Nihayet Çubuk Haber okuyucularıyla buluştuk. Bu vesile ile sizleri selamların en güzeli ile selamlarken yazmaya başlamamızın ramazan ayına denk düşmesi tamamen tevafuktur. Sizler ile daha önce buluşacak iken elimizde olmayan nedenlerden dolayı yazmamız gecikti. Olsun inanıyorum ki aradaki mesafeleri kapatacağız ve Çubuk Haber’le birlikteliğimiz uzun soluklu olacaktır.
Klasik bir selamlamadan sonra içinde bulunduğumuz günlerin değerini bildiğinizi umarak Ramazanın öncelikle şahıslarınıza ardından aile bireylerinize hayırlı olmasını dilerken yapacağınız her türlü iyilik ve güzelliklerin kabul edilmesi noktasında dualarımı yolluyorum.
Sizlere Ankara’dan sesleneceğiz. Zaman zaman siyasetin kalbi TBMM den, bazen Türkiye Yazarlar Birliği’nden, bazen Başbakanlıktan, arada bir bakanlıklardan, çok sık olmasa da Bilardo camiasından anlatacaklarımız ve sizlerle paylaşacaklarımız olacak.
Peki Çubukluyu yazdıklarımız ne kadar ilgilendirecek? derseniz. Hani Hoca Nasreddin üslubuyla “Biz yazdık, siz ne kadar algılarsanız” diyeceğiz. Yani frekanslarımız uyuşursa yazılarımıza devam edeceğiz. Alacağımız veya gazetemizin ilgililerinin alacakları olumlu veya olumsuz tenkitler bize yol gösterecektir. Onun için yazdıklarımıza değerli kardeşlerimizin yorumlarını bekliyoruz.
Kimseye karşı peşin hükümlü olmadığımızın altını çizerken doğru bildiklerimizi doğru zaman ve doğru yerlerde söylemeye devam edeceğiz. Bazen bazılarının tavuğuna kış diyecek, bazen kaşının altında gözün var diyerek uyarımızı yaparken kırmadan, dökmeden, kültürel değerlerimizin ölçülerine uymaya çalışarak en önemlisi de kendimize yakışanı yaparak değerlendirmelerde bulunacağız.
Peki yazımıza başlık olarak aldığımız “Dünya bir gün..” ne oldu derseniz. Evet “Dünya bir gün , o da bugün..” lafın tamamının deliye söylendiğini de burada hatırlatmış olalım.
Hoşçakalın sevgili Çubuk haber dostları..