Gazetelerde, televizyonlarda ve günlük hayatımızda sıkça duyduğumuz stres, depresyon, bunalım gibi sözleri hepimiz biliriz. “Bunalıma giren kişi intihar etti” gibi gazete başlıklarını çok fazla görürüz. Stresten ve depresyondan kendilerini ilaç bağımlısı yapanların sayısı da oldukça fazladır. Aşırı stres ve depresyonu bahane ederek kavgalar tartışmalar çıkaran hatta çeşitli yaralanmalara kadar uzanan olaylar toplumda çok sık duyduğumuz hatta gördüğümüz olaylardandır. Boşanmaların sebeplerinden biri olarak da şiddetli geçimsizlik, bunun sebebi olarak da eşler arasındaki sevgisizlik, şiddet ve depresyonlar gelir. Peki Neden olur stres, depresyon, bunalımlar ? Neden insanlar kendilerini hatta birbirlerini öldürmeye varacak kadar bu çöküntülerin içine girerler ?
Psikayastristler ve psikanalizler bunlarla ilgili yıllardır çeşitli makaleler ve açıklamalarda bulunmuşlardır. Sağlıklı beslenilmeli, gergin ortamlarda durulmamalı, içki alkolden uzak durulmalı, Spor yapılmalı, Düzenli beslenilmeli, Evcil hayvan beslenilmeli gibi daha birçok öneriler yapmışlardır. Peki bunlar fayda sağlamış mıdır ? Bunları harfiyen uygulayan binlerce kişi gerçek mutluluğu huzuru elde etmiş midir ?
Hepimiz biliyoruz ki uzmanların bu tür açıklamaları suni ve samimiyetsizdir. Hiçbir zaman fayda vermeyen bu tür yönlendirmeler, bilakis insanları daha da umutsuz ve mutsuz kılmaktadır. Gerçek neşeyi, gerçek mutluluğu, gerçek huzuru yani fıtratımız gereği özlem duyduğumuz o yaşamı nasıl bulabiliriz ?
Tek yol göstericimiz olan Kuran’da Rabbimiz şöyle buyurmuştur;
“Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.” (Ra'd Suresi, 28)
Rabbimiz insanı yaratmakla başı boş bırakmamış, ona nasıl huzurlu ve mutlu olacabileceğini bildirmiştir. İnsan etrafına şöyle bir baktığında kainatta muhteşem bir denge olduğunu fark eder. Rüzgarların bulutları sürükleyerek yağmurları getirmesi, Dağların depremlere karşı önleyici bir sebep olması, Bitkilerin fotosentez yaparak hayatın sürdürülmesindeki büyük faktörü, Evcil hayvanların insanlara sağladığı faydalar gibi daha milyonlarca nimet ve güzellik hep insanlar için yaratılmıştır. Kuşkusuz bunu inceleyen ve fark eden insan, bir sebep için yaratıldığını daha iyi anlayacaktır.
“İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor ? ” (Kıyamet Suresi, 36)
“Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi, 56)
Ayetlerden şunu anlıyoruz o halde; İnsan sebepsiz bir şekilde yaratılmadı. Bir gayesi var ve bunu asla unutmayacak. Allah’ın kendisini bu geçici dünya hayatında kısa bir imtihana tabi tutacağını bilecek. Yaratılış gayemizin yalnızca Allah’a ibadet, kul olmak olduğu hayatımızın en önemli gerçeğidir. Sonsuz aklın sahibi yüce Rabbimize tam bir tevekkül ile teslim olmalıyız. Huzuru ve mutluluğu da yalnızca Allah’ı anmakla O’na teslim olmakla bulabileceğini iyi bilmeliyiz. Allah, insanlara asla zulm etmez. İnsanlar ancak Allah’ı dinlemedikleri için kendi kendilerine acı ve ızdıraplar verirler. Bu yüzden huzur ve mutluluk istiyor isek Rabbimizin istediği gibi bir yaşam sürdüreceğiz. Yüce Rabbimizi aklımızdan ve yaşantımızdan çıkarmayacağız. O’nun rahmetiyle indirdiği Kuran’a sıkı sıkı bağlanacağız o halde. Rabbimize Derin bir iman ile bağlanacağız. Yüce Allah çok merhametli ve çok şefkatli olandır. Derin bir iman ile inşaAllah huzur ve mutluluk bizi her yönden saracaktır.