkanlığında 82 erkek ve 10 kadın daha Habeşistan’a hicret ettiler. Orada rahat bir şekilde din ve inançlarını yaşamaya başladılar. Mekke putperestleri, Müslümanların Habeşistan da çoğalmalarından korkarak, Müslümanları Habeş kralından geri istedilerse de bunu başaramadılar.
Hz. peygamber hak din olan İslamiyet-i, insanlara duyurmaya, tebliğ etmeye, öğretmeye, yılmadan sabırla ve metanetle devam ediyordu. 620 senesi hac mevsiminde Medineden gelenlerden, 6 kişi peygamber efendimizin yaptığı tebliğ ile Müslüman olmuşlardı. Bir sene sonrada 12 kişi Müslümanlığı kabul ettiler. Bu olaya birinci Akabe denilmektedir. 622 yılı hac mevsiminde 73 erkek ve 2'si kadın olmak üzere, Müslümanların sayısı 75 oldu. Bu kişiler ikinci Akabe biatini yaptılar ve bu Medineli Müslümanlar, inandıkları dava uğrunda her çeşit zorluğa göğüs gereceklerine söz verdiler.
Mekke müşriklerinin gün geçtikçe, peygamber efendimiz (s.a.v)'e öfkeleri ve kinleri artmıştı. Medine deki Müslümanlarda, peygamber efendimizi ve mekkedeki Müslümanları medineye hicrete davet ediyorlardı. Bu davet karşısında peygamber efendimiz (s.a.v) Müslümanlara küçük guruplar halinde hicrete izin verdi. Müslümanlar müşriklerin dikkatini üzerlerine çekmemeye gayret ediyorlardı. Ve bu hicret işini gizlice yapıyorlardı. Daha sonra, Hz Ömer(r.a) bir gün kılıcını kuşandı, kabeyi 7 defa tavaf etti. Mekke müşriklerine meydan okuyarak yüksek sesle şöyle seslendi “işte bende dinimi korumak ve yaşamak için Allah yolunda hicret ediyorum. Karısını dul, çocuklarını yetim, bırakmak anasını ağlatmak, isteyen varsa, önüme çıksın” dedi. Ve yanına, 20 kadar müslüman’ı alarak, Medine ye doğru yola çıktı. Bu arada Hz. Ebubekir'de (r.a) hicret için Resulullah dan izin istedi. Resulullah (s.a.v) de “ümidim odur ki Allah Teâlâ bana da izin verir beraber hicret ederiz” buyurdu.
Mekke müşrikleri, Müslümanların günden güne çoğalmalarından telaşa kapıldılar ve Darünnedve denilen yerde toplandılar, her kabileden güçlü kişileri seçtiler ve ellerine verdikleri kılıçlarla Hz Muhammed (s.a.v) üzerine saldırmalarına ve kimin öldürdüğü belli olmaz kararında ittifak ettiler. Resulullah’ (s.a.v)‘e düşmanların bu kararını, Cebrail (a.s) geldi haber verdi. Ve Allah'ın hicret emrini peygamber efendimiz (s.a.v)'e bildirdi. Hz peygamber (s.a.v) kendi yerine Hz. Ali (r.a) 'yı bıraktı ve yanındaki emanetleri de ona verdi. Bir gece Hz peygamber (s.a.v)'in evinin etrafı düşmanlar tarafından sarılmıştı. Hz peygamber (s.a.v) evini çeviren düşmanların üzerine yasin suresinden ayetler okuyarak üzerlerine toprak saçtı ve aralarından çıkıp gittiği halde göremediler. Yanına bir kılavuz alarak Hz. Ebubekir (r.a) ile birlikte Medine yolunun, tersi istikametinde olan Sevr mağarasına gittiler. Mağaraya gelmezden önce, müşriklerin fedaisi olan Suraka 'bin-i Malik peşlerinden yetişti. Fakat atının ayakları kuma saplandı (0, yerde saplanma ortamı yok iken) bu saplanma olayı üç defa tekrar etti. Her defasında, Hz. Peygamber efendimiz dua edince Sürakanın atı, batmaktan kurtuluyordu Peygamber(s.a.v) ‘in bu mucizesini görünce Suraka Müslüman oldu. Suraka din düşmanlarına karşı bu tarafta aradığınız yoktur, diyerek durumu gizledi. Ve Sevr mağarasında 4 gün 4 gece saklı kaldıktan sonra, medineye doğru yola çıktılar. 20 Eylül 622 senesi Medine yakınlarında ki Küba köyüne vardılar. Peygamber efendimiz(s.a.v) kaldığı süre içersinde Küba mescidini yaptırdı.(Bu mescit aynı zamanda okul demektir) Kuba mescidinden sonra Ranuna denilen yerde Cuma namazı farz oldu ve ilk Cuma namazını da burada kıldırdı.
Peygamberimiz (s.a.v)medineye varışında büyük tezahürat ve coşkuyla karşılandı.”Bizim üzerimize ayın ondördü doğdu ve karanlık gecelerimiz aydınlık oldu.” şiirlerini söylediler.
Medine de İslam devleti kuruldu. Müslümanların can ve mal güvenliği sağlandı. Hicretten 17 yıl sonra, Hz. Ömer(R.A) Halifeliği zamanında, Muharrem ayı içerisinde, Peygamberimizin(s.a.v) Mekke’den Medineye olan bu yolculuğu hicret yıl olarak kabul edildi. Hicri yılın bütün Müslümanlar ve insanlık için hayırlara vesile olmasını cenabı haktan niyaz ederim. Allah' a emanet olunuz.