Emekliye promosyon vaadi yine unutuldu.
Emekliye banka promosyonu 2013 yılından beri hala yolda. Ne hikmetse bir türlü ulaşamadı. Ne bitmez-tükenmez yol imiş, git git bitmiyor. Verecekleri de ‘devede kulak’ ama bir de onlara sorun...
Oysa vekiller ve Meclis çalışanları promosyonlarını çoktan aldılar. Deve bile yaptılar...
Emeklinin banka promosyonu tabiri caizse “yılan hikâyesine” döndü...
'Yılan hikâyesi' "Bir türlü sonuca bağlanamayan, çözümlenemeyen, uzayıp giden (mesele ya da iş)" anlamındadır...
Banka Promosyonu Nedir?
Bankalar çalışanların maaşlarının kendi şubelerinden ödenmesi ile ilgili işverenle anlaşır. Genelde yıllık, 3 yıllık ve 5 yıllık olmak üzere bu yıllar ve ödenecek maaşlara göre işverene bir ödeme yapar.
Bu ödemenin sebebi ise maaşların bankada 1-2 gün bekletilmesi anlamına geliyor. Yani maaşlar bankada 1-2 gün değerlendirilir ve banka bu paradan bir kazanç sağlar, bunun karşılığında da maaş aklan kişiye ya da işverene bir ödeme yapar.
Oysa vekillere promosyon ödemesi çoktaaan yapıldı...
Geçtiğimiz Ocak ayında maaşlarını çekmek için bankaya giden milletvekili sürprizle karşılaştı. Banka ile yapılan promosyon anlaşması kapsamında vekiller ek ödemeyle karşılaştı. Buna göre vekillere 8 bin ila 10 bin lira arasında ek ödeme yapıldı.
TBMM Başkanlığı ile Halkbank arasında yapılan maaş anlaşması kapsamında milletvekilleri için verilmesi öngörülen 8 ila 10 bin TL arasındaki promosyon ücreti vekillerin hesabına 15 Ocak’ta 2016 tarihinde yatırıldı.
Meclis yönetiminin promosyon anlaşmasını, “milletvekili maaşının yüzde 53’ü oranında” yaptığı öğrenildi.
Emekli hakkı bulunmayan milletvekilleri 8 bin lira dolayında, emeklilik hakkını kazanan milletvekillerine ödenen promosyon da 10 bin lira civarında...
Anlaşma çalışanları da kapsadığından TBMM personeline de maaşlarının yüzde 53’ü oranında promosyon ödemesi yapıldı.
Gözümüz yok, güle güle harcasınlar. Allah daha çok versin...
Ama bir parmak bal da vatandaşın ağzına çalsınlar ki, birileri umma olmasın... Ülkemiz iktidarları yandaşlarının ağızlarına hep çalıyorlar. Gerçi bu zihniyet hiç değişmedi. Dün öyleydi, bugün de böyle...
Haaaa birileri de sadaka kültürü ile geçiniyor...
Emeklinin alacağı promosyon ise sadece ve sadece aylık 200-300, toplamda ise 600-900 TL. Arasında. Ama Hükümet hala kırk dereden su getiriyor. Bu konuda aylarca tantana yapılıyor.
İktidardan bir Allah’ın kulu çıkıp da açık açık, “ne promosyonu ya vermiyoruz” dese kimin gıkı çıkabilir?
Şimdiye kadar çıktı mı, bu millet ne zaman hakkını aradı, verilene hep “Allah’a şükür” demedi...
Eyyy vekiller, böyle bir milleti mumla arasanız bulamazsınız...
Üstelik iktidar, Kurban Bayramı öncesi CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in emekliye 1650 lira bayram ikramiyesi önergesini MECLİS de reddetmişti. Emekliye 1650 lira ikramiye verilseydi, kötü mü olurdu?
Banka promosyonları için eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Bayrama yetiştiremedik, bayramdan sonra cepte” demişti...
Yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise, “acele etmeyin yılsonuna kadar inşallah...” dedi.
Şimdilerde de, “Hükümetten emekliye promosyon şoku” altında bir haber medyada dolaştı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere gittiği Tekirdağ'da, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşların başkanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Bir gazetecinin, emeklilere promosyon verileceği yönünde birtakım haberlerin gündeme geldiğini hatırlatması üzerine Müezzinoğlu, ne bakan olarak ne hükümet olarak kendilerinin emeklilere promosyon adı altında herhangi bir ödenek ya da para verme şanslarının bulunmadığını ifade etti.
Böyle bir yetki ve taahhütlerinin olmadığının altını çizen Bakan Müezzinoğlu şunları söyledi:
''Emeklilere promosyon, emekli maaşlarını bankada 1,5 gün ortalama kalması karşılığında hükümetimiz adına biz bankalardan ne kopartabiliriz diye onlara aracılık yapıyoruz.
Yoksa bu anlamda bizim hükümetimizin, maliyenin herhangi bir bütçesinden promosyon diye bir ödenek veya durum söz konusu değildir. Biz bankaya paralarını ayın 15'inde yatırıyoruz. O ne zaman alıyor 16'sında. Bir gece parası bankada kalıyor. O zaman da emeklikler diyor ki; 'benim param sende bir gece kaldı. Bu param adına bana bir miktar pay ver. Bir hakkım doğuyor burada'.''
Müezzinoğlu kısaca, “Maaş promosyonu yok. Biz böyle bir taahhütte bulunmadık” dedi.
Kime veya neye inanacağız?
Emeklilere, “banka promosyonu yok”. Tamam, anladık diyelim.
Peki siz milletvekilleri hangi kıstasa göre promosyon aldınız?
Hani vatandaşlar asıl, milletvekilleri ise vekil idi? Bu iş nasıl oluyor?
Asıl dururken, vekil nasıl birtakım haklar alabilir? Ama burası Türkiye, her şey olabilir...
Emekliye verilecek sanki atla-deve veya milyonlarca lira, altı üstü en kabadayısından 900 TL. Bunun içinde çok sıkı pazarlıklar yapılıyor.
Çalışmalar hala sürüyor...
2016 yılında ödenmesi beklenen banka promosyonları ile ilgili bir muamma söz konusu. Geçtiğimiz Mart ayı sonunda netleşmesi beklenen promosyonların her gün bir haber daha yenisi ekleniyor.
Emekliler hala, ayın sonunu bekliyor. Acaba?
Ama sonuç hep hüsran oluyor...
Emekliler her ay sonunda netleşecek olan “Emekli Banka Promosyonları” için hep gün saymaya devam ediyor...
Bu kafayla daha çok gün sayarlar. Buna “Leyleğin ömrü de lak lakla geçmiş” derler.
Bakın bir Kurban Bayramı daha geçti...
“El elin eşeğini, türkü çağırarak arar”
Her dönem seçip bin bir umutla Meclis’e gönderdiğimiz milletvekilleri genel olarak hep kendilerini düşündüler.
“Rabbena hep bana” zihniyetiyle...
Milletvekilleri genel olarak hep can, yine can ve yine can diyor. Canan (millet) yok, onu seçimden seçime tanıyorlar.
Meclis’te milletvekillerinin kendilerini ilgilendiren bir yasa teklifi görüşüldüğünde;
O gün Meclis de kavga olmaz, gürültü olmaz, çatırtı-patırdı olmaz, sataşma da olmaz. Bilakis sevinç olur, kardeşlik ve barış havası hâkim olur. Demek ki vekiller sıra kendilerine gelince sarmaş-dolaş olabiliyorlar, jet hızıyla karar çıkartabiliyorlar, gerisi (vatandaşın hakları ve sorunları ise) teferruat...
Oysa milletvekili milletin vekilidir, en büyük görevleri de kendilerine, akraba ve yandaşlarına menfaat sağlamak değil, milletin derdiyle uğraşmak, onları Meclis’te en iyi temsil etmek olmalıdır.
Kendilerinin maaş artışı gündeme geldiğinde iktidar, muhalefet ayrımı yapmadan hemen bir araya gelip 36 saniye gibi rekor bir zamanda kıyak kanunlar çıkartanlar, sıra vatandaşın sorunlarına gelince nasıl da alttan alıyorlar, nasıl da işi yokuşa sürüyorlar ve çıkmaza düşüyorlar? Hemen bütçenin yetersizliğinden dem vuruyorlar. Ama sıra kendilerine gelince sivrisinekten bile nasıl yağ çıkartıyorlar...
Maalesef bizleri yıllardır hep bu zihniyetler yönetiyor. Ama ağlamaya, sızlanmaya, kafamızı dağ-taşa vurmaya, elimizi-ayağımızı kırmaya gerek yok... Her dönem bunları yapıyoruz. Ne kırılmadık elimiz, ayağımız, kolumuz ve kafamız varmış?
Sonuçta onlar çöl savaşçıları gibi kumdan çıkmıyor. Onları biz seçiyoruz...
Eğer emekliler kendi haklarına sahip çıkmazlarsa, başkaları da onların hakkına sahip çıkmaz. Çıksa da işte öylesine...
Ülkede 12 milyon emekli var. Bir o kadar da yakınlarının olduğunu düşünün.. Yani seçimlerde istedikleri partiyi iktidara getirecek çoğunluğa sahipler. Ama takım tutar gibi, parti tuttukları için bir türlü istedikleri refah düzeyine, huzur ve güvene ulaşamazlar.
Hani bir türkü vardı, “kendim ettim, kendim buldum” diye. Yani harakiri yaparlar, ezilip, büzülmeye, sürünmeye devam ederler.
Birileri de onların sayesinde günlerinin gün ederler...
Onlar için her seçim böyledir.
Seçimden sonra da keşke “ayağım kırılsaydı da oy atmaya gitmeseydim”, “elim kırılsaydı da oy atmasaydım”, “kafam kırılsaydı da bu partiye oy atmasaydım” şeklinde keş kelerle yaşarlar.
Halkın sorunları için çözüm tabii ki TBMM’dir. Çünkü orada Türk halkı için en iyi ve güzel kararlar alınır!!! Çünkü öyle olması gerekir...
Ama ne hikmetse bunlar bir türlü olmuyor.
Milletvekilleri geçtiğimiz Ocak ayında banka promosyonlarını aldığında halktan birtakım cılız tepkiler gelmişti:
Birilerine göre, “Bal tutan parmağını yalamıştı”.
Hatta “Haberim yok diye” cevap veren vekiller bile vardı...
Konu çiftçi, esnaf, işçi, memur, emekli, öğrenci sorunları veya emekliye banka promosyonu olunca; bütçede para yok “diye “kırk dereden su getirenler” , “kılı kırk yaranlar” bu defa tek vücut olmuşlar kendilerine ait bir kanunu bir çırpıda çıkarmışlardı.
Eyyy sorumsuz ve vurdumduymazlar, sizler ise hala bu zihniyetlerin davulunu çalmaya devam ediyorsunuz. Ne zaman uyanacaksınız, balık kavağa çıkanca mı? O zaman çok geç olmayacak mı? Pes doğrusu...
Siz böyle bir muameleyi kabul edebilirsiniz veya hak etmiş olabilirsiniz, Ama bu ülkede böyle bir muameleyi hak etmeyenlerin de olduğunu unutmayınız...
Atalarımız “el elin eşeğini türkü çağırarak arar” diye boşuna dememiş...
Vekillerimiz inşallah bir gün ÜLKE halkının da sorunlarına da kendi sorunları gibi sahip çıkarlar...
O günü hep beraber umutla bekleyeceğiz...
Yalnız o günü görmek için de Azrail ile anlaşma yapmamız gerekiyor...
E, ne demiş atalarımız; “Kendi düşen ağlamaz...”
Meali; “İnsanın kendine yaptığı kötülüğü kimsecikler yapamaz. Kişi yanılabilir; ama bunun da bir sınırı vardır. Hatalardan ders çıkarmak, onları bir daha tekrar etmemek gerekir. Üstelik yanlış davranışı yüzünden zarara uğramayan kimsenin bu durumdan yakınmaya hakkı yoktur. Oysa başkası bir kötülük yapsa bağırıp, çağırma hakkımız vardır...”
Önce emekliye umut verdiler, şimdi ise ne verdiklerinin yorumunu sizlere bırakıyorum...
Atalarımız ne demişti; “El elin eşeğini türkü çağırarak arar.”