Bir önceki yazımızda insanların yardıma ve korunmaya
muhtaç hale gelmelerinin,
istismara uğramalarının nedenlerini
interaktif ortamda bir tür sorgulamasını yaptık.
Bu noktaya nasıl geldiğimizi,
anneleri, babaları, çoluğu, çocuğu olmasına rağmen
huzurevlerini, yurtları, yuvaları dolduran
yüzbinlerce insanın buralara düşmelerinin
nedenine ulaşmaya çalıştık.
. . . .
Çok güzel cevaplar aldık.
Çubuklu İnsanımız adına sevindik,
Ümitlendik.
En güzeli doğru tekdir özdeyişini doğrular bir şekilde
Gördük ki aldığımız cevap ve yorumlar bir noktada
birleşmiştir.
Buluşulan nokta
İnsanımızın hastalığın teşhisinin farkında olduğu,
Kimsenin vaaz ve nasihatine ihtiyacının olmadığı
Zehrin panzehirine vakıf olunduğu ancak
uygulanmadığı,
Bu yönde emek ve çaba sarf edilmediği
Sorunlarımıza çözüm olacak
değerlerin farkında olmamıza rağmen
inandıklarımızı hayatımıza tatbik etmediğimiz
. . . .
Gelen yorumlar açık
Yorumlanmaya ihtiyacı yok
Yanlıştan ve zarardan dönülmesi gereken nokta
konmuştur.
Gelin bugünden itibaren bugün yapmamız gerekeni
yarına bırakmayalım.
Şeytanın vesvesesine kanarak bugün yapacaklarımızı
yarına ötelemeyelim.
Bana dokunmayan yılan kırk yıl yaşasın
Karakoyun karabacağından asılır demeyelim
Her anımızı sevaba çevirmeye bakalım.
Gelecek olanı bugünden görmeye çalışalım.
O gün gelmeden bugünden o güne bir şeyler gönderelim
ki;
Dünyamız da güzel olsun ahiretimiz de...
. . . .
O zaman
Anlayacağız ki
Garipler, fakirler, kadınlar, yaşlılar, engelliler, yetimler,
bebekler,
Kendini bilen için
birer yük değil,
birer fırsattır, ışıktır, mutluluktur, berekettir ,
O zaman göreceğiz ki bize teslim edilen emanetleri
taşımamanın
bedeli olan huzurevleri, yetiştirme yurtları
birer birer kapanıyor.
Ne diyor son yol gösterici
Annesi ve babası yanında yaşlandığı halde cenneti
kazanamayana şaşarım
"Cennet, annelerin ayakları altındadır."
"Allah katında en sevimli ev, içinde yetime ikram olunan
evdir."
Merhamet etmeyene merhamet edilmez
"Mümin, komşusu aç dururken karnını doyurmaz."
"Yetimin başını okşayan kişinin eli altındaki saçlar kadar
günahı af olunur",
gibi kutlu sözlerde müjdelenen fırsatları kaçırmak
istemeyecektir
emanetin farkında olan insan.
. . . .
Bir okuyucumuz yorumunda ne güzel teşhis koymuştu
diken tarlası diken üretir
Emaneti yüklendiğimizde,
sorumluluk ve görevimizi ifa ettiğimizde
artık aşılanan dikenler diken değil,
rahmet peygamberinin adı ve kokusu olan çeşit çeşit
renklerde, buram buram kokan güller yetiştirecek.
Ne mutlu gül yetiştiren neferlere
16/11/2007