Mutlu yuvanın kurulması yazı serisi www.yuvamiz.net nevzatlaleli@gmail.com
Aile, fertten topluma geçerken bir önemli köprü ve bir işaret taşıdır. Fertlerin mutlu, toplumun mutlu olmasını isteyenler aile müessesine baksınlar. Onu nasıl kuruyor, onun idamesini (devamını) nasıl sağlıyorlar. Eğer toplumda aileler mutlu ise bu, ailenin bireyi ferdin ve ailelerin oluşturduğu toplumun, mutluluğunun en güzel bir ölçüsüdür.
Ailenin mutluluğu nasıl sağlanır? Bu mutluluk görünüşte olmamalı, ailenin her ferdi mutluluğu kalbinin en derinlerinde hissetmelidirler.
Mutluluğu sağlayan husus öncelikle denklik dediğimiz “Küfüv”dür. Ancak bu denkliğin başında “inanç birliği – dünya görüşü” gelmektedir. Eşler arasında öğrenim, kültür, asalet, maddi durum, boy ve kilo gibi hususlar da küfüv kavramına giriyorsa da bunlar içerisinde en önemlisi budur.
“Erkeğin; ailenin reisi, hanımın da Allah’ın emaneti olarak algılandığı” milletimizin tarihinde ailelerimiz hep mutlu yaşamışlardır. Bu mutluluğu, başlarına gelen acılar, afetler ve savaşlar bile bozamamışlardır.
Zamanımızda materyalist-libereal görüşteki aileler içinde 20 – 30 sene birlikte mutlu yaşamış olan ailelerde, eşlerden birinin inancı değiştiği (genellikle İslami yaşayışa yöneldiğinde) zaman yuva çatırdamaya başlamaktadır. “Uzun seneler aynı dünya görüşü paylaştıkları ve hiç olmazsa görünüşte mutlu yaşadıkları halde bu ailenin bugün karşılaştıkları gerginliğin sebebi nedir?” Örneğin eşlerden birinin hanımda tesettür (kapanma, başörtüsü takma) istemesi diğerinin açıklığa özenmesi, birinin içkiye mubah (içilebilir) diğerinin ona haram (içilemez) gözüyle bakması gibi birbirine zıt görüşler bu görünüşteki mutluluğu da alıp götürmüştür. O halde, eşlerin dünya görüşlerinin (inançlarındaki doğru ve yanlışlığa girmeden) birbirine uygunluğu onların mutluluğunu sağlayacak en önemli husustur.
EVLENDİRME GÖREVDİR
1999 yılı 17 Ağustosunda yaşadığımız büyük depremde sonra şahlanan o muazzam “milli refleks”le herkes depremzedelere yardım etmeye koştururken, ben de yeni kurmaya çalıştığım bir hizmetin (evlendirme çalışmaları) önce deprem bölgesindeki insanlarımıza ulaştırılmasını programladım. Gazetelere bir basın bülteni göndererek; “Yaklaşan kış şartlarında deprem bölgesindeki insanlarımızı bu bölgeden kurtaralım. Deprem bölgesinde evlenmesi mümkün olanları deprem dışı bölgelerdeki evlenmek isteyenlerle evlendirelim. Böylece bir gelin kızımız ailesiyle damat beyin evinde, iç güveyi alacağımız bir delikanlımız ise yine ailesi ile gelin hanımın evinde kışı geçirsin” diyerek bir teklif dosyası hazırladım. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılması gereken çalışmaları birer birer arz ettim.
İnsanın beşeri ihtiyaçlarından birisi ve en önemlisi hiç şüphesiz uygun bir evlilik yapmasıdır. Nitekim Hz. Âdem ilk yaratıldığında ve henüz cennet ve bütün ihtiyaçlarını hiçbir zorluğa uğramadan zahmetsiz karşılamakta iken, Rabbimiz kendisine bir de eş olarak Hz. Havva’yı yarattı ve onun Cennete de olsa yalnız bırakmadı.
Nur suresi 32. ayetinde Cenab-ı Hak biz kullarına; “evlenin” demiyor “Sizden bekâr olanlarınızı evlendirin...” buyurarak, evlendirme görevini bizim de içinde bulunduğumuz topluma veriyor.
NE YAPIYORUZ
Ancak bu gün toplumumuz kendisine, böyle bir ilahi görevin verildiğini bilmiyor. Aksine, “bana çöp çatan derler” diyerek evlendirme çalışmalarını hafife alıyor, “iyi çıkarsa kendilerinden, kötü çıkarsa benden bilirler”gibi sözleriyle görevini yapmaktan kaçınıyor.
Hele yaşlı dul erkeklerin halleri daha perişandır. Bir ömür birlikte geçirdiği eşini kaybeden yaşlı dul insanımız, ölünceye kadar ki kalan ömrünü artık yalnız yaşamaya mahkûm bırakılıyor.
Yuvamız Evlendirme bürosu adıyla kurduğumuz ve 2000 yılı başından itibaren halkımızın hizmetine açtığımız bu çalışmamızla, her yaştan, her medeni halden birçok kardeşimiz evlendirilerek yuvalarını kurmuşlardır. Bu sayı,3.Temmuz.2011 tarihini itibariyle 156 kardeşimize ulaşmış bulunmaktadır.
Ve çok önemli bir husus da, bir tarafıyla “görücü usulünü” hatırlatan evlendirme çalışmamalarımızda boşanma olmamaktadır. Evlendiğimiz eşlerden sadece bir çiftin yuvası yıkılmış olup ona da sebebi ekonomik sıkıntılar ve işsizlik sebep olmuştur. Ankara’dan İstanbul Sultanbeyli’ye gelin giden kardeşimiz maalesef geri dönmüştür.
Bu yuvanın kurtarılması için eski Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak hocamıza ulaşılmış, yeni belediye başkanından yardımcı olması istenmiş, Ümraniye Belediyesi Polikliniğin Başhekimi Dr. Ramazan beyin yardımcı olması istenmiş ve çevremizden hayır sahiplerinden topladığımız bazı maddi destekleri aileye gönderilmiş ama yuva kurtarılmamıştır.
Başvuran adaylarımızı, “Dindar, Liberal ve sosyal demokrat” olarak fikri ve siyasi yapılarına göre tasnif edilmekte her adaya kendi yapısına ve dünya görüşlerine uygun aday gösterilmekte ve tanışarak evlenmelerine vesile olunmaktadır. Çünkü biz her evlendirdiğimiz her insanın, yuvasını kurmaya vesile olduğumuz çiftin mutlu olmalarını istiyoruz.
Çalışmalarımızda, evlendirme kararları verilirken “aklı öne çıkaran” bir metot uygulanmakta, “hissi ve duyguları öne çıkartan” sisteme kapılarımızı kapatmış bulunmaktayız.
Adaylarımız, resimli bilgi formlarıyla bize başvurmakta, biz bu formalardan uygun olanlarını karşılıklı olarak birbirlerine göndererek bu formları incelemelerini ve uygun bulmuşlarsa “olumlu” karar vermelerini istemekteyiz. Taraflardan birinin kararının olumsuz olması halinde adaylara 6 ay boyunca hizmet verilmektedir.
Bu çalışmalarımız canlılığını yitirmemesi, müracaat eden adaylarımızın fazla beklemeyerek bir an önce eş bularak yuvalarını kurmaları, “Evlendirme konularının toplumda sıcak tutulması ile mümkündür.” Bu noktada medya ve basın kuruluşlarına ihtiyaç bulunmaktadır.
Okuyucularımızdan, medya kuruluşlarımızdan ve aziz milletimizden çalışmalarımıza destek olmalarını bu sayede yardımın bizzat kendi il veya ilçesinde yaşayan bir hemşerisine (belki de kardeşine) yardımcı olmuş olduklarını bilmelerini isterim..