Konferans öncesi konuşan Bader Başkanı Taşkesti, Ankara ve Ankaralılık bilincine sahip hemşehriler ile bürokratları biraraya getirmeyi hedefleyen, eğitim, kültür ve bürokrasi alanlarında başkente yakışır faaliyetlerde bulunmayı kendine misyon ve vizyon seçen derneğin, sanat ve kültürel faaliyetler kapsamında Hamamönü’nde Kabakçı Konağı Söyleşilerini başlattığını belirtti.
Bu çerçevede, bugünkü söyleşimizin konuğunun “Ermeni Sorununun Tarihi, Arka Planı ve Gerçekler” konusuyla Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Prof. Dr. Seyit SERTÇELİK olduğunu söyledi. Daha sonra Bader Başkanı Taşkesti, bu hedef çerçevesinde Rusya Arşivleri ile Rus ve Ermeni kaynakları üzerine yıllarca çalışan, Ermeni Sorunu üzerine elde ettiği derin birikimleri millet ve devletimizin hizmetine sunan Prof. Dr. Seyit SERTÇELİK’i konuk ettiklerini söyledi.
Sürekli dünya kamuoyunun gündemine getirilen Ermeni Sorunu hakkında gerçek bilgilenmeyi sağlamak amacıyla bu alanın uzmanı sayın Prof. Dr. Seyit SERTÇELİK’i davet ettiklerini söyleyen Taşkesti, kendisinin Soykırım Ezberini Bozan Bir Bilim Adamı olduğunu vurguladı.
Her yıl gündeme getirilen Ermeni Sorununun gerçeklerini, bu alandaki derin birikimiyle masaya yatırdığı konuşmasında Sertçelik, 1915'i anlayabilmek için 1915'in tarihî arka planını kesinlikle incelemek gerektiğini söyledi. Bunun için yıllarca Rus ve Ermeni arşivlerinde araştırmalar yürüten ve Ermenice bilen ilk Türk tarihçimiz olan Sertçelik, Ermeni Sorunu üzerine elde ettiği derin birikimleri, Rus ve Ermeni Kaynakları Işığında Ermeni Sorunu Ortaya Çıkış Süreci 1678-1914” ile Rus ve Ermeni Kaynakları Işığında Ermeni Sorunu 1915-1923 Sömürge Savaşı isimli kitaplarda topladığını ifade etti.
Bu çalışmalarından örnekler sunan Sertçelik, bu sorunun sık sık dünya kamuoyunun gündemine getirilmesinin arkasında, Anadolu toprakları üzerinde bir devlet kurma hadisesinin yattığını belirtti. Bu tarihsel gerçeği ortaya koymak için tarihi arka plana bakmak gerektiğini vurgulayan Sertçelik, bu coğrafyadaki tarihi olgu ve olguların bilimsel veriler ışığında masaya yatırılmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Bu amaçla bizleri adeta tarihsel yolculuğa çıkaran Sertçelik, sözlerini şöyle sürdürdü; “1826-1828 İran-Rus ve 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşlarında Ermeniler, Rusya safında savaşmış ve Rus ordusuna her türlü desteği vermişlerdir. 1828-1829 Osmanlı Rus Savaşı sırasında Doğubeyazıt, Rus ordusunca işgal edildiğinde bölgede yaşayan Osmanlı uyruklu Ermeniler, komşuları olan 1.000’in üzerinde sivil Müslümanı katletmiş, dökülen bu ilk kitlesel kandan sonra Müslüman ve Ermeniler arasına güvensizlik girmiş ve bu olaydan sonra Ermeniler millet-i sadıka vasıflarını yitirmişlerdir. Sözünü ettiğimiz bu savaşlardan sonra İran ve Rusya’dan yaklaşık olarak 150.000 Ermeni’nin Erivan ve Dağlık Karabağ topraklarına göç etmesi üzerine bölgenin demografik yapısı, Rusya tarafından sistematik olarak değiştirilmiş ve böylece günümüzde cereyan eden Dağlık Karabağ Sorununun temellerinin o tarihte atılmıştır.”
Dönemin Rus ve Ermeni kaynaklarının Birinci Dünya Savaşı döneminde Ermenilere karşı kesinlikle bir soykırımın yapılmadığını, bilakis en az Ermeniler kadar Müslümanların da büyük acılar çektiklerine işaret eden Sertçelik hatta Ermeni ihaneti ve katliamları sebebiyle yüzbinlerce Müslümanın yaşamını yitirdiğine vurguladı.
Osmanlı'nın 1914 nüfus istatistiğine ve Rus kaynaklarına bakıldığında, Gregoryen, Katolik ve Protestan Ermenilerin toplam sayısının 1 milyon 300 bin civarında olduğunu ve buna rağmen 1.5 milyon Ermeninin öldürüldüğünü ileri sürmenin tarihi ve bilimsel gerçeklere aykırı olduğunu vurguladı.