Halbuki ne güzel başlamıştı Kent Konseyi Genel Kurulu!
Çubuk, Çubuk olalı yarı-resmi bir organın genel kurulunu bu kadar farklı renklerden -bir katılımcının betimlemesiyle- bu kadar ağır zevatı bir araya getirerek yapmamıştı. Beş milyonluk Ankara’nın Kent Konseyi Başkanı Seyfi Saltoğlu bu kalabalığın kendi genel kurullarından çok daha fazla ve nitelikli olduğunu konuşmasının başında itiraf etti ve Çubuk’u tebrik etti. Halbuki resmi delege sayısı 50 idi.
Salonun yarısı Çubuklu veya Belediye Başkanının deyimi ile Çubuk’un bazlamasından tatmış üst düzey bürokrat, akademisyen ile doluydu. Ankara ve Çubuk’un meclis üyeleri, yerel bürokratlar, parti temsilcileri, dernek temsilcileri , muhtarlar diğer yarısını oluşturuyordu. Yani salonun üçte biri resmi delege, üçte ikisi onur misafiriydi.
Salon ağzına kadar doluyken toplantı sunucunun kuru bir anonsu ile başladı. Bu sunuş beş maddelik gündemin beş dakikada bittiği toplantılarının habercisi gibiydi ki; salon ÇUDEF Başkanı Recep Taş’ın söz alması ile renkli tartışmalara şahit oldu, toplantı uzadı da uzadı.
Salon birden yerel gündem ve belki bizim vakıf olmadığımız yerel çekişmelerin üç-beş aktörünün karşılıklı ve divan başkanlığına tek öneri ile seçilen Fransız tarzı giyimi ile Mösyö hitabını hak eden Seyfi Saltoğlu ile yaptıkları atışmalara sahne oldu.
Sonuçta, kent konseyi toplantısı kent hakkında bir kelime edilmeden; salonun üçte ikisini dolduran Çubuk için gönüllü profesyonelliğe hazır ağır zevattan bir kişinin dahi Çubuk hakkında söz almadığı iki buçuk saatte tamamlandı.
SALONDAN TESPİTLER:
Ankara Kent Konseyi Başkanı, gene kurulun divan başkanı, Büyükşehir’in kidemli eski meclis üyesi Seyfi Saltoğlu ‘kent konseyi kağıt üstünde vardır, bir kalem alacak bütçesi dahi yoktur”, “niye bu işi bu kadar ciddiye alıyorsunuz, burada ulufe dağıtılmıyor ki” sözleri ile hem kendisinin hem de Ankara kent yönetimin katılımcı demokrasiye bakış açısını yansıtması salondaki herkesin dikkatini çekmesi,
Çubuk Platformu’nun ve Çubuk Kent Konseyi’nin ilk başkanı Ahmet Yalçın’ın mevzuata hakimiyetiyle Seyfi Satoğlu’nu alt edip takdirini alması,
ÇUDEF Başkan’ını muhakemesi ve temyizi güçlü eleştirisiyle başlayan son dakika şutunun yılların “stopper” (durdurucu) futbolcusu İsmail Tekaüt’ten dönmesi,
Salona hakim olmaya başlayan yerellik kokan havanın kentli misafirlere ağır gelmeye başladığını fark eden Mehmet Saat’in mahcubiyet kokan toparlayıcı konuşması,
Belediye Başkanı Tuncay Acehan’ın onur kurulu başlığı ile davet ettiği ağır zevatın tamamıın yine kendisinin verdiği önergenin oy birliği ile kabulü ile resmileşmesi,
Milletvekilliği için niyet teatisine çıkmış olan; Mustafa Tarlacı’nın şıklığı, İsmail Kargulu’nun soft-power (yumuşak güç) kontakları; Ayhan Yılmaz’ın önündeki şahıs yerine salona verdiği selamın askıda kalması,
Sanki genel kurulda olacakları biliyormuşçasına şahit olmamak için tercihini başka bir programdan yana kullanan Çubuk’un en üst mülki amiri Kaymakam Cemal Şahin’in genel kurula katılmaması,
Havelsan Genel Müdürü Sadık Yamaç’ın etrafını kuşatan sadelik ve mütevaziliği; İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Aslan’ın eleştirel okumalarına rağmen sessizlik tercihi, Çubuk Platformu Başkanı Şuayp Yaman’ın sükûneti,
Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan’ın “takıntısız” olmasının kadim yürüyüş arkadaşı Mehmet Saat, toplumun farklı kesimlerinin saygısına haiz olduğunun eski CHP ilçe başkan Naci Beyin “öğrencimiz, doktorumuz, dostumuz, başkanımız” takdimi ile tezyin edilmesi
Bir dönem boyunca kendisine bir “sandalle” bile verilmeyen, Çubuk Belediye Meclisine bir önerisi dahi olmayan Kent Konseyi Başkanı İsmail Tekaüt’ün, Recep Taş’ın , Ahmet Yalçın’ın sert muhalefetine rağmen tekrar başkan seçilmesi,
Genel kurul sonrası Belediye Başkanı Tuncay Acehan tarafından Bekir Ağalar Konağında verilen resepsiyonun çok daha samimi bir havada geçmesi
Dünden kaleme gelen tespitlerdi.
Son tahlilde bugün Çubuk bize, kent yönetiminde kent konseyinin bir katkısının olmadığına, hatta olamayacağına inanan Ankara Kent Konseyi kıdemli Başkan’ının divan başkanlığında; bir dönem boyunca ismini kullanmanın ötesinde bir çalışma yapmadığını ikrar eden bir başkanı tekrar kent konseyi başkanı yaparak Ankara ile ilçesi Çubuk’un bir farkı olmadığını gösterdi.
Biz de Kent Konseyi başkanlığına tekrar seçilen İsmail Tekaüt’e hayırlı olsun diyor ve sayın Belediye Başkanı’na ötelenen ve beklenen çalışmalara başlaması için yarından tezi yok kendisine bir masa, bir sandalye temin etmesini hassaten istirham ediyoruz. Mümkünse bir de oda.
Umarız önümüzdeki dönem farklı olur!