Dinçer,Dinçer'e Merkezi Yönetimler Yerel Yönetimlere Karşı

Safa Asya

    Prof. Dr. Ömer Dinçer kamuda yeniden yapılanma projesinin mimarı. Başbakanlık müsteşarlığı yaptı, şu an milletvekili ve bu projenin amansız takipçisi. Gerçekten süper zekalı bir insan. Sayın başbakan da bu projeye inanıyor ve kendisine tam destek veriyor. Hatta takipsiz bir güvene dayalı tam destek. Ama kamu yapılanması çok karışık ve bazen karmaşık düşünce sistemleri sorunu çözmek yerine daha sorunlu hale getirebiliyor. Sayın Ömer Dinçer"in kamuda yeniden yapılanma projesinin özünde kamu kurumlarını küçültme, merkeziyetçilikten uzaklaşma ve halka hizmetlerin yerinde sunulabilmesi için yerelleşme politikası var. Üstelik kamudan hizmet alan halka, hizmeti aldıktan sonra “aldığınız hizmetten memnun musunuz” diye de sorulacak. Buraya kadar her şey harika, diyecek bir şey yok. Şimdi gelelim karşı Ömer Dinçer"e.

İlk uygulama Köy Hizmetleri"nin kaldırılarak buradan sağlanacak kaynağın doğrudan halka hizmet olarak sunulmasıydı. Kaynak il özel idarelerine aktarıldı. Valilikler, kaymakamlıklar vasıtasıyla köylere hizmet götürme birlikleri kuruldu. Köylere okul, sağlık ocağı, yol, su vb. hizmetler götürüldü. Evet bu uygulama başarılıydı.

Şimdi bir fıkra:

Adamın biri yanan minarede mahsur kalmış, “imdat” diye yardım istiyor. Oradan geçenler nasıl kurtaracaklarını düşünürlerken Temel çıkageliyor. Ve kendinden emin bir ifadeyle   “Çabuk bana sağlam bir ip getirin” diyor. Derhal bir ip getiriyorlar ve Temel"e veriyorlar. Temel ipi minareye atıyor ve yardım isteyen adama “İpi tut ve belinden sıkıca bağla seni kurtaracağım” diyor. Adam ipi bağlayınca birden çekiyor ve adam- GÜÜM- yere düşüp ölüyor.  ”Ya ne yaptın Temel” diyorlar. Temel “Ya bir saniye galiba yanlış yaptım. Ben daha önce bu şekilde bir adam kurtarmıştım ama şimdi hatırladım onu kuyudan çıkarmıştım” diyor. Olay anlaşılıyor ama olan adama oluyor. 

Bu fıkranın kamuda yeniden yapılandırma projesi ile ne ilgisi mi var?

Sayın Ömer Dinçer"in ikinci projesine bakalım. Nüfusu iki binin altına düşen belediyeler kaldırılacak ve oradan sağlanacak kaynak özel idarelerle doğrudan halka hizmet olarak sunulacak. Proje bu. Ayrıca büyükşehir belediyeleri sınırları içinde kalan ilk kademe belediyelerinin de nüfusu elli binin altında kalanlar kaldırılacak, üstüne çıkanlar ilçe yapılacak. Belediyesi kaldırılan beldeler en yakın ilçenin mahallesi olacak. Kaldırılan belediyelerden sağlanan kaynak ilçe belediyelerine aktarılacak ve doğrudan halka ulaşacak.

Bu ikinci proje tam anlamıyla Ömer Dinçer"in Ömer Dinçer"e karşı olması demektir. Köy Hizmetlerinin kaldırılması kuyudan adam çıkarma ise belediyelerin kaldırılması minareden adam indirmedir. İkisini de kaldırarak aynı amaca ulaşılmaz. Birisini kaldırırken diğerini teşvik etmek gerekir.

Bu uygulama merkezi küçülterek yerel yönetimleri güçlendirmeyi amaçlayan kamuda yeniden yapılanma projesine terstir. Halk bu belediyelerden son derece memnundur. Ve hizmeti kendi beldesinde almakta ve aldıktan sonra da memnuniyetini doğrudan hizmet verene iletebilmektedir. Bu uygulama yerelleşme politikasına da tamamen aykırıdır. Yerel yönetimlerin kaldırılıp merkezi yönetimlere devredilmesi tam bir merkeziyetçilik demektir. Yani aşırı devletçilik.. Oysa yapılması gereken bu belediyelerin güçlendirilmesi de değildir. Sadece rahat bırakılmaları yeterlidir.

Çünkü ilk kademe belediyeleri kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi kaynaklarını üretebilen ve gizli işsizliğin de hiç olmadığı ender kamu kurumlarıdır. Belde belediyesinde çalışan bir personel başka bir kamu kurumunda çalışan en az üç personelin muadilinde iş üretmektedir. Bu belediyelerde personel verilen her işi özveriyle yapmaktadır. Kaldı ki halka karşı doğrudan sorumlu başkan denetimi de bizzat ve eksiksiz yapmaktadır.

Konuyu biraz daha açarsak:

Çubuk İlçesinin Y.Çavundur, Esenboğa ve Sirkeli Belde belediyeleri kaldırılıyor. Bu belediyeler on beş yıllık belediyeler. Kurumsallaşmasını, alt yapısını tamamlamış beldeler. Esenboğa dünyaca ünlü bir beldedir ve geleceğin müstakbel ilçesidir. Bu belediyelerin kaynakları Çubuk Belediyesine aktarılırsa Çubuk Belediyesi bu kaynağı 83.000 nüfuslu ilçesinin hizmete muhtaç mahalleleri dururken bu mahallelere aktarır mı? Yani çözüm bu mudur? Pursaklar için de fark yoktur. Pursaklar önce kendi çarpık yapılaşmasını düzeltmelidir.

Mademki amaç tasarruftur o halde bu belediyelerde çalışan personele iki ay önce neden kadro verilmiştir?  Niçin köy olacak beldeler için özel idarelere, mahalle olacaklar için de bağlanacağı belediyelere on yıllık bütçeleri iki katıyla ödenecek? Ülke genelinde kaldırılacak belediyelerden kaç adedi turistik bölgelerimize aittir? Rahmetli Özal Türkiye"nin tüm sahil şeridini- metre metre- ölçüp bir belediyenin sorumluluğuna vermişti. Amaç sahil boylarının, hazine ve orman arazileriyle tarihi sit alanlarının talan edilmesini önlemekti. Şimdi bu alanlar nasıl korunacak? Bunlar konuyla ilgili sadece birkaç çelişkidir. Uzatmak mümkündür.

Ama uygulama yanlıştır. Ömer Dinçer hocamızın kendi projesine aykırıdır. Halk karşıdır. Demokratik değildir. Bu beldelerin tamamı referandum ile belediye teşkilatı kurmuştur. Yani kurulurken halka sorulmuştur. Kaldırılırken de halka sorulması hem anayasal hukukun hem de demokratik kamu vicdanının gereğidir. Komşu ilçe ve diğer illerde de durum hiç farklı değildir. AK Parti yerel seçimler ve referandum öncesi böylesine büyük bir riski almamalıdır. Yarın MHP anayasaya aykırılık gerekçesiyle anayasa mahkemesine giderse ve Anayasa Mahkemesi kazanılan hakların geri alınamayacağı hükmüne aykırılık gerekçesiyle bu kanunu tamamen iptal ederse MHP bu bölgelerde tulum çıkarır ve AK Parti için bu tasarı siyasi intihar nedeni olabilir. Derhal bu proje askıya alınmalı ve bir daha da asla gündeme gelmemelidir. Demokrasinin gereği halkın isteklerini yerine getirmektir. Halk belediyelerini istiyor. Lütfen halka rağmen bir şey yapılmasın tamiri imkansız olabilir.  

 Planlama, 2020 yılında Türkiye"de köy kalmayacak şekilde yapılmalıdır. Yani tüm köyler mutlak surette bir beldenin mahallesi yapılmalı ve halka hizmet ülkenin en ücra köşelerine kadar belediyeler tarafından götürülmelidir. Çünkü merkezi yönetimin ülkenin her yerine yetişemediği çok açıktır. Devletçi görüşe karşı daha liberal ve milletçi düşüncenin gereği de budur. Saygılarımla..