ERTELENMİŞ ALACAKLARIMIZ VAR HAYATTAN
Küçükken ilkokul öğretmenimiz bize doğa veya manzara resmi çizin dediğinde, çizdiğimiz tüm resimlerde bulutların rengi bembeyaz, güneş sapsarı gülümserdi tepelerin arasından hep. Ağaçlar yemyeşil, dereler, ırmaklar hep berrak mavi olurdu. Çocuk gözüyle dünya, çocuk gözüyle hayat gibi.
Bizler büyüdük ve renkler zaman zaman, hatta çoğu zaman karardı, bulanıklaştı. Çünkü hayat o çocuk gözünden bakıldığı gibi değildi.
Gün geldi, acılar sardı dört bir yanımızı, gün geldi, mutlu olduk. Çoğu zamanda mutluluk bir kuş kanadında takılı kaldı. Ve uçup gitti .
Çekilen acılar, yaşanan hüzünler bazen bir anı defterinde kayıtlı kaldı, bazen yüreklere kazındı. Hatırladıkça kanadı.
Yaşanan mutlu günler bir tebessüm bıraktı yüzümüzde. Unutulmadı.
Bazen acı, bazen tatlı, hayat yaşandı. Yaşanıyor, yaşanacak. Kural hiç değişmeyecek.
Ama en büyük gerçek şu ki, kendini yenileyebilen en başarılı canlı insan. Yenileyebiliriz kendimizi. Sil baştan. Yaşananlar unutulmak için yaşanmadı, yaşandı.
Unutmak kolay yolu seçmek. Hatırlamalı ki dayanmalı, hatırlamalı ki, güç bulmalı.
Mucizelere inanan da vardır, inanmayanda. Ben biliyorum ki en büyük mucize içimizde bir yerlerde saklı. Tutup çıkarabilmeli.
Ölmeden beyaz kefene girmemeli, beyaz bulutlara tutunabilmeli.
Mutluluğun rengi beyaz çünkü.
Bu aralar renklere takıldım galiba, tüm örneklerimde renkler renkler. Sanki bir şeyler biraz grileşti.
O zaman pembe gülücükler gelin sizi bekliyorum. Ertelenmiş alacaklarım var çünkü hayattan.Bir düşünün belki sizlerinde vardır. Öyleyse siz de alın varsa alacaklarınızı. Kimsenin kimseye borcu, alacağı kalmasın. Gelecek ve beyaz umutlar herkesin olsun.