Gönül nedir; Gönlün Türkçedeki anlamı “yürek” tir. Arapçada “Kalb” Farsçada ise “dil” olarak ifade edilir. Sevgi gönül işidir. Sevginin evi gönüldür. Gönül nazrgahı ilahidir.
.
Gönül almak, o insanı kazanmaktır. Gönül nasıl alınır; güzel bir söz söylemekle, tebessümle, güzel tavır ve hareketlerle, hasta olanı ziyaretle, yetimin başını okşamakla, yoksula yardım etmekle, komşun, bir nimete kavuştuğunda hayırlı olsun demekle, alınır. Atalarımız ne güzel söylemişlerdir. “Yarım elma gönül alma” demişlerdir.
Gönül aşk ülkesinin merkezidir. Sevgili aşk ülkesinde sultandır. Deli zincirle bağlandığı gibi, âşıkta gönlünü aşk bağı ile bağlamaktadır. Züleyhanın Yusuf (av)’ma bağlandığı gibi aşk gönülde insanları bir birine bağlamaktadır. Şairin dediğibi“Ğönül nedir bileni her gün göresim gelir. Gönül nedir bilmeyene hissiz diyesim gelir”
Bir gönül yapmanın bin tane Kâbe yapmaya, bir gönül yıkmanın da bin tane Kâbe yıkmaya denk olduğu Farsça olan şu beyitte yer almaktadır. “Dilbedest averki haccı ekberest, Ez hezaren Kâbe bihterest, Kâbe bünyadi Halili azerest, Dil nazar gâhî celili ekberest” Anlamı: Bir gönül almak bin defa haccı ekberden üstündür.(Bir haccı ekber ise yetmiş iki hac etmeğe denktir.) Bir gönül yıkmak bin Kâbe yıkmaktır. Kâbe, Azer oğlu İbrahim’in yaptığı binadır. Gönül ise Allah (CC) ın yaptığı binadır.
Gönül bir sırça sarayına benzetilmektedir. Gönül kırıldı mı, bir daha tamiri güçtür. Gönül Allah’ ın nazargahıdır.
Bir hadisi şerifte “Allah (cc) insanların suretine ve cismani varlığına bakmaz gönüllerine (kalplerine) bakar” buyurmaktadır
Gönlün (kalbin) huzura, sükûnete, kavuşması ne ile olmaktadır. Kur’an-ı kerim Ra’d süresi ayet 28 de “Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” buyrulmaktadır Gönlün huzur bulması, canlı varlıkların ihtiyacına el uzatmakla, İşçinin ücretini, teri kurumadan vermekle gönül huzura kavuşur.
Aile arasındaki saadet ve mutluluk gönül bağından geçer. Gönülsüz yapılan işler bereketsiz ve verimsizdir. Hz.Enes (ra) köle olarak, Hz. Hatice (rd) tarafından, Peygamber efendimiz (sav) ‘e, hediye edilmişti. Daha sonra babası oğlunu almaya geldiğinde Rasulullah efendimiz, sorun Hz. Enes’e babasıyla gitmek isterse gitsin, ben engel değilim buyurmuşlardı.Kendisine sorulduğunda benim gönlüm Rasulullah dan yanadır.Babamla gitmek istemiyorum demiştir.Hz. Enes (ra) ben Rasulullah’ın hizmetinde 10 sene kaldım benim gönlümü kırıcı hiçbir söz söylememiştir. Buyurmuşlar.
Gönül bir kitabdır. Gerçek aşk hikâyesi buradan okunmaktadır. Gönül aşk ilahi ile dolunca başkasına yer kalmaz. Gönlün davetçileri de gözdür, kulaktır. Göz ve kulağın ayarı da bizim irademize bağlıdır. Göz ve kulak gördüğü ve dinlediğine ibret nazarıyla bakar ve dinler. Bu konuda şairde bir şiirinde “ Bir göz ki ibret almaya her gördüğünden, ol düşmanıdır sahibinin baş üzerinde, Bir kulak ki öğüt almaya her dinlediğinden, ana kurşunu akıt hemen deliğinden. Gönlü besleyen göz ve kulaktır. Bunlara sahip olanın gönlüde ferah olur.
Cenap ‘ı hak bizlerden kalbi selim sahibi olmamızı istemektedir. Kur’an- kerim şuara süresi ayet 88 ve 89 da “Ogün ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a kalbi selim (temiz bir kalp ) ile gelenler fayda bulur” kalbi selim, şüpheden, şirkten temizlenmiş, ihlâsla imanla dolu olan kalp demektir.
İyiliklerle dolu olan kalb, sahibini ulviyete, yüceliğe götürür, kötülülerle dolu olan kalb ise insanı süfli âleme götürür. Gönül almak, kötülükleri terk etmek, gönüller bir olsun diye bilmektir. Gönül adamı olmak sevdiğini dostca ve içten seve bilmektir. Gönül adamı olmak, her şeye gönül gözüyle bakmak başkalarının sıkıntısına ortak olmaktır. Gönül almak, gönül yapmak şiarımız olmalıdır. Allah’a emanet olunuz.