HAÇLILAR İTTİFAK EDERKEN

ŞEVKET TANDOĞAN

                             

          Bilindiği üzere, bugün dünyada yaşayan iki buçuk milyar civarındaki Hıristiyan âlemi; birleşerek, HAÇLI İTTİFAKI oluşturmaya çalışmaktadır. Farklı milletlere mensup, farklı itikadî mezheplere inanmış bulunan muhtelif coğrafyalardaki kiliseler tek çatı altında birleşiyorlar.

          Yaklaşık bin sene önce yaşanan ve Yüzyıl savaşları adı verilen korkunç savaşlarda, Hıristiyanlar mezhep kavgaları yüzünden barbarca katli-amlar yapmışlar ve birbirlerini yemişlerdi. Katolik Kilisesi Ortodoks Patriğini AFOROZ ederek dinden atınca, Ortodoks Kilisesi de misillemede bulunarak Papayı AFOROZ etmiş ve aralarındaki ipler tamamen kopmuştu.

          Asırlar boyu devam eden bölünmüşlük ve ihtilafın sonunda, aradan 910 sene geçtikten sonra, yitirilen canlar ve çekilen acılar yetmiş olmalı ki, 1964 yılında Papa 6.Paul ile Patrik Athenagoras Kudüs’te Zeytin Dağı’nda buluşarak diyaloğu başlattılar. Bu buluşmada AFOROZ u karşılıklı olarak kaldırmak suretiyle ciddî bir yakınlaşma ve anlaşma sürecine girdiler.

          Aynı yıllarda yaklaşık 60 yıl önce batılı haçlılar, siyasî ittifak adımlarını da atmış ve bu günkü adıyla AVRUPA BİRLİĞİ ni kurmuşlardı. Yani Hıristiyanlar faklı mezhep inanışlarını bir tarafa bırakıp, dinde birlik sağlarken, bir yandan da ülke sınırlarını ortadan kaldırarak siyasî ve ekonomik işbirliğini başlatmışlardır.

          Elimizdeki belgelere göre: Yaklaşık 1.2 milyar Katolik, 600 milyon Protestan, 300 milyon Ortodoks Hıristiyan var. Ayrıca evanjelikler, Süryaniler, Ermeniler, Mısır’lı kıptiler ve diğer bağımsız kiliselerle toplam iki buçuk milyar civarındaki Hıristiyan dünyası birleşerek, dünyayı yönetmek ve kaynaklarını sömürmek için, siyasî liderlerle birlikte, ruhanî liderler el ele vermiş büyük çaba sarf ediyorlar.

          Geçtiğimiz günlerde ülkemizi ziyaret eden Papa Franciscus, ziyaretini Ortodoks Kilisesinin kurucusu Aziz Andreas’ın anma yortusuna denk getirdi. Patrik Barthelomeos, bu ziyaretten çok memnun kalarak: “Önümüzde belki uzun ve bazen de engebeli bir yol var. Ancak geri dönülemez nitelikte bir yol” dedi. Papa Franciscus da;”En büyük isteğim, Katolik Kilisesinin Ortodoks Kiliseleri ile birleşmesidir” dedi.

          Hatta dünyadaki Musevîlerle Hıristiyanların yakınlaşma ve gizlice saldırmazlık mutabakatı sağladıkları söylenmektedir. Nitekim Papanın son Patrikhane ziyaretine Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva da katılmıştır.

          Sonuç olarak: Haçlılar ve Yahudîler “Birlikten kuvvet doğar” felsefesine göre, anlaşıp birleşirken, acaba İSLÂM DÜNYASI ne durumda ve ne yapıyor? Hangi mezhep önderi veya cemaat lideri, diğerinin elini sıkıp “Gelin birleşelim” diyebiliyor. Tam aksine günden güne dilim dilim, parça parça ayrılıyoruz. Her gün yeni bir siyasi parti, her gün yeni bir fraksiyon piyasaya çıkıyor. Maalesef Müslümanlar bölünüyor, kıyıma uğruyor, atılıyor, itiliyor ve küçük parçalar halinde düşmana yem oluyorlar.

          Çünkü Müslümanların başı olacak HALÎFESİ YOK. Batılılar laikliği bize ihraç ettiler. Cumhuriyeti kuranlar bu tuzağa dört elle sarıldılar. Böylece Hilâfetin kaldırılması sağlanarak, Müslümanların birliğini ve dayanışmasını sağlayan en önemli kurum ortadan kaldırıldı. Ümmetin Halifesi yurdundan kovularak yaban ellerde açlığa ve zillete mahkûm edildi.

          Laikliği bize ihraç edip, benimseten ve uygulatan batı dünyası, kendi dini kurumlarını kaldırmadığı gibi, Vatikan’daki Papa laikliğe aykırı görülmedi. Katolik mezhebinin ruhanî lideri, aynı zamanda Vatikan’ın devlet başkanı olurken bunu kimse yadırgamadı. Papayı kendi aralarında barış ve hoşgörü elçisi olarak dünyaya takdim ediyorlar. Bu durum Hilâfet düşmanı beyinsizlere ithaf olunur.

          Büyük bir dünya savaşının parça parça başladığı bir zamanda, Haçlı ittifakı sağlanırken İSLAM BİRLİĞİ gerçek anlamda hayata geçmeli, bu da Hilafetin merkezi Türkiye’de güçlü bir lider ile olmalıdır.