Emek Konukevi’nde Hizmet-İş Sendikası Ankara 2 No’lu Şube Genel Kurul toplantısı gerçekleşti. Toplantıda bir konuşma yapan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Recep Dere’yi tanımayanların yaptıkları çalışmalarla ilgili zaman zaman kuşkulandıklarını bildiğini belirterek, "Recep Dere arkadaşımıza biz hiçbir konuda kendisine şöyle bir şey yapalım dediğimi hatırlamıyorum. Pek çok şeyi düşünür ve bunu yapmak için çaba sarf eder ve samimiyetle yapar" ifadelerini kullandı.
Hak-İş’in bir gazi şubesi olduğunu vurgulayan Arslan konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu şube gazi bir şube. Biz şubeleri 2015’te birleştirdiğimiz zaman Ankara’nın en az üyesi olan şubemizdi. Bugün şubemizin 8 bin civarında üyesi var. Ankara’da hemen hemen bütün kamu kurumlarındaki işçilere ulaşıp sendikamızın üye sayısını hem yeni belediyelerde hem de kamudaki taşeron şirketlerdeki arkadaşlarımızı sendikamıza dahil ederek büyük bir başarıya imza attılar. Ankara 2 No’lu Şubemizin kuruluşu baya eski. 25 yıllık bir geçmiş var. Zor dönemler yaşadık. Belediyelerimizin ekonomik sıkıntılar yaşadığı dönemlerde belediyelerin zorluklarıyla arkadaşlarımız mücadele etmek zorunda kaldılar. Onun için bu aşamada hem belediyelerimizdeki şartların olumlu hale gelmesi ve yeni belediyelerin sendikamızın bünyesine katılması hem de etraftaki kamu kurumlarındaki arkadaşlarımızın sendikamıza katılmasıyla önemli bir süreci tamamlamış olduk. İnşallah bir dahaki yapacağımız genel kurul şubemizin daha güçlü ve büyümüş noktaya gelmesini Rabbim nasip etsin."
"15 Temmuz şehitlerimizin Türkiye’nin geleceği için ne kadar büyük bir anlam ifade ettiğini hiç unutmamamız gerekiyor"
"15 Temmuz darbe girişimini unutmayacağız, unutturmayacağız" diyen Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, şunları kaydetti:
"Gazilerimize uzun ömürler diliyorum. Onlar varsa biz bugün buradayız. Gazilerimizin, şehitlerimiz fedakarlığıyla biz 15 Temmuz karanlığından çıktık. Ama bu karanlık hesaplar devam ediyor. Hak-İş olarak bunun farkındayız. 15 Temmuz şehitlerimizin Türkiye’nin geleceği için ne kadar büyük bir anlam ifade ettiğini hiç unutmamamız gerekiyor. Bundan sonra da 15 Temmuz için mücadele etmiş herkesi takdirle, minnetle anmaya devam edeceğiz. Celalettin İbiş kardeşimiz 2 No’lu sendikamızın kuruluşunda yer almış bir arkadaşımız ve çeşitli görevlerde bulunmuştur. Hiçbir zaman ben bunu istiyorum dememiştir. Arkadaşlarımızın uygun gördüğü görevlerde hep severek çalışmıştır. 15 Temmuz gecesi de Genelkurmay karargahına kimse onu zorla götürmemiştir. Ülkemizin, milletimizin devletimizin geleceği için sokaklara çıkan kardeşlerimizden bir tanesi. Onunla ne kadar gurur duysak azdır. Hak-İş’in Türksat’ta da iki tane şehidi var. Ahmet Özsoy ve Ali Karslı. 100’ün üzerinde yaralımız var. 15 Temmuz’la ilgili herkes bir şey söylüyor ama arkalarına baktığımız zaman meydanlardakilerin kimler olduğunu görüyorsunuz. Hak-İş ve sendikalarımız, yöneticilerimiz o gün meydanlardaydı ve Cumhurbaşkanımızın bu konudaki çağrısı yapılmadan arkadaşlarımız meydanları tutmuşlardı milletimizle beraber" şeklinde konuştu.
"Taşeron şirketlerde çalışanlarımızın kadro almasıydı bizim esas mücadelemiz. Bunu büyük ölçüde başardık"
Belediye bünyesindeki taşeron şirketlerde çalışan personellerin sınavlara girerek görevlerine devam ettiğinin altını çizen Arslan, "Belediye bünyesindeki taşeron şirketlerdeki arkadaşlarımız usulüne uygun sınavlar yapılarak belediye şirketlerinde çalışmaya devam etmektedirler. Bu arkadaşlarımız kadrolu işçilerimizin bütün haklarına sahip olabilecek arkadaşlarımız. Bir geçiş dönemi var. Bu dönemin sonunda toplu sözleşme düzeni içerisinde belediyelerimizin imkanlarına göre toplu sözleşmelerde kadrolu arkadaşlarımızın hangi hakları hangi talepleri varsa aynısına sahip olacaklardır. Belediyelerimizde çalışan ve geçici işçilerimiz için de diğer kamu kurumlarında olduğu gibi 9 ay 29 güne çıkartılacak şekilde bir sorun vardı onun da giderilmesi için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu sürecin başarıyla sonuçlandığını belirtmek istiyorum. Biz doğru olanları yapmak için çaba sarf ettik ve yaptık. Belediyelerimizde ve kamu kurumlarında Türkiye’nin toplam kadrolu işçi sayısı 170 bin. Bugün bu 170 binin üzerine 5 kat daha fazla arkadaşımız kamuda çalışmaya hak kazandı. Yaptığı iş üzerinden sınava tabi tutularak gerçekten bir reformu gerçekleştirmiş olduk. Taşeron şirketlerde çalışanlarımızın kadro almasıydı bizim esas mücadelemiz. Bunu büyük ölçüde başardık" dedi.
Programa Keçiören Belediye Başkan Yardımcı Gürsel Yılmaz, Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, Hizmet-İş Sendikası Başkanı Hüseyin Tanrıverdi de katıldı.