Bu akşam, Peygamberimiz Hazret-i Muhammet Mustafa\'nın(s.a.v.) alemleri şereflendirdiği Mevlid Kandilidir. Yani Gül Efendimizin Doğum Günüdür. Bugün Salavat\'larımızı gönderelim hediye olarak Efendiler Efendisine. Bugün biraz daha çok sünnet yapmaya çalışalım aklımızda hep O\'nu düşünerek. O olmasaydı bizde yaratılmayacaktık, bizde doğmuş olmayacaktık diyerek. Bu gün gül verelim birbirimize kutlanan yapmacık sevgili gününe inat. Bugün hediyeleşelim sadece O\'nun doğum gününü kutlayarak. Bugün yetimlerin başını daha bir şefkatli okşayalım O\'da yetimdi diyerek.
Aslında bütün günlerimiz özeldi ve doluydu, kimi sevgililer günü, kimi anneler günü, kimi babalar günü, ve bilmem daha neler… Seni bir güne sığdıramazdık, Seni bir günde anlatamaz ve anlayamazdık Efendim. Sen hep doğ hayatımıza her gün, çünkü şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacımız var Sana. Oysa örnektin Sen hayatımızın her safhası için; sevgiliydin, efendiydin, yetimdin, babaydın, evladını yitirmiştin, işkenceler görmüştün, yurdundan uzaklaştırılmıştın, imtihanın her türlüsünde örnektin bize ama biz anlayamadık Seni. Sen sofranda kuru ekmeği, sirkeye banıp yerken “sirke ne güzel katık” diyordunuz. Biz ise sofralarımızda nimetin her türlüsü olduğu halde doymadı gözlerimiz. Sen bize kadınların hakkını, komşu hakkını, kul hakkını anlattın, günümüz insanı bırakın hak vermeyi, kadını çoğu zaman insan yerine bile koymadı.
“(Ey Peygamber) Biz seni başka bir amaçla değil, bütün bir insanlığa sadece rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya-107) Sen rahmet Peygamberiydin merhameti öğrettin, torunlarını omzunda gezdirirken. Biz namazda önümüze geçen çocuklarımıza azarlar savurduk. Oysa Rabbimiz Senin ismini andığı için affetmişti Hz. Adem\'i. Senin adına sığındık bizde şimdi belki affediliriz ümidiyle. Hep başkalarını sorgulamaktan kendimizi sorgulayamadık çünkü. Ne sorgularız nede sorgulattırırız hep bir çekişme içinde geçer gider günlerimiz.
İşte böyle Ey Sevgili, hata ve pişmanlıklar içinde bunlar yazabildiğim yalnızca birkaç satır. Yalnızca itiraf edebildiklerimiz bunlar…
Bütün bu çıkmazlarımız ve tezatlarımız arasında Senin rahmet ve hoşgörüne sığınarak haykırıyoruz;
Öğrettiğin selamların en güzeli ile selamlıyoruz Seni, Selam Sana, işgale uğramış yüreklerimizden, Salat ve Selam Sana, Sana en çok ihtiyacımız olduğu şu çağımızdan…
Sen hep gül ve hep doğ hayatımıza EFENDİM… Seni layıkıyla olmasa da
Seni çok seviyoruz EFENDİM…