Yeni eğitim sezonunun yaklaşması dolayısıyla, okul kayıtları ve yerleşme-barınma sorunları gündeme gelmiş bulunmaktadır. Bugünlerde aileler, çocuklar ve gençleri tatlı bir okul telaşı sarmış durumda. Hatta bu telaş ve heyecan, torunları adına dedeleri ve nineleri dahi kapsamıştır.
İstikbalimizi kendilerine emanet edeceğimiz, geleceğimizin teminatı evlatlarımız için elbette her fedakârlığı ve hazırlığı yapmak zorundayız. Yâni tüm aileleri saran bu okul telaşı, her şeyden önemli ve çok kritik bir mecburiyet olarak önümüzde durmaktadır. Zira fidan yaş iken bükülür. Fidan vakti zamanı gelince aşılanırsa meyvesi tatlı olur.
Atalarımızın güzel sözü: “Küçükken çocuğunu dövmeyen, büyüyünce dizini döver.” Ailelerin ciddi sorumluluk altında olduğu anlamındadır. Hz.Peygamberimiz: (s.a.v.) “Hepiniz çobansınız, güttüklerinizden sorumlusunuz.” Buyurmuştur. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde:"Ey mü'minler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun.” Buyurmuştur. Bütün bunlar toplumsal ve ailevî sorumluluğumuzu bildirir.
Eğitimsiz cahil insanlar, ya da kötü eğitilmiş zihniyeti bozuk kişiler, cemiyetin baş belasıdır. Cehalet, ya da eğitimli dalâlet en büyük felâkettir. Ölü ile diri arasındaki fark ne ise, cehaletle ilim arasındaki fark da öyledir. Şu halde eğitim ve kültür alanında gereken her gayret ve fedakârlığı göstermeliyiz.
Ancak bu alanda gençleri ve aileleri bekleyen tehlikeli tuzaklara dikkat etmeliyiz. Özellikle lise ve üniversite çağındaki, aile kontrolünün kısmen dışında kendi başına buyruk kalabilen gençleri bekleyen üç ciddi tehlike vardır: 1- Kötü arkadaş, 2- Kötü alışkanlıklar, 3- Sakıncalı örgüt yurtları. Bu üç tehlikeyi birazcık irdelersek görürüz ki:
1- Samimi dost görüntüsü altındaki kuzu postuna bürünmüş kurt misali kötü bir arkadaş gençlerimizi her felakete sürükleyebilir. Arkadaş ortamında zararlı alışkanlıklarla birlikte, birbirini ayartıp gezip eğlenme ve zaman öldürme riskleri ortaya çıkabilir. Yani arkadaş seçimi son derece önemlidir. Elbette iyi arkadaş da o nisbette yararlı ve lüzumludur.
2- Kötü alışkanlıklar maal’esef çok erken yaşlarda başlamakta ve artık önlenememektedir. Ölümcül zehirli sigara başta olmak üzere, okul önlerinde ve üniversite kampüslerinde pusu kuran uyuşturucu zehir tacirleri gençlerimizi zehirlemek için fırsat kollamaktadırlar. Halbuki, insanın hayatını karartan, dengesini bozan, sağlığa da çok zararlı olan sigara, alkol ve tüm uyuşturucular herkese olduğu gibi bil’hassa genç dimağlara haramdır ve çok zararlıdır.
3- Sakıncalı örgüt yurdu ve evleri hepsinden daha tehlikeli ve risklidir. Devlet ve Din düşmanı yıkıcı örgütler yıllardır genç beyinleri zehirleyerek taraftar toplamakta ve örgüt militanı yetiştirmektedirler. Temiz aile çocukları bile onların ağına düşünce artık ailelerini terk etmekte ve eylemlere katılmaktadırlar.
Sonuç olarak : Böylesi ciddî tehlikelerden korunmak için dînî ve millî eğitime ağırlık veren okul, yurt ve öğrenci evlerini tercih etmek gerekmektedir. Çocuklarımızın ve tüm gençlerimizin eğitim sezonu boyunca sıkı kontrolü, takibi ve mâ’nevi terbiyeyi elden bırakmamalıdır. Okul ve yurt arasındaki zamanı dahi izlemelidir. Hatta çocukların, gençlerin evden okula değil, mümkünse önerilen güzel bir yurttan okula devam etmesi çok daha isabetlidir.