demokrasi ahlakı
ve
sandığa saygı
bu ay içinde kutladığımız bir bayram var : milli hakimiyet bayramı.
bu bayram ülkemizdeki idare şeklinin en önemli karakterine vurgu yapmak
iç için her sene 23 nisanda kutlanıyor. bu karakter ise millet iradesinin
de devlet yönetiminde en belirleyici üstün güç olduğu keyfiyetidir.
hatta bu gaye ile büyük meclisin en görünür yerine hakimiyet
kk kayıtsız şartsız milletindir bile yazılmıştır. gerçi 27 mayıs anayasası ile
at atatürkün bu temel ilkesi sulandırılmış ve anayasal kurumlar
d denilen ve tayin yoluyla gelen sivil ve askeri bürokrasi tarafından
millet egemenliği budanmış, hırpalanmış ve sınırlanmıştır...
ancak bu son duruma dahi t a h a m m ü l edemeyen ve kendisini
sistemin sözde sahibi zanneden ve de memleketin kaymağını götürmeye
devam eden statükocu ve seçkin (!) t a i f e,, halkımızın seçme ve irade
koyma hakkını orasından burasından tırtıklamaya gayret edegelmiştir...
türkiyede millet egemenliği mahsustan değil de; hani sahici
olsaydı mesela 30 yıldan beri sürdürülen ve türk kadınını okuma ve
çalışma hakkından mahrum eden başörtüsü yasağını sürdürmek mümkün
olabilir miydi, acaba? yapılan müşahede ve kamuoyu yoklamaları açıkça
gösteriyor ki, milletimizin en az %80 i kadınımızın bin yıldır tatbik
edegeldiği islami "t e s e t t ü r" kıyafetine karşı uygulanan haksız yasağın
şiddetle karşısındadır anlamamakta inat edenlere "buyurun referanduma"
diyorum... güç gerçekten millette olsa, milli irade serbestçe
tecelli edebilse, yani gerçek demokratik cumhuriyet kağıt üzerinde
kalmasa da pratiğe geçirilse, millet çoğunluğunun kesinlikle istemediği
bu manasız ve saçma "y a s a k" bir saat bile yürürlükte kalabilir miydi,
acaba ???
şimdi gündemde cumhurbaşkanlığı seçimi var. seçimin nasıl
yapılacağı, kimlerin aday olacağı anayasada yazılı kurallara bağlanmış.
ancak anadolunun bağrından çıkmış bir halk çocuğuna malum taifenin
tahammülü yok. hazımsızlık çekiyorlar. önce bu meclis seçemez diyo.lar
niye ? seçime 6 ay kalmışmış peki, maçın 84. dakikasında penaltı olunca
atılmaz mı? atılır da..sizin takım atamaz diyo.lar, efendilerimiz(!) sahaya
gireriz, tribünleri karıştırırız, iskemleleri yakarız diyo. çığırtkan amigolar
bu plan tutmayınca da penaltıyı falan oyuncu atmasın diyooo.lar
yoksa diye başlayan tehditler savuruyorlar, bey(?)ler, sahip(!)ler
tezahürat yaparız, 100 bin kişilik miting yaparız, çankayaya giden
yolları kapatırız diyooo.lar
toplantı ve gösteri yapmak, düşünce ve kararını deklare
etmek herkesin doğal hakkıdır. elbette, miting yapabilirsiniz; ancak
işi tehdide, dayatmaya, şiddete bulaştırmaya ve darbe provası yapmaya
kimsenin hakkı yoktur. anayasanın cumhurbaşkanı seçimi, seçilme hakkı,
aday olma maddelerini ve tbmmnin hür iradesinin neticelendirilmesini hiç
kimse mecra ve maksadından saptıramaz,, zorlama ve dayatmada
bulunamaz unutmayın ki bu parti 11 milyon oy alarak 5 yıllığına
milletin vekaletini aldı. partinin başkanını veya yöneticilerini
sevmeyebilir, saygı hissetmeyebilirsiniz; ama iktidarın arkasındaki
11 milyon vatandaşa ve onların siyasi tercihine saygı duymak
zorundasınız,, hürmet etmek mecburiyetindesiniz demokrasi ahlakı
bunu gerektirir. ki milletimizin demokrasi tarihinde, ne menderese ne
demirele ne ecevite ne de özala nasip olmadı böyle bir oy toplamı
ve iktidar çoğunluğu 300 bin demokrasi hazımsızının amigolar
kışkırtması ile bağırıp çağırması,, 11 milyon kişinin tercih ve
kararından daha üstün değildir kaldı ki bütün anketler ve
kamuoyu araştırmaları bu azim çoğunluğun taş gibi orada durduğunu
ve 4 kasımda da tercihinin değişmeyeceğini gösteriyor
temennim o ki, ak partiye oy ve gönül verenlerin
malum mitingin 10 katı büyüklüğünde bir
mitingle oylarının arkasında durduklarını cümle aleme ilan etmeleridir
demokrasi fukarası zihniyeti kara kara düşündürecek bir tablodur,bu
durum...
4 kasım genel seçiminden daha önce, halkımızın bu zemindeki
kararlılık ve dirayetini dünyaya göstermesi, ülkemizin arızasız
demokrasiye geçişi için bir başlangıç teşkil edecektir ben, kendi
hesabıma, 3 kasım 2002de verdiğim ve geçerlilik müddeti 4 kasım
2007ye kadar devam edecek olan oyuma sahip çıkmak ve demokrasi
mücadelesinin 5 yılda bir sandıkta oy vermekle bitmeyeceğini
göstermek için miting meydanına koşmaya hazırım.
acaba tayyip beyin ve ak partinin konum ve
şartlarına, deniz bey ve chp sahip olsaydı; bu haksız itirazlar,
hazımsızlıklar, tbmm üyelerine karşı dayatma ve zorbalıklar
yapılır mıydı? sen aday olma, olamazsın, olmamalısın,
oldurulmamalısın denilir miydi? bilakis sessiz sedasız bir
seçim olurdu, değil mi?
ahlakın temel ve başlangıç kuralı kendine yapılmasını
istemediğin şeyi başkasına yapmamaktır. demokrasi ahlakı
e m p a t i yapabilme yürekliliği ister seçimle gelen seçimle gitmeli;
sandığa saygı duymalı; milletin iradesini başımıza t a ç etmeliyiz
a.b.d. başkanlık seçimleri, 7 kasım 2007'de 50 eyalette yapıldı.
seçime, cumhuriyetçi parti'den geoge w. bush,, demokrat parti'den
"al gore" katıldı. seçim kampanyası çok sert geçti... seçim sonucunun
ilanı için aylarca beklendi. nihayet, toplam oylarda 550 bin daha az
oy almasına rağmen, eyaletlerin çoğunda önde olduğu için seçimi bush
kazandı.
kesin sonucun ilanından hemen sonra, "al gore" bir açıklama
yaptı ve rakibi bush'u tebrik etti... sonrasında amerikan halkına ve tüm
dünyaya şu mesajı verdi : " bütün halkımı yeni başkan etrafında
toplanmaya ve bütünleşmeye çağırıyorum. o hepimizin başkanıdır.""
"al gore" bu mesajı verdi ve siyaset sahnesinden çekildi... şimdi küresel
ısınma konularıyla uğraşıyor.
ben... keşke bu örneği vermemiş olsaydım...
ve... keşke benim ülkemde de önce siyasetçiler ve sonra
atanmışlar, devlet erkanı, medya, üniversite ve halk sandığa saygı
gösterme ve demokrasiyi özümseme konusunda bu şekilde hazımlı,
fedakar ve olgun davranabilselerdi....
ve... de... keşke benim ülkemde de cumhurbaşkanı doğrudan
doğruya milletimiz tarafından seçilebilseydi... ahh...! keşke.... 8,4,2007