Maske cezası uygulanmaya başladı ama hala kurala uymayanlar ve hatta yok sayanlar var.
900 lira cezası olmasına rağmen gençler maskeyi hala takmıyor.
Takanlar ise burun ve çene altına indiriyor. Ya da kulak, dirsek ve bileklerine takıyorlar.
Neden takmadıkları sorulduğunda ise, “bunalıyoruz” diyorlar.
Kimisi de görevlileri görünce cebinde veya çantasında taşıyor istendiğinde çıkartıyor.
Böyle hareket edenler arasında “Nasıl olsa bu virüsü herkes taşıyacak. Biz de bir an önce bulaşalım ve atlatalım” diye kendilerini savunanlar var.
Peki, virüse yakalandılar ve kurtulamadılar, ya da virüsü evdeki büyüklerine bulaştırdılar. Çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkmayacak mı?
Bunlara rağmen kurallara başından beri uyanlar ise bu uygulamadan memnun.
Bu durumda maske tedbirleri yetmez, mutlaka yeni tedbirler alınması gerekir.
SİGARA İÇENLERE KORKUTAN CORONA UYARISI GELDİ...
Vuhan 'da ortaya çıkan ve kısa süre içinde dünya geneline yayılan Corona virüsünün Türkiye 'de görülmesinin ardından vatandaşlar ve devlet, tedbirleri en üst düzeye çıkardı. Konu ile ilgili yapılan açıklamada corona virüsünden kronik hastalıkları olanlar ile sigara içenlerin en çok etkilendiğine yer verildi.
SALGIN VE ÖLÜM RİSKİ
Kronik hastalığı olanlara ve sigara içen vatandaşlarda corona virüsün yayılması hem hızlı oluyor hem de ölüm riski daha da artıyor.
Açıklama yapan uzmanlar, sigara içenlerin corona virüsü hastalığına yakalanmasının oldukça tehlikeli olduğunu söyledi.
14 KAT DAHA FAZLA
Açıklamada sigara içen vatandaşlarda virüsün yayılma ve bulaşma hızının içmeyenlere göre 14 kat daha fazla etki gösterdiğine yer verildi.
AZALTMA KURTULUŞ DEĞİL: “DERHAL BIRAKIN”
Uzmanlar, sigaranın az içilmesinin bunu etkilemeyeceğini, sigaranın kökten bırakılmasını istedi.
Corona virüsün solunum yollarını etkileyen bir hastalık olduğu ve boğazdan bulaştığı dikkate alınınca, ağır vakalarda solunum yetmezliği ve akciğer organ yetmezliği gelişiyor.
Sigara kullananların akciğerlerinde içilen sigaraya ve içme süresine göre değişen hasar meydana geliyor.
Hasar, Corona virüsün daha ağır seyretmesine neden oluyor.
Bu riski azaltmak için bazı vatandaşlar, sigarayı azalttığını söylerken, bazıları da inadına “bana bir şey olmaz, böyle bir virüsün olduğuna inanmıyorum” diyerek maskeyi çene altına indirerek sigara içmeye devam ediyor.
Ancak uzmanlar, sigarayı azaltmanın bunu durdurmayacağını belirtiyor.
Yeşilay, konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tütün dumanı ve elektronik sigaralarda solunan aerosolü, bağışıklık sistemini baskılayarak fonksiyonlarını bozuyor. Bu nedenle dumana maruz kalmak, akut ve kronik hastalıklara neden oluyor.
Ayrıca duman akciğerde öksürük refleksini bloke ederek, ciddi enfeksiyonlara (iltihap, bulaşma) yol açabilen virüs ve bakterilerin solunum yolları ve akciğerde tutunmasını kolaylaştırıyor.
Corona virüsün vücudu yıktığı organ akciğer olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle Corona virüse karşı alınacak önlemlerin başında tütün ürünleri ve elektronik sigara kullanımına son vermek geliyor.”
BİLİM KURULU ÜYESİ TAŞOVA: “İKİNCİ DALGA EYLÜL’DE BEKLENİYOR”
Önemli olanın aşının içindeki antikorların koruyuculuk seviyesi ve süresi olduğuna dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, Eylül ayı gibi ikinci dalganın beklendiğine işaret ederek, “İkinci dalga, vakaların artmasıyla olacak. Eylül-Ekim ve ondan sonrasında da bekliyoruz" ifadelerini kullandı. 05 Ağustos 2020 Çarşamba,
Pandemi ilan edilen tüm dünyada Corona virüs için bilgi ve verilerin artmasıyla aşı çalışmaları da hızlandı. Bu yılsonundan umutlu olduklarını belirten Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, asıl önemli olan kararın aşı içindeki antikorların insanı ne kadar sürede ve ne seviyede koruduğuna yönelik sonuçlar olduğunu vurguladı.
“İKİNCİ DALGA EYLÜL'DE BEKLENİYOR”
Eylül ayı gibi ikinci dalganın beklendiğine işaret eden Taşova, “İkinci dalga, vakaların artmasıyla olacak. Eylül-Ekim ve ondan sonrasında da bekliyoruz.
Özellikle korunma yöntemlerinin sosyal mesafe, maske, el hijyeni gibi bu önlemlerle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bunlar ne kadar aksarsa o dalganın piki de en üst seviyeye çıkışı da o kadar fazla olacaktır.
Şu an dalgalanmalar halinde gidiyoruz. Bir artıyor, bir azalıyor. Tamamen kontrol önlemlerinin sıkılığıyla ve kişilerin kendilerini korumasıyla alakalı olarak gidiyor” diye konuştu.
“ZAMANA İHTİYAÇ VAR”
Aşıdaki antikorun oluşup, koruyucu seviyeye ulaşıp ulaşmadığı, bunun ne kadar sürdüğü ve ne sıklıkla uygulanması gibi konularda çalışmaların sürdüğünü, ancak bunun için zamana ihtiyaç olduğunu dile getiren Taşova, “Aşı için ilk başlarda 18-24 ay gibi bir süre diyorduk. O sürenin giderek artık daha da kısaldığını görüyoruz. Bu tabii ki enfeksiyonun ve pandeminin acili yetinden kaynaklanıyor. Ancak ben aşıdan ümitliyim” dedi.
“KİTLE AŞILAMASI HENÜZ UZAK”
Aşı çalışmalarının hız kazandığını ancak kitle olarak aşılamanın henüz uzak olduğunu söyleyen Taşova, şöyle konuştu: "İlk başlarda daha virüsü ve özellikleri bilmiyorduk. Çok az bilgimiz vardı. Şimdi nerdeyse tüm dünyada bütün araştırmalar buna yöneldi. Dolayısıyla virüsle ilgili bilgilerimiz ve verilerimiz çok arttı.
Bütün bunların en önemli kısmı aşı çalışmalarının daha hızlı ilerlemesine yol açıyor. Bir de hasta olan insanlar arttı. Aşı çalışmalarında olmazsa olmazlardan biri de bu. Dolayısıyla onlardan alınacak bilgilerimiz arttı.
En iyi ihtimalle bu yılın sonu aşı ile ilgili iyi haberler olacak. İnsanlara denenmeye başlandı. Onların sonuçları olacak. Yine bilgilerimiz olacak. Kitle olarak aşılama ne zaman başlar o biraz daha uzak."
BİLİM KURULU ÜYESİ ATEŞ KARA SON GELİŞMELERİ AKTARDI...
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara corona virüsü salgınına yönelik son gelişmeleri aktardı. Hem sürece yönelik değerlendirmelerde bulundu, hem de kritik tarihlere dikkat çekti.
Corona virüste kritik tarih belli oldu.
Corona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, katıldığı canlı yayınında corona virüsle mücadeleye yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Vaka sayısındaki artışa değinen Kara, özellikle bu aylarda yaşanabilecek artışa karşı da uyardı.
İşte Ateş Kara'nın açıklamalarının öne çıkan başlıkları:
"DAHA BAŞARILI DURUMDAYIZ"
Corona ile mücadeleye başladığımız ilk dönemde bilgilerimiz kısıtlıydı. Tedaviler deniyorduk. Bugün farklı bir noktadayız. Tedavide daha başarılı durumdayız. O dönemde hastalarımız daha ağır durumda bize geliyordu.
Bugün hastaneye gelen hastalarımızın klinik bulgularının daha hafif olduğunu görüyoruz.
Bunlar bizim avantajlarımız.
“SON DÖNEMDE RAKAMLAR NEDEN ARTTI?”
Bugüne kadar çok fazla deneyim kazandık. Hem ilaçların uygulanması hem de uygulama zamanı konusunda ciddi kazanımlar elde ettik.
Türkiye çok ciddi noktada rakamlarda düşüşü elde etmişti. Yeni rakamlarımıza baktığımızda da sanki biraz daha azalma var diyebiliyoruz. Önümüzdeki günlerde de biraz daha düşüş olması gerekiyor.
Türkiye 700'lü rakamlara gelmişti. Normal yaşama da girmemiz gerekiyordu. Arada başka kurallarda aksamalar yaşamamız rakamlarda kısmi artışa neden olmuş olabilir.
“KASIM-ARALIK AYLARINA DİKKAT”
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Virüsün gidişatıyla ilgili Haziran ve Temmuz aylarındaki seyri iyi gözlememiz gerekiyor. Hem güney yarım kürede hem de kuzey yarım kürede bunu iyi gözlemlememiz gerekiyor.
Önümüzdeki Kasım ayında, Aralık ve Ocak ayında nasıl bir seyir izleyeceğini daha kesin bir şekilde ifade edebiliriz. Ama edindiğimiz izlenim, sanki Kasım ayında Aralık ayında bir miktar artış olabileceği yönünde.
Ama bu artış hastalığın ağırlığındaki artışla mı olacak yoksa biraz daha mevsimsel özellikleriyle beraber solunum yolu enfeksiyonlarıyla mı gelecek, bunu söylemek biraz daha zor gibi geliyor.
Ben biraz daha mevsimsel özellikleri çerçevesinde solunum yolu enfeksiyonları şeklinde geleceğini tahmin ediyorum. Bu biraz da benim öngörüm diyebiliriz.”
SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN ÖNLEMLER:
VİRÜSÜN YAYILMASINA EKİME KADAR YENİ ÖNLEM...
Bayramda yaşanan kalabalık görüntüler Corona virüs endişelerini arttırırken, yeni önlemler alınmazsa kışın büyük sıkıntı yaşanacağı belirtiliyor.
Yapılan toplantılarda düğün, taziye, açılış, asker uğurlama gibi toplu faaliyetlere 15 Ekim’e kadar izin verilmemesi önerildi.
Pandeminin seyri konusunda hem diğer ülkeler, hem de Türkiye genelindeki artış nedeniyle, sonbaharda yaşanacağı iddia edilen ikinci dalga için şimdiden yeni önlemler alınması tartışılıyor.
Sağlık Bakanlığı’nda ve hükümette yapılan toplantılarda uzmanların, okulların açılması süreci ve ekim ayının 15’ine kadar olan dönemde yeni kurallar konularak kışa hazırlık yapılması gerektiğini dile getirdiği belirtiliyor.
SAHİLLERDEN ŞEHİRLERE “BULAŞ”
Değerlendirmelere göre Kurban Bayramı’nda özellikle tatil yörelerinde yaşanan kalabalık görüntülerin etkileri 7-10 gün içinde görülecek.
Bu etkiler, iki şekilde yaşanacak. Hareketli kalabalıklarda virüsle temas edenler, bir hafta içerisinde hasta olacak. Bunların bir kısmı 'yerinde bulaşma' olarak değerlendirilecek. Bir kısmı ise yaz tatilinin bitmesiyle birlikte büyük şehirlere dönecek.
Bu taşıyıcılar, büyük şehirlere döndüklerinde, daha kalabalık kitlelere virüsü taşıyacak. Bu durum 'taşınan bulaş' olarak nitelendiriliyor.
Uzmanlar, yaz aylarında daha çok açık havada vakit geçirenlerin, kurallardan ve sorunun ciddiyetinden uzaklaştığını, eylül ayıyla birlikte tatil rehavetinin sona ereceğini belirtiyorlar.
Pandemi sürecinin bundan sonra ciddileşeceği, ikinci dalganın etkilerinin de ekim ayının ikinci yarısından itibaren görüleceği ifade ediliyor.
YENİ YASAKLAR GELEBİLİR...
Yapılan toplantılarda kışa hazırlık için yeni kurallar konulması, en son kaldırılan yasakların yeniden getirilmesi, düğün, taziye, açılış, asker uğurlaması gibi faaliyetlere son verilmesi önerileri gündeme geldi.
Okulların açılmasına da bayram verileri ve 15 Ağustos’tan sonraki vaka sayılarına göre karar verilmesi gerektiği dile getiriliyor.
KİMLER TAŞIYOR?
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, salgının başındaki demografik yapının değiştiğini, şu anda virüsü bulaştıranların dışarıda gezen, 20 yaş üstü ile 45 yaş altı grup olduğunu belirtiyorlar.
Yapılan araştırmalara göre, toplumda bağışlık oranı yüzde 1’in altında kaldı. Türkiye’de toplum bağışıklığından söz etmenin mümkün olmadığı ifade ediliyor.
ARTIŞ ORANI YÜKSEK İLLERE ÜST SEVİYE DENETİM
İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine “Covid-19 tedbirleri” konulu ek genelge gönderdi. Yeni bir döneme girildiğinin ifade edildiği genelgeye göre uygulanacak tedbirler şöyle:
İZOLASYONDAKİLER DENETLENECEK...
* Evlerinde izolasyona tabi tutulan kişiler, özellikle ilk 7 gün boyunca vali/kaymakam ve kolluk birimlerince birebir takip edilecek, bu kişilerin izolasyon şartlarına uyup uymadıkları sıklıkla denetlenecek.
* İllerde vali yardımcısı, ilçelerde ise kaymakamlar başkanlığında ‘Filyasyon Çalışmaları Takip Kurulları’ oluşturulacak.
* Düğün, nişan, sünnet organizasyonlarında, maske kullanımı ile fiziki mesafeye uyulması kurallarına aykırı durumlara kesinlikle müsaade edilmeyecek. Birinci ihlalde uyarı, ikinci ihlalde idari para cezası, üçüncü ihlalde 1 gün süreyle faaliyet durdurma, dördüncü ihlalde 3 gün süreyle faaliyet durdurma cezaları uygulanacak.
* Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki illerimiz başta olmak üzere tüm illerde; taziye evlerinde, evlerde, açık alanlarda, taziye yapılmaması hususunda tekraren İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurullarında karar alınacak.
* Günlük ve haftalık artış oranları yüksek seyreden illerde valiliklerce ilave tedbirler ve denetim faaliyetleri en üst seviyede uygulanacak.
CUMHURBAŞKANI SAYIN ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde asker uğurlama törenlerine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı;
- Asker uğurlama törenleri ve taziyeler başta olmak üzere kimi toplu etkinliklerde istenmeyen görüntülere şahit olabiliyoruz.
- Böyle bir yaklaşım olmaz. Asker uğurlama derken, arkadaşınızı zehirliyorsunuz. Ve bu konularda valimize de söyledim. İstanbul'da kesinlikle bunlara müsaade etmeyeceksiniz.
- Böyle bir uğurlama olduğu anda toplayın götürün. Çünkü biz bu insanları kenarda, köşede yürürken, koşarken bulmadık.
- Bunlar bize Rabbimizin emanetidir. Genç, virüse karşı bağışıklık anlamına gelmez. Üzüntülü olmak, ihmalkâr davranmayı gerektirmez.
- Bizim inancımızda, tedbirsiz tevekkül olmaz. Rehavetin sonu ya hastalık ya da pişmanlıktır.
- Kontrollü bir şekilde hayatımızı normalleştirirken, tedbirleri elden bırakmayacağız.”
İLÇEMİZDE DENETİMLER SIKLIKLA YAPILMALI...
Pandemi ilçemizde henüz bitmiş değil. Aksine vakalarda artışlar var...
İlçemizde salgın vakalarında değişen bir şey yok. Aksine vakalarda maalesef artış var.
İlçede bu gidişle normal hayata dönüş biraz zaman alacak gibi. Ama ilk salgın vakasının rastlandığı 11 Mart 2020 tarihinden beri ilçemizde hiçbir şey değişmedi. Birileri hala normal yaşamlarına hiç salgın yokmuş gibi devam ediyor.
Oysa virüs hayatımızdan çıkana kadar kontrolü yaşama devam etmek zorundayız.
Bu hem kendi sağlığımız için hem de sevdiklerimizin sağlığı için çok önemli. Kurallara uymak, fiziki mesafeyi korumak, hijyen kurallarına uymak ve uyarıları dikkate almak zorundayız.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; “En fazla vaka 20 yaş üstü ve 45 yaş aralığında” derken ilçemizdeki bu yaşlar aralığındaki vatandaşlar hala işin gırgırında... Maske ve fiziki mesafe kurallarını hiçe sayanların da çoğu maalesef yaş aralığında.
Peki, burada maske takan, özelliklede kurallara harfiyen riayet ederek evlerinden hala çıkamayan veya çıkmakta tereddüt eden 65 yaş ve üstü vatandaşların suçu-günahı ne? Bunların vebalini kim veya kimler verecek?
Birde kullandığı maskeleri gelişigüzel yerlere atanlar var. bunların amacının ne olduğunu bilen varsa beri gelsin!..İlçede bazı sokak ve caddeler her Türklü önleme rağmen zaten çöplükten geçilmiyor. Birde maske çöplüğü ortaya çıktı...
Alınan tüm tedbirlere rağmen ilçedeki sorumsuz ve duyarsız vatandaşlar hiç salgın yokmuş gibi yaşamlarına devam ediyorlar...
İlçede yapılan nişan, düğün, taziye, açılış, asker uğurlama gibi toplu faaliyetlere sıkı denetimler uygulanmalı.
Pandemi sürecinde ilçemizde de zaman zaman İlçe Kaymakamı Adem Keleş başkanlığında oluşan bir heyet tarafından denetimler yapılıyor.
İlçe Kaymakamı Adem Keleş her defasında, “İlçemiz genelinde Corona virüs salgınından hemşerilerimizi korumak ve salgının yayılmasını engellemek için aldığımız önlemler devam ediyor. Lütfen kurallara harfiyen uyalım uymayanları uyaralım...”
Ayrıca İlçe Müftülüğü tarafından her vakit namazından önce camilerin hoparlörlerinden okunan ezanların ardından ikazlar yapılıyor. Ama çok az sayıdaki duyarlı vatandaş haricinde bu hayati uyarılara da maalesef uyan yok.
Bu kapsamda; İlçe giriş ve çıkışları başta olmak üzere pazar yerleri, iş yerleri, marketler, toplu taşıma araçları, lokantalar, kafeteryalar ve taksiler denetlendi.
Bu denetimlere ara verilmeden sıklıkla devam edilmeli...
Uymayanlar hakkında gerekli adli ve yasal işlemler ayrım gözetilmeden uygulanmalı..
Maske, fiziki mesafe ve temizlik gibi salgın tedbirlerine uymayanlar önce kendilerinin sonra da sevdiklerinin hayatı ile oynadıklarının farkına ne zaman varacak?
SALGININ ŞAKASI YOK...
Salgının şakası yok, alınan tedbirler yayılmayı engeller.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Yeni hasta sayısındaki yükselme ciddi. Kolaya kaçarsak zoru birlikte yaşarız. Tedbir alın.”
Bakan Soylu, “Yoğun denetimlere devam edeceğiz ”
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ): “Pandemi büyüyor. Vaka ve can kaybı yaşanıyor...”
Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, İçişleri Bakanlığı ve zaman zaman da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından alınan tüm önlemler ve yapılan tün uyarılar sizlerin sağlık ve güvenliğinizi korunmak içindir.
Sizlerden en büyük isteğimiz kurallara uyalım, zorunlu olmadıkça evlerimizde kalmaya devam edelim...
ÖNLEMLERİ GÖZ ARDI ETMEMELİYİZ...
Dünyayı etkileyen Corona virüs salgını sürecince Türkiye'de görülen ilk vakanın ardından 4 aydan fazla zaman geçti.
Alınan önlemlerle ile salgının kontrol altına alındığını tam olarak söyleyemeyiz. Çünkü sorumsuz ve duyarsız vatandaşlar yüzünden bu süreç maalesef uzadı.
Salgın henüz bitmedi, süreç devam ediyor. Hala binler civarında test edilerek pozitif çıkan vakalar söz konusu. Bunun yanı sıra hastalığını bilmeyen, bulgusuz geçiren ve toplumda dolaşan vakaların olması çok muhtemel. Bu nedenle tedbiri elden bırakmamak şart.
Yeni normalleşme süreci Haziran başında başladı. Kontrollü sosyal yaşamla ilgili çalışmalar yapıldı.
Bu virüsün bulaşması, karşılıklı iki kişiden birinin ağzından çıkan damlacığın karşıdaki kişinin ağız ve burnuna ulaşmasıyla söz konusu oluyor.
Bulaşı önlemeye yönelik 3 önemli tedbir var;
- Maske takmak,
- Fiziki mesafe,
- ve hijyen.
Bilim adamlarına göre; İki kişinin maske takması ve fiziki mesafe kuralına riayet edilmesi, virüsün bulaşmasını yüzde 100'e yakın önlüyor. Bir de hijyene dikkat edersek aslında virüsten her haliyle korunmuş oluyoruz.
Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu üyeleri ile birlikte her türlü ortam için rehberler hazırlamış ve özverili çalışmalar yürütmüştür.
Tüm bu uygulamaların hedefi, bu üç önlemi ortaya koymaya yöneliktir.
Bunu her bir birey olarak idrak edersek, Bireyler; “Maske takıp, fiziki mesafeye dikkat edeceğim, el hijyenini uygulayacağım.” derse salgınla mücadelede büyük bir adım atmış olabilir.
Bu kuralları harfiyen uygularsanız hastalığın tekrar yayılmasına neden olmazsınız.
Bu kadar çaba, bu sorumluluğu yerine getirmeyerek bu özverinin ve tedbirlerin boşa gitmesine neden olmayalım.
Hem kendimiz için, hem ailemiz, hem sevdiklerimiz ve hem yakınlarımız için ve hem de toplum için...
Vaka sayısı sıfırın altına düşmediği için bu üç önlemi harfiyen uygulamak zorundayız...