Binlerce yıl önce M.Ö 9000 yıllarında Mezopotamya'da başlayarak tüm dünyaya yayılan ekmek üretimi ve kullanımının o günden bu güne insanların vazgeçilmezi olduğunu söyleyen İpek Ekmek Firmasının genç kuşak yöneticisi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Uzmanı Hakan İpek, ekmeğin her milletin kutsalı olduğunu belirtti.
Ekmekçiliğin kendisinin ata mesleği olduğunu ve ekmekçilikte çekirdekten yetiştiğinin altını çizen İpek, ekmek üzerine bir çok seminer, konferans ile eğitime katıldığını ve ekmek üzerine bir çok araştırma yaptığını anlattı. Ekmek üzerine kendisiyle röportaj yaptığımız İpek, birçok kişinin ekmek ile ilgili bilmediği bilgileri bizimle paylaştı.
-Bütün dinlerde övülmüştür
Ekmeğin alın teri simgesi ve Allah'ın kullarına nimeti olarak bütün dinlerde övülmüş ve kutsal sayıldığını anlatan İpek, İslam dininde de ekmeğin çok değer verilen gıdaların başında geldiğini vurguladı. Bizim kültürümüzde de ekmeğin çok değerli olduğunu ve ekmeğe ayrı bir önem verildiğini belirten İpek, ’’Ekmek emek ile eşanlamlıdır çoğu zaman. Çalıştığımız yerler ‘ekmek kapımız’ dır denilir ve öyle görülür. Ekmek üzerine yeminler ederiz, ekmek nimettir emektir ve en saygın gıdadır. Sabahları işe giderken ya da akşam eve dönerken ekmek fırınından gelen o mis kokular bedenimize huzur verir’’ dedi.
-Ekmek vazgeçilmez bir gıdadır
Bu güne kadar ekmeğin ve ekmek üretiminin birçok evreden geçtiğini vurgulayan İpek, ekmek, içeriği, şekil ve tekniği değişikliğe uğrasa da, bugün dünyanın her yerinde bilindiğini, üretildiğini ve tüketildiğini ve tüm insanlığın ortak yiyecek türü olduğunu ifade ederek, ’’Ekmek, hazırlanışı, kıvamı, pişirilmesi ve lezzetiyle coğrafya ve kültüre göre farklılıklar arz eden vazgeçilmez bir gıdadır. Her milletin, her yörenin, hatta her bölgenin ekmeği, kendine has bir hususiyet gösterir. Ekmek, kullanılan unun cinsine göre, 'beyaz ekmek', 'siyah ekmek', 'mısır ekmeği'; pişirildikleri yere göre, 'fırın ekmeği', 'tandır ekmeği', 'külde, korda veya sacda pişen ekmekler diye isimlendirilir. Son yıllarda kepekli, tam buğdaylı, patatesli, çavdarlı ekmek üretimi ve tüketimi artmıştır’’ diye konuştu.
-Hamur fırına verilmeden neden çizilir? Üzerindeki çizgi ne anlama gelir?
İyi bir kabarma dönemi geçirmiş olan hamurun fırına verildiği andan mikroorganizmaların öldüğü iç sıcaklığa erişene kadar geçen sürede hacminin yüzde 20'sine kadar kabarmayı sürdürdüğünü ifade eden İpek, ’’Hacimdeki bu artışın kontrol altına alınmaması durumunda maya sönüm yırtıkları rast gele oluşacağından ekmeğin görüntüsü de istenilen şekilde oluşamayacaktır. Hamurun kontrol altında büyümesi ve gaz çıkışının arzu edilen şekillerde olabilmesi, ancak hamurun bilinçli ve usulune uygun bir şekilde çizilmesi ile mümkündür. Ancak diğer bir nedende ekmeğin üzerine atılan çizgi Arapçada elif harfi şeklinde atılmaktadır. Elif, Kur’an alfabesinin ilk harfidir; aynı zamanda ilk mahreç, yani ağız boşluğundan çıkış yerleri itibariyle de harflerin ilkidir. Etimolojik yapısı itibariyle elif, tanışmak, kaynaşmak, sevmek, cana yakın olmak, dost-lukta bulunmak anlamlarına gelen “ülfet” ile, bir şeyin müteaddit unsurlarını bir araya getirmek, arasını bulmak, imtizaç ettirmek anlamındaki “te’lif” mastarlarının türediği “e-l-f” kökündendir. Elif, alfabenin ilk harfi olduğu gibi diğer harflerin de sebebi ve kaynağıdır. Müteradif yada yakın anlamlara gelen kelimelerin ebced karşılıkları aynı sayıyı verdiği taktirde biri diğerinin yerine kullanılabilir. Nitekim ‘Allah’, ‘hilal’ ve ‘lale’ kelimelerinin ebced değerleri eşit (66) olduğundan bu kelimeler gerektiğinde birbirlerinin yerine kullanılmıştır. Elif ister harf, ister sayı olsun daima dik yazılır. Bu özelliği uluhiyetten ubudiyete gelen fuyuzat için alıcı bir anten, ubudiyetten uluhiyete yükselecek dua ve niyazlar için yükseltici bir işaret(amplifikatör)tir. Yine bu özelliği ile mirac sırrının ve “sırat-ı müstakim”in de sembolüdür. Allah ve Ahad isimlerinin ilk harfi olduğu gibi evvel, ahir, ezel ve ebed sıfatlarının da ilk harfi olan “elif”, evvel ile ahiri, ezel ile ebedi Ahadiyet çizgisinde birleştiren semboldür. Şu halde Elifi yani Allah’ı bilmek her şeyi bilmek demektir. Elif, “Bir” olduğu için her şeyin kaynağıdır. Çünkü “kesret”, “bir” den geliyor. Bu bakımdan tasavvuf edebiyatımızda Allah isminin yerine remz olarak daima “Elif” harfi kullanılmıştır. Mim de Hz.Muhammed’in remzi olmuştur. Bunun için ekmeğin üzerine elif şeklinde çizgi atılır. Yani ekmek Allah’ın bir lütfudur ve üzerindeki çizgide ekmek ele alındığında Allah’ı anmak için özellikle çizilmiştir’’ diye konuştu.
-Tam buğday ve kepek ekmeğin faydaları
Tam buğday unundan yapılan ekmeğin vitamin ve mineral miktarı, beyaz undan yapılan ekmeğe göre daha yüksek olduğunu söyleyen İpek, tam buğday ekmeğin tüketilmesi konusunda hadi de olduğunu hatırlattı. Bilimsel anlamda da tam buğday ekmeğin tüketiminin desteklendiğini kaydeden İpek, ’’Kepek ekmeğinin posası fazla, kalorisi de düşüktür (1 dilim beyaz ekmekte 28 gr, 70-100 kaloriye; 1 dilim kepekli ekmekte 28 gr, 55-60 kaloriye karşılık gelir). Kepekli ekmeğin rafine edilmiş beyaz una kepek eklenmesiyle elde edildiği, tam buğday ekmeğinin tabiî yapısında ise, kepek bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Kepek eksikliği, özellikle pekliğe (kabızlığa), bağırsak duvarlarında keseciklerin meydana gelmesine ve kalın bağırsak hastalıklarına yol açtığı gibi, safra taşının, damar sertliğinin, diş çürümesinin, basurun, şeker hastalığının ortaya çıkmasını da tetikler. Günümüzde birçok faydası yeni yeni keşfedilen kepekli ekmek, lifli yapısı, zengin muhtevası ve doygunluk hissi vermesi gibi hususiyetleri dolayısıyla diyet yiyecekleri arasında başköşeye oturmuştur’’ şeklinde konuştu.
- Ekmek insanın zihni ve fiziki performansını yükseltir
Ekmekle alâkalı az bilinen hususlardan biri de, buğday kabuğunun insanın zihnî ve fizikî performansına olan tesiridir diyen İpek, ‘’Ekmek ve meyve ile beslenen işçilerin, günün ilerleyen saatlerinde performanslarının daha yüksek olduğu, kanlarındaki şeker seviyesinin daha uzun süre devam ettiği yapılan araştırmalarla ispatlanmıştır’’ dedi.
-Yetkisiz kişi veya firmalarca kalitesiz unlardan yapılan üretim ekmek israfını artırmaktadır
-Ekmek israf edilmemelidir
Başka milletlerde pek rastlanmayan ‘ekmeğe saygı’, Hz. Peygamber Efendimiz'in (sas) ekmeğe hürmet edilmesi gerektiği, aksi takdirde toplumların kıtlıkla imtihan olabileceği yönündeki beyanlarının atalarımız tarafından emir telâkki edilmesi dolayısıyla, kültürümüzde asırlardır devam ettiğini söyleyen İpek, ’’Bizim kültürümüzde yerdeki küçük bir ekmek parçasının dahi çiğnenmemesine dikkat edilmiş, onu alıp ayak değmeyecek bir yere bırakma hassasiyeti gelişmiştir. Anne-babalar çocuklarına imanın ve İslâm'ın şartlarını, Peygamberlere saygı-sevgiyi öğrettikten hemen sonra, ekmeğe hürmeti telkin etmişlerdir. O, bizim kültürümüzde hem nimet, hem de alın terinin karşılığı sayılmış, ona saygısızlık nimete saygısızlık olarak telâkki edilmiştir. Ancak ekmeğe duyulan saygı, ne yazık ki doğru tüketilmesini sağlamaya yetmemektedir. Bu, günümüzde ekmekçilikle uzaktan yakından alakası olmayan yetkisiz kişi veya firmalarca kalitesiz undan yapılan gelişigüzel üretimden ve israftan da anlaşılmaktadır. Ekmek her ne olursa olsun gelişigüzel üretilmemeli ve israf edilmemelidir. Herkesin buna azami dikkat etmesi gerekir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde binlerce insan bir dilim ekmeğe muhtaç iken, bize lütfedilen bu güzel nimeti israf etmek büyük hatadır’’ diye konuştu.
-59 Yıllık Tecrübeyle Gelen Lezzet İpek Ekmek
1955 yılında dedesi Mazhar İpek tarafından üretilen lezzetli ekmeklerle İpek Ekmeğin macerasının başladığını anlatan İpek, ’’Çubuk halkı Francala (lüks) ekmeği ilk defa İpek Ekmekle tattı. 1998 yılında leziz ve kaliteli ekmek yapımının püf noktalarını dedemizden devraldık. Yeni nesil fırıncı olarak aynı lezzeti ve kaliteyi Çubuk halkıyla buluşturmaya devam etmekteyiz. İpek Ekmek olarak her damak zevkine hitap eden tatlar sunmak amacıyla üretim kalitemizi sürekli geliştirmekteyiz. Çubukta, ekmek denilince ilk akla elbette İpek ekmek gelmektedir. İpek ekmeğin sırrı ilse lezzetinden ve kalitesinden ödün vermeden sağlıklı, hızlı ve güler yüzlü hizmet anlayışımızdır’’ dedi.