Hayatın Son Durağı Kabir

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

İnsanın,  hayat akışının başlangıcı ruh âlemidir. Ezelde yaratılan ruh, ana rahminde bedene müsafir olur ve kısa bir süre sonra hayat başlar. Ana rahminden sonrada dünya hayatı belli bir süre devam eder. Hayat akışımızın son duraklarından biriside kabirdir. Kabire konulduktan sonra, kıyamet sabahına kadarda, berzah âleminde beklemede, kalınır. Mümin olanların yönü ve gideceği yeri, öldükten sonra dirilmeye ve ahıret âlemindeki vereceği hesaba yöneliktir. Ahıretin ilk kapısı da kabirdir. Peygamber efendimiz (sav) “ Kabir cennet bahçelerinden bir bahçedir veya cehennem çukurlarından bir çukurdur” buyurmuşlardır. Kabre giren kimselere Münker ve nekir sorgu meleklerigelir.Sorgumeleklerimevtaya,üçsoru,sorarlar.                                                                                                                                              O,sorulardan Birincisi “Men Rabbüke” senin rabbin kimdir?                                                                   

     “Rab” kelimesinin açımlı; seni terbiye eden, büyüten nutfeden (meniden)yaratıp şekillendiren,  varlık âleminin en seçkin varlığı olarak dünyaya getiren kimdir? Sorusuna muhatap olur. Bu sorunun cevabını “Rabbim Allahtır” demesi beklenir.  

İkinci soru: Peygamberin kimdir? Sorusuna muhatap olur. Peygamberim, Muhammet (sav) diye cevap vermesi beklenir.

Üçüncü soru ise; Dinin hangi dindir? Sorusu sorulur. Cevabı ise “Dinim islamdır” diye cevabı beklenir.Bu soruların cevabı elbette dünyada hazırlanması gerekir.Bir öğrenci dersine çalışmadan nasıl ki imtihanda başarılı olamazsa;Dinden, imandan, İslam dan, haberi olmayan insan da,kabirde , Münker ve nekir adlı sorgu meleklerinin sorularına cevap vermeleri güç olur.

     Ehlisünnet inanıcına göre, kabirde bu sorular ruhla birlikte cesede veya cesedin her bir parçasıyla ruha sorulur. Adamın suda boğulması, ateşte yanması, yırtıcı hayvanın karnında olması gibi durumlar, bu sorguya engel değildir.                                                                                                       

      Kabir azabının şeklini bazı bilginler rüya âlemine benzetirler. Rüyada bazen çok güzel şeyler görülür. Bazende korkunç manzaralar görülür ve insan kanter içerisinde uykusundan uyanır. İşte kabir azabı da böyle bir şeydir.                                                                                 

      Kabirde, Münker ve nekir adlı meleklerin sorularına cevap verebilen kimselere, bu melekler sen kabrinde rahat uyu derler. Bu güzel amel sahibi olan kişiye, cennetten birde pençere açılır, cennetteki yerini görür.

          Hz. Ebubir (ra) yanında Mahşer âlemi, cennet ve cehennem, hesab, mizan anlatılırken, ağlamaz gözyaşı dökmezmiş, kabirdeki sorgu meleklerinden konu açılınca da, gözyaşlarını tutamaz ağlarmış. Sorulduğunda; “Ahıret âleminin ilk basamağı kabirdir. Burada münker ve nekir adlı meleklerin sorularına cevap verebilirsem, ondan sonra gelecek sorulara da cevap vere bileceğim demektir” dermiş.

 

     Peygamber efendimiz (sav) bir hadislerinde “ Sizden biriniz öldüğü vakit, sabah akşam, ahıretteki yeri kendisine gösterilir: Kişi cennetlik ise cennetteki yerini, cehennemlik ise cehennemdeki yerini görür. Allah Teala seni tekrar diriltinceye kadar yerin burasıdır denilir” buyurruyor.

 

     Peygamber efendimiz (sav) bir hadislerinde “ölen kişinin peşinden üç şey gider: Aile fertleri, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, birisi kalır. Geri dönen çoluk çocuğu ve malıdır. Ameli( kendisi ile) kalır” buyurdu. Gerçek olanda aile fetrleri mezar başına kadar gider. Kişi Ameli ( yaptığı iş ve icraatı ) ile baş başa kalır.                                                                            

     Peygamber efendimiz (sav) başka bir hadislerinde “İnsan öldükten sonra ameli sona erer. Ahıret âleminde imdadına yetişecek 3 şey olduğunu 1. Sadakatün cariyetün: yani devamlı olan geliri(cami, çeşme okul, yol, hastane, ağaç dikme ...) 2.Ev ilmün yüntefeubih: yani yararlanılan bir ilim (kitap yazmak, talebe okutmak..3.Ev veledün salihun yedulehu: kendisi için hayır düa eden bir evlad bırakmış ise işte bu gurubun sevap defteri kapanmaz ,kabirde ve ilerisinde defterine  devamlı  sevap yazılır”buyurmuşlardır.

 

      Buhari ve Müslim hadislerinde Hz.Aişe validemiz (ra) dan rivayete göre; Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde “Kabir azabı haktır ( vuku bulacaktır) onlar kabirlerinde öyle azab olurlar ki, hayvanlar, onların azap seslerini duyarlar” buyurmuşlardır.                                                                   

          Kabirle ilgili merhum M. Akif Ersoy "un Mezarlık şiirinin açılımı“ şu dünyanın yaşam kavgasında kendini hayatın coşkun seline kaptıran insanlar, bir gün yorgun ve bitkin düşerek canlarını onun koçağına atarlar. Ey mezarlık; sen bizleri hayretlere düşüren bir dünyasın. Allah senin yapını ne kadarda yüce kılmış! İnsanlık âleminin en seçkin evladı bile senin koynunda saklı. Korku ve ümitsizlikten kaynaklanan acı feryatlar hep senden yardım beklerler. Sen bir;  yığın. Göz nurusun. Senin cevherin, milletin temiz ruhundan coşan gözyaşlarıyla yoğurulmuştur.”Mevla"mız kabirlerimizi pür nur eylesin.