DÜNYA VE AHIRET DENGESİ

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

 

                          

 

 

 

               Dünya ve ahiret dengesinden neyi anlamalıyız. Bu konuyu bir hadisi şerif mealiyle açıklayalım. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “Hiç ölmeyecek mişsin gibi dünyaya, yarın ölecekmişsin gibide ahiretine çalış” buyurmaktadır. Dünya ve ahiret dengesi, iki kanatlı kuşa benzetilmektedir. Kuş, tek kanadıyla uça bilirmi? Elbette uçamaz. Yukarda açıklanan hadisi şerifte beyan edildiği gibi, dünyasını imar edipte ahıretini düşünmeyende, tek kanadıyla kuşun uçamadığı gibi, tek yönlü yaşayan isnada, saadet hedefine ulaşamaz.

                 Cennetin kapısının anahtarları dünyadan gitmektedir. Bir hadisişerifte, Rasulullah efendimiz (sav) “Dünya ahıretin tarlasıdır.” Buyurmaktadır. Dünya âleminde ne ekersen ahıretttede onu biçersin demektir. Burada “tiken” eken ahırette buğday biçemez. Burada “buğday” ekende ahırette “tiken” biçmez anlamları bulunmaktadır.

              Müslimanın yaşayışı nasıl olmalı. Müslimanın yaşayışı ümitle korku arasında olması gerektiğini hicr süresi 49 ve 50. ayetlerinden öğrenelim. Mealen “ (Rasulum) Kullarıma, benim çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver. Benim azabımın elem verici bir azab oldugunuda haber ver” buyurmaktadır. Bir muslimanın ibadeti nekadar çok olursa olsun, ben Allah’ın has kuluyum ve cenneti ve Allah’ın rızasını kazandım diyemez. Bunun gibi Bir kulunda günah’ı nekadar çok olursa olsun, Allahtan ümidini keserek benim günahım çok ben cehennemlik’im dememelidir. Çünkü Cenab’ı hak zümer süresi 53. ayetinde buyuruyor ki “Deki: Ey kendi nefisleri aleyhinde haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şübhesiz ki 0,çok bagışlayan, çok esirgeyendir.” Buyurmaktadır.

                   Allah’ın kullarına sevgisi ve rahmeti son noktadadır. O, nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Araf süresi ayet 156 da “Rahmetim ise her şeyi kuşatır” buyuruyor. Bu ayetler bize azabı ilahiyi düşünürken de, günahımız nekadar çok olura olsun, Allah’ın af kapısının kullarına açık olduğuna ve günahkâr olanların bir an evvel Allah’ın afvına sığınmaları, günahlarından tövbe etmelerine işaret edilmektedir. Bu konuyu şairin bir şiiriyle de açıklayalım. “Yumazsa abı lutfun ehli cürmün,cürmünü yara…b, Ol haddi bi payan olan deryayı neylersin” niyazında bulunmuştur.

                     Dünya ve ahıretin denge de, tutulmasına bakara süresi 201.ayetinde de şöyle yer verilmektedir. “…Ey! Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahırettede iyilik ver, bizi cehennem azabından koru derler” buyrulmaktadır.    

                  Yaşadığımız dünya âleminde, gece, günndüz, kış, yaz, acı tatlı, erkek, dişi, ilkbahar, sonbahar…, olmak üzere, Allah (cc) her şeyi denge üzerine yaratmıştır. Bu dengeyi dünyamızda her varlıkta görmekteyiz. Bu konumuzu şöyle bir örnekle açıklamak isterim.100 yıl içerisinde doğan insanlar hep erkek doğsa, kadınları yaratmamış olsa, ortada insan nesli kalırmı? Bu nedenle Mevlamız her şey’i dengesinde yaratmıştır. Erkek ve kadınları bir birine dengeli olarak yaratmaktadır.

                Ahıret için dünya âlemi çok önem arz etmektedir. Başka bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) “Dünyası olmayanın ahreti, ahreti olmayanında dünyası olmaz” buyurmaktadır.”İnsanların dünya ve ahıret’i için yapacağı işlerini önemsemeli ve bu gününün işlerini yarına bırakılmaması konusunda hadisi şerifte. “Helekel müsevvifun, bu gününün işini yarına bırakan yok olur” buyrulmaktadır. Mevlamız bizleri her iki âlemde de saadete eren kullarından eylesin. Allah’a emanet olunuz.