Çubuk'ta geleneksel hale gelen '7. Aşure ve Birlik Günü' çeşitli etkinliklerle kutlandı
Çubuk Dernekler Federasyonu (ÇUDEF) tarafından organize edilen ve Çubuk Muhtarlar Derneği’nin katkı verdiği '7.Aşure ve Birlik Günü' etkinliğinde Alevi ve Sünni vatandaşlar bir araya geldi.
Çubuk Bölgesi'nde bulunan 54 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu ÇUDEF tarafından organize edilen ve Çubuk Muhtarlar Derneği ile Çubuk Belediyesi’nin de destek verdiği '7. Aşure ve Birlik Günü' Çubuk Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
Program Kuran-ı Kerim’in okunmasıyla başladı
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan ÇUDEF Genel Başkanı Recep Taş, kuruluş amaçlarının milli, manevi ve insani değerleri ön plana çıkartmak, ilçede birlik ve beraberliği sağlamak olduğunu söyledi.
"Sevgili canlar hepinize bu programımıza katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. İçerisinde bulunduğumuz dünya her gün bize bir şey söylüyor. Sevgi, muhabbet, kaynaşma, birlik ve beraberlik. Bizim bu programlarımızın bir tek amacımız var. Bütün Müslümanların kalbinden derin acılar açan Kerbela acısını tekrar anarken ondan yola çıkarak şuanda çevremizde özelliklede bütün İslam dünyasında yaşanan Kerbelaları yurdumuzda tekrar yaşatmamak. Bütün Müslüman kardeşlerimizle sımsıkı birbirimizle sarılmak birbirimize yan gözle bakmamak, ön yargılarla birisine değer vermeden hepsine saygılı olarak müşterek olduğumuz konularda omuz omuza, ayrıştığımız konularda bir birbirimize daha saygılı olarak yolumuza devam etmek üzere bir anlamda hepimiz Hüseyin olmak adına biz bu programları yapıyoruz.”
Güzel bir günde belediye adına herkesi sevgiyle selamladığını söyleyen Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, “Türkiye Cumhuriyeti artık 91 yaşını aşmış ve içerisindeki etnik ve dini sorunları artık çözecek olgunluğuna erişmiş bir devlet durumundadır. Hele ki 12 yıldır hükümetimiz başarılı uygulamaları sayesinde hem etnik, hem de mezhep konularındaki sürtüşmelerin ve ayrılıkların gayrılıkların artık bitme noktasına geldiğini düşünüyorum’’ dedi.
Şuanda iş başında bulunan hükümetin daha önce yıllardır süren ayrımcılıkların ve baskıların semerini ve bedelini ödeyerek bu noktaya geldiğini vurgulayan Başkan Acehan, “Artık çağdaş bir millet anlayışında etnik ve dini farklıkların rahatlıkla hoş görüyle sineye basabilecek ve bu farklılıklardan zenginlik çıkarabilecek bir ortama gelmiş olduğumuzu düşünüyorum. Esasen de din ve vicdan hürriyeti bir insanın neye inanacağı konusunda serbest bırakılacağı değil, aynı zamanda inandığı şeyler üzerinde de kendi nesillerini yetiştirebilmesi örgütlenebilmesi ve bu eğitimi çocuklarına verebilmesi gereğini de doğurmaktadır. O yüzden benim kişisel anlayışım olarak her fer her birey inandığı şekliyle kabulümüzdür. Ben özellikle Alevi ve Bektaşi geleneğinden gelen ve Çubuk’umuzun da bir rengi ve farklılığı olan canlarımızın, bütün Türkiye’deki bu şekilde yürüyen kardeşlerimizin devlet tarafından gerekli korunarak ve gözetim altına alınarak, bütün inançların ve bütün etnik grupların devletin eşit yaklaşımı ile kendi imkanlarını da birleştirerek haklarına ve özgürlüklerine kavuşmalarını gerçekten temenni ediyorum“ diye konuştu.
Artık geleneksel hale gelen programa muhtarlar derneğinin de destek vermesinden son derece mutlu olduklarını kaydeden Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, bu güzel ve anlamlı programda ilçe halkıyla birlikte olmaktan son derece mutlu olduklarını ifade etti.
Konuşmaların ardından Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hsan Onat, 'İslam Ortak Paydası ve Birlikte Yaşama Kültürü’ konulu konferans verdi. Konuşmasında Prof. Dr. Hsan Onat, “Ne demek İslam ortak paydası, ne anlıyoruz İslam ortak paydasından. Şimdiye kadar çok farklı algılar ortaya çıktı. Burnumuzun dibinde Suriye’de Irak’ta oluk oluk kan akıyor. Bazı insanlar Irak’ta ve Suriye’deki çatışmaların arka planında mezhep çatışması olduğunun gizlenemez bir gerçek olduğunu söyledi. Eğer bazı insanlar Şii olduğu için Sunniler tarafından, Sunni oldukları için Şiiler tarafından öldürülüyorsa o zaman burada bir problem vardır. Problemin odağında ne var? Demek ki insanlar aynı havayı teneffüs etmelerine rağmen birbirlerini Müslüman olarak görmüyorlar demektir. Öyleyse burada bir eksiklik vardır işte. İste Sunni, ister Harici, ister Şafi, ister Şii herkes bulunduğu yeri gerçek İslam zannediyor ve bir başkasına İslam alanında yer bırakmak istemiyor. Ne anlama gelir bu biliyor musunuz? İşte İslam ortak paydası bu şekilde kaybolur” diye konuştu.
Daha sonra Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi öğretmenleri Zülfü Mutlu, Şazinur Olcay ve Gönül Korlasyönetiminde öğrenciler tarafından Anadolu'yu Aydınlatanlar konulu ilahiler eşliğinde drama ve sema gösterisi sergilenirken, Seyit Kalender Veli Ocağı Dedesi Celal Akbaş ve Ali Rıza Güney nezaretinde Mahmutoğlan Mahallesi semah ekibi gösteri sundu.
Yapılan aşure duasının ardından konferans salonunda ve Atatürk Parkı'nda kurulan stantlarda yaklaşık bin kişiye aşure dağıtıldı.