Şuayip YAMAN
Türk Kızılay’ı Çubuk Şubesi’nin de katkı ve destek verdiği etkinliklerde; Engelli öğrenciler ve aileleri ile birlikte öğretmenleri hem oynadılar ve hem de doyasıya eğlendiler.
Öğrenciler bu özel günde “Engel Yok Fark Var” diyebilecekleri yeterliliklerle izleyicilerin karşısına çıktılar, yaptıkları sosyal aktivitelerle birbirinden muhteşem gösteriler sundular.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kurum Müdiresi Büşra Çiftçi programın açılış konuşmasında, “Etkinliğimize teşrifleriyle bizi onurlandıran misafirlerimiz, kıymetli velilerimiz, sevgili çocuklarımız ve değerli öğretmenlerimiz, öncelikle hepinize hoş geldiniz diyor, teşekkürlerimiz sunuyorum.
Bende eğitimciyim. Fen bilgisi öğretmeniyim. Bu yıl kurumunuz müdiresi olarak sizlerin dünyasına girmekten, sizlerle beraber olmaktan, sizlerle bu yolda yürümekten, o şahane anne ve babalarınızı tanımaktan çok mutluyum ve bana çok şey katacaklarına inanıyorum.
Bizim kurumumuzdaki öğrencilerimiz sadece farklılar. Onlar o kadar özel, o kadar değerliler ki ve her şeyi en iyi, en güzel haliyle hak ediyorlar.
Bugün tüm dünya ile birlikte sizin gibi özel ve farklı olan milyonlarca insanla el eleyiz. Ne kadar sıkı tutarsak birbirimizi ellerimiz gül kokar, yüreğimiz umut dolar.
Çocuklarımıza güzel bir dünya düşleyelim, isteyelim ve alalım. Çünkü onların ayrı bir dünyaları yok, bu dünya hepimizin.
Bu duygu ve düşüncelerle çocuklarımızı ve ailelerini, kararlılıklarını yitirmeden amaçlarına ulaşmak için daha çok çalışmaya, hayata bağlılıkları ve azimleriyle herkese örnek olmaya çağırıyorum. Buradan herkese saygı ve sevgilerimi iletiyorum.”
Eski Kurum Müdiresi Nebahat Yalçın, “Sevgili öğrenciler, bu gün sıkıntılarınızı, isteklerinizi iletebileceğiniz bir gün. Sesinizi ne kadar fazla çıkartırsanız, istekleriniz o oranda ve çabuk gerçekleşir..
Bu dünyada sıkıntı çeken insanlar cennette buluşacaklar.
Kurumunuzun yolu açık olsun...
Gözüm arkada değil, gönlüm çok rahat, hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlarım. Yolunuzu açık olsun...”
Etkinliğin tek protokol konuğu İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Aslan, “Bu anlamlı günde sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum. Bugün bir farkındalık oluşturmak üzere, “Engelliler Günü”, Engelli çocuklarımız, aileleri ve ülkemiz için hayırlı olsun... Biraz sıkıntıları azalır diye umuyorum. İnşallah ailelerin sıkıntıları azalır.
Devletimiz özürlü çocuklara manevi ve duygusal olarak sahip çıkmaya başladı. Belki yeterli olmayabilir. Ama bu katkılar Batı standartları üzerinde.
Bu okulumuz engellilerin sorunlarına gerektiği kadar sahip çıkıyor.
Çocuklarımıza ve sizlere sağlık ve mutluluklar diliyorum.”
Türk Kızılay’ı Çubuk Şubesi Başkanı Selahattin Koç eski Kurum Müdiresi Nebahat Yalçın’a hizmet ve katkılarından dolayı bir teşekkür plaketi ile birlikte bir buket çiçek verdi.
Kurum öğrencilerinden Şair Yusuf Minnet’in iki şiir kitabı var. Yusuf kendi hayat hikâyesini kısa bir şekilde bu günümüz için özetlemiş.
Yusuf’’un hayat hikâyesini annesi Halime Minnet, oğlu Yusuf’ adına yaptığı konuşmada şöyle özetliyor, “Ben Yusuf Minnet, 12 Temmuz 1996 tarihinde dünyaya geldim. Bana sorarsanız hayatımı, çok şeyler yaşadım. Çok özel eğitime gittim. Eğitime başladığımda iki buçuk yaşında idim. Hastanelerde ameliyat mı olmadı? Her şeyi denedik, olabilecek her şeyi.
18. sene ne demek bana, anneme sorun. Bazen engel tanımayıp babanla göllere veya barajlara balık tutmaya gideriz. Şu ana kadar babamın ağzından hiçbir pes etme ya da yoruldum taşımaktan lafını asla duymadım.
Babam ve annem olsun mecbur kalmadıkça beni evde tek başıma bırakıp bir yere gitmezler. 2010 yılında Çubuk Karagöl Özel Eğitim’e başladım. İlk bireysel öğretmenim Veli hocamdı. O emekli olunca Öner demirci öğretmenime geçtim. Bir de canımdan çok sevdiğim Miyase ablam vardı.
2011 yılında Öner öğretmenimin sayesinde şair-yazar oldum ve iki adet şiir kitabı çıkardım.
Bir de Fizik Tedavi öğretmenim Merve Gürses öğretmenim var. Arada kızdırsam da onu çok seviyorum. Merve öğretmenim benim yürümemi ve annemin sevinmesini, rahat etmesini istiyor. Ben kendimi asla engelli görmedim. Sokaklarda gezerken çocuklar, ‘geçmiş olsun ağabey’ dese de üzülmüyorum. Çünkü onlar bizi anlamaz biliyorum... 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlu olsun.”
Kurum öğrencisi Zübeyde Nur Deniz günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Bugün Dünya Engelliler Günü. Engeller sevgiyle, sabırla aşılır. Sevgiyle başlar hayat. Dünyamızı sevginizle ısıtın, sabırla dinleyin bizi.
Ben annemde gördüm sevginin parıltısını, gözlerimin içine bakarken...
Sözlere dökmese de hissedebiliyorum sevgisini. Ancak “seni seviyorum” sözünü kulaklarımla duyunca daha bir başka mutlu oluyorum. Daha bir başka hissediyorum kendimi...
Güvende hissediyorum kendimi, babamın sıcak kucağında...
Şefkatli bakışları umut veriyor bana.
Ellerimden tutup gezerken dünyalara değişmem yaşadığım mutluluğu.
Ablamda gördüm arkadaşlığın güzelliğini. Tüm oyuncaklarımı paylaşıyor benimle.
Kıskanmıyor, hiçbir eşyasını
Ağabeyim olsun isterdim ama, olmamış işte...
Erkek kardeşim olur belki... Ben de ona ablalık ederim.
Her birinizi çok seviyorum, iyi ki varsınız.
Saygıdeğer büyüklerim, bize güvenin.
Sevgiyle, sabırla yaklaştığınızda ve bizi anlayıp fırsatlar verdiğinizde , kendi engellerlimizi tek tek aşarız.
Mutlu oluruz hep birlikte.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Bazı anlar ölümsüzdür. Ölümsüzleştirilen bu anlarla ilgili slayt izlendi.
Özel Çubuk Karagöl Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi öncülüğünde, gönüllü esnaflarımızın da katkılarıyla hazırlanan hediye çekilişleri yapıldı. Şanslı kişilere hediyeleri palyaçolar tarafından dağıtıldı.
Öğrencilerden Fehmi Akkoç, Hilal Akbaş, İlknur Tutum, ve Erol Tutum’dan oluşan ekip ‘Roman’ oyununu mükemmel oynadı.
Öğrencilerin “Aşuk ile Maşuk” oyunu ilgi ile izlendi.
“Sandalye Kapmaca” oyunu oynandı. Birinciye hediyesi verildi.
Kurum öğrencilerinden İsa Tanrıdağ “Ailem” ve Uymaz Yılmaz ise “Öğretmenim” şiirlerini seslendirdiler.
“Balon Patlatma Oyunu” oynandı. Birinciye ödülü verildi.
“Ayran Çalkalama” oyununda Hatice Hanefioğlu ve Hacer Taş karşı karşıya geldi.
Çubuklu Cem bu anlamlı günde engellileri yalnız bırakmadı. Gönlü ve yüreği ile onların yanında oldu. Sazı ve sözüyle de izleyicileri coşturdu.
Etkinlikte engelli hobi kursiyerlerinin yaptıkları ürünler de sergilendi.
xxxxx
3 Aralık Engelliler Günü
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “Engelliler Günü” olarak bilinmektedir.
Bu günün kabul edilmesindeki hedef, engellilerin toplumdan soyutlanmaması ve tüm insanların fiziksel özelliklerine bakılmaksızın eşit olduğu vurgulanmasıdır. Her yıl 3 Aralık günü engelliler adına faaliyet gösteren dernekler, federasyonlar, sivil toplum kuruluşları, gönüllüler yaptıkları etkinliklerle toplumdaki önyargıyı kırmaya bu konuda toplumu bilinçlendirmeye çalışmaktadırlar.
Engeller doğduktan itibaren gelen bir durum olduğu gibi sonradan edinilen bir durumda olabilmektedir. Engellilik durumu araştırılma esnasında;
Fizyolojik engel; Kişinin doğumdan itibaren taşıdığı hastalık veya sonradan kaza gibi olaylarda sonra kazandığı fonksiyon aksaklığına denir.
Zihinsel-nörolojik kontrol engeli; Doğumdan itibaren veya sonradan kişinin beyin fonksiyonlarında görülen bozukluklar nihayetinde, duymama, görmeme, algılayamama, dikkat eksikliği, psikolojik bozukluklar gibi sonuçlara denir.
Fiziksel engel; Fiziksel olarak kişinin hareket yeteneğinin kaybına denir.
Dünya Sağlık Örgütü, hastalık ve sakatlık gibi durumlar nihayetinde gruplandırmak istemiyle 2001 yılında İşlevsellik, Sakatlık ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması başlığında sağlık sorunlarını, kişisel ve toplumsal biçimde gruplandırmayı hedef almıştır. İş kazasından dolayı yaşanan bir sakatlık meydana gelmesi halinde, sakatlanma dereceleri Sağlık Raporu sayesinde saptanılır.
Türkiye’de zorunlu olarak halka sunulan engelli hizmetleri şunlardır;
Çevresel mimari erişim hakkı: Kaldırımların, yaya yollarının ve binaların engelliler baz alınarak onların fiziksel durumlarına göre sunulmasıdır.
Ulaşım Hakkı: Toplu taşıma araçlarında engelli olduğunu ispatlayan belge sayesinde faydalanılan belirli indirimler sonucunda ucuz ulaşım hakkıdır.
Engelliler için özel araçlar: Yalnızca engellilerin kullanılması için hazırlanan araçların ithalinde gümrük vergisi alınmaz, yurt içinden satın alınmış araçlar için ise KDV indirimi yapılır ve taşıt alım vergisi alınmaz. Ortopedik engellilerin satın aldığı araçlarda ise tüketim vergisi talep edilmez.
Engellinin Eğitim ve Kültür Hakkı: Eğitim kapsamında engellilere pek çok haklar tanınır. Devlet tiyatrolarına engelliler ücretsiz bir şekilde giriş yapar. Buna ek olarak özel tiyatro ve sinemalarda da engellilere indirim tanınır.
İletişim Hakkı: Özel iletişim alanında engellilere %50 indirim hakkı tanınır. Türk Telekom da bu şirketlerden biridir.
Ayrıca devlet engelli vatandaşlara kamu personeli olması için her iki senede bir kez gerçekleştirdiği sınavla engelli memur alımı yapar. Sınavda yaş kısıdı koymaz. Sınavdan elde edilen puan iki yıl geçerli olur.
Türkiye’de 2010 Mayıs ayından itibaren yürütülen çok güzel bir çalışma vardır. Çalışma Ege Üniversitesi Diş Hekimliğinin yürüttüğü ‘Mavi Kapak’ toplama kampanyası şeklinde büyümüş ve yıllardır, halen de yapılmaktadır. Biriken bu mavi kapaklar geri dönüşüm merkezlerine veriliyordu. Kapaklar karşılığında ülkemizde pek çok engelli vatandaş akülü sandalyesi sahibi olmuştur. Ayrıca bu çalışma engelli vatandaşla halkın birlik ve beraberliğini sağlamış. Engelli vatandaşlarla empati bilinci oluşmuştur.
Türkiye’de Engellilerin Durumu
Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45. Ama engellilerin herkes gibi 365 günü yaşadığı gerçeğinin görmezden gelinerek sadece 1 gün için gazete, tv ve kamuoyunda gündeme getirilmemeli.
Toplumsal engellerle baş etmek engellerin kendisiyle baş etmekten daha zordur. Belki yasaları, yönetmelikleri kolayca değiştiriyoruz, peki ya insanların içlerindeki engelleri nasıl değiştiriyoruz? Bunun için çaba harcıyormuyuz?
Ama toplumun yarısı bu ülkede yaşayan engellilerin farkına vardıysa, bu bile bizler için iyidir.
8.5 milyon engelli nüfusuna sahip olduğumuz son nüfus sayımlarıyla kesinleşmiştir. Bu insanlarımızın aileleri de hesaba katılırsa halkımız içerisinde üçte birlik bir kesimin engelli yakını mevcuttur. Bir ülke için bu sayının çok fazla olmasına rağmen engellilerle iletişim konusunda pek ileri olduğumuz söylenemez.
Engellilerle sağlıklı iletişim kurmanın başlıca kuralı öncelikle ailelerin sağlıklı iletişim kurmasıdır. Toplum düzeni sonradan sağlanacaktır.
Onlara acıyormuşuz gibi yaklaşmak doğru bir iletişim biçimi değildir. Engelli psikolojisine sahip oldukları için zaten kırgın olan yüreklerini daha da kırmaktan başka bir şey yapmamış oluruz. Onların sinirlenmemesi için normal insanlara davrandığımız gibi davranmalıyız. Fakat elbette bir engele sahip oldukları için pozitif ayrımcılık uygulamalıyız ve daha yoğun ilgi göstermeliyiz. Toplumun parçası olarak kabul edilmesi gereken engelli vatandaşlarımızı benimsemeli ve onlarla empati kurmalıyız. Sorunlarını birlikte çözmeye çalışmalıyız ve yalnız bırakmamalıyız.
Engellilerin normal bir hayat sürmeleri ancak toplumsal duyarlılık oluşturulmakla mümkün olacaktır. Zihniyetimizdeki engelleri ortadan kaldırmadıkça hiçbir kural, hiçbir yasa veya düzenleme engellilerimizin yaşadığı zorlukları tam olarak ortadan kaldıramayacaktır.
Engellilerin bu toplumun bir parçası olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Çağdaş dünyanın geldiği noktada; engelli vatandaşlarımızın, eğitim, istihdam, barınma, tıbbi ve sosyal bakım ve rehabilitasyonlarının sağlanması, ailelerinin desteklenmesi, engellilerimizin üreten bireyler olarak kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri, yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve kolaylaştırılması gerekmektedir.
Engelliler için, Engelsiz bir dünya istiyoruz. Yollar, köprüler, geçitler, çalışma ortamları, marketler… daha bir çok yer hatta her yer engelsiz olsun istiyoruz. Çünkü biz insanoğlu benciliz. Çünkü biz her engelsiz insanın bir engelli adayı olduğunun farkındayız.
Bugün sağlıklı olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, ama unutmayın ki siz de bir gün engelli olabilirsiniz!
Engellilere saygılı davranmalıyız. Onlara acımamalıyız. Onlara yardımcı olmalıyız.
Çünkü “Düşmez kalkmaz bir Allah var”. Yaşayan bir insanın her an başına bir kaza gelebilir ve sonuçta o da bir anda engelli olabilir.
Unutmayınız ki: Her sağlıklı insan bir engelli adayıdır.