Şuayip YAMAN
İlçede çöp atma meselesi yüzünden şimdilik ufak tefek münakaşalar ve kavgalar çıkıyor. Belediye gerekli önlemleri almazsa ileride büyük olaylar çıkabilir. Bunun da bir numaralı sorumlusu, ev ve apartmanların çöp atma yerlerini belirlemeyen Belediye yetkilileri olacaktır.
Cumhuriyet Mahallesi’ne bağlı Mehmet Akif Ersoy Caddesi, Şehit Ali Çakır Sokak, Zekai Gökşin Sokak ve Ziya Sokak’ta sözde lüks ve modern apartmanlar var. Ama ne yazıktır ki, bu apartman sakinlerinin yüzde 99’unun çöplerini kendi binalarının önüne değil, ya boş arsalara ya da bitişikteki veya karşı apartmanın önüne bıraktıkları yapılacak bir kontrol ve denetimde görülecektir.
Yan yana iki apartmandan biri çöpünü sözde apartmanlarının sınırları içerisinde diye, diğer apartmanın giriş kapısının önüne rahatlıkla koyabiliyor. İkaz edildiğinde ise, “Ben çöpümü garajımın sizin duvarınızla bitişik olan yere, arsamın sınırına koyuyorum. Sizi ilgilendirmez” diyor.
Vatandaşlara kaldırım üzerine ve özellikle de komşu apartmanın giriş kapısına çöp dökmeye kim izin veriyor?
Garajı’nı da hiç kullanmıyor, araçlarını da binalarının önündeki yola park ediyorlar. Peki, bu garajlar süs mü? Belediye bunları neden denetlemiyor?
Üstelik yandaki apartman sakinleri Belediye’nin görevini adeta üstlenerek sınırlarını kırmızı çizgi ile belirlemiş, çöpünü de hemen buraya koyuyor. Sanki kendi yeri..
Oysa orası kaldırım ve kamunun malı, apartmanın olsaydı istinat duvarı oradan çekilirdi. Orası yayalara ait. Yayaların geçişi nasıl engellenebilir? Vatandaş yolda araçlarla kol kola mı yürüyecek? Apartman sakinleri, Devletin malını nasıl kendi malı gibi kullanabilir veya çöp koyarak yasak getirebilir?
Peki, diğer apartman sakinleri binalarına girerken hemen her gün komşunun çöpünün pis kokusunu duymak ve görüntü kirliliği ile karşılaşmak zorunda mı? Buna kim dur diyecek?
Kaldırımlar ve yollar kamu malıdır. İşgal edilemez, çöp dökülemez.
İslam’da ‘komşuluk hakkı’ çok önemli bir husustur.
Nitekim bir hadiste Peygamberimiz, "Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi mümin kardeşinize de yapmayın" buyuruyor.
Çöp atma yeri konusunda apartmanlar arasında münakaşalara ve ufak kavgalara neredeyse hemen her gün rastlamak mümkündür. Bu yüzden Belediye yetkililerinin her apartmanda çöp atma yerlerini en kısa zamanda belirlemesi gerekir.
İleride daha büyük kavgalar olduğunda bunun sorumlusu ve vebali kime ait olacaktır?
Çöpler, plastik çöp varillerinde muhafaza edilmeli..
Çöpler, çelik konteynırlar ağır ve kullanıma elverişli olmadığı için, temizliği (yıkanması) ve taşınması kolay olan üstü kapalı plastik çöp bidon veya varillerinde muhafaza edilmeli.. Bunlar ev ve apartmanların giriş kapılarının müsait bir yerine konmalı, görevliler d çöpleri buradan almalı.. Bu suretle çöpler hem etrafa yayılmamış olur ve hem de estetik bir görünüm arz eder. Bu sağlıklı bir çöp alma şeklidir. Metropol ilçeye de bu yakışır.
Başkan ve yönetimi müsait oldukları bir gün; saat 9.00’da ve bir de 18.00 sularında ilçenin cadde ve sokaklarını bir gezseler, nasıl bir çöp manzarası ve nasıl bir pis koku ile karşılaşacaklar? Çok merak ediyorum.
Çöpler ne zaman atılıyor, nerelere atılıyor, çöpleri kimler karıştırıyor, etrafa mikroplar nasıl yayılıyor, kanalizasyonlardan, rögarlardan, yağmur suyu kanallarından çevreye nasıl pis kokular yayılıyor? Yerinde bir görmelerini istiyorum.
Ama kim yapacak?
Çöpler, aslında çöp aracına direkt atılmalı...
En önemlisi de; Çöplerin bizzat vatandaşlar tarafından çöp yerlerine değil belirlenen saatlerde direkt olarak çöp araçlarına atılması sağlanmalı. Bunun için mahalle sakinlerine çöp araçlarının hangi saat ve dakikada evlerinin önüne geleceği bildirilmeli, vatandaşlar da evlerinin önünde birkaç dakika bekleyerek, çöplerini araca bizzat kendilerinin atmaları sağlanmalı..En güzel çöp atma sistemi budur. Çünkü hiçbir yer kirlenmez.
Balkonlardan ve pencerelerden halı, kilim ve yolluk çırpılmaması (silkinmemesi), yangın merdivenlerinden elektrik süpürge torbası çırpılmaması, çöplerin servis saatlerinde susuz olarak çöp poşeti ile bırakılması gerekir.
İnsanlıktan nasibini almayan birtakım yaratıklar yolda, caddede, parkta, araçta nerede olursa olsun elindeki sigaranın izmaritini, aracının küllüğünü, araç dururken veya araç hareket halinde iken bile kelebek camını açarak yere savurur, yediği herhangi bir şeyin poşetini, kabuğunu savurarak atar. Çünkü onların çöpleri yere atma özgürlüğü vardır. Babalarının hizmetçileri var ya...
İlçemizde yapılan festival’lerde kültürün sadece adı vardı. Bir de ‘Çekirdek Çitleme Kültürü’.. Hatta eski bir belediye başkanımız parklarda çekirdek kabuklarını toplamak için çekirdek makinesi bile aldırmıştı.
Yeşil Çubuk Parkı’nda; Kameli yelerin her birinin önünde çöp bidonları olduğu halde kabuklu yemişler, poşetler, kesekağıtları, meşrubat kutuları ve pet şişeleri yerlere saçılmış durumda..
Bu pislikleri yapanlara, “çöpleri neden yere atıyorsunuz” dendiğinde ise aldığınız cevap çok ürkütücü.. Ne mi diyorlar, “çöpçülerin işi ne, dünyanın maaşını alıyorlar, temizlesinler” diyorlar. Oysa Batı toplumunda böyle bir şey yaptığınızda dünyanın cezasını yersiniz. Ama bizde ‘oy kaygısı’ olduğu için bu tür davranışlara hiç ses çıkartılmaz, hatta teşvik bile edilirler...
Temizlik bir eğitim ve kültür işi...
Temizlik bir kültür işi. Bu da eğitimden geçiyor.
Öğrenciler okullarının önündeki bakkal, büfe ve marketlere gidiyorlar. Aldıkları dondurma, kraker, bisküvi ve cips jelatinlerini çöpe değil rastgele yerlere atıyorlar.
İşin garibi okulların yanında konteynır ve çöp bidonları var. Yani öğrenciler atıkları ellerinde tutup 20-30 m. ilerideki konteynıra atabilirler, ama yapmıyorlar. Neden? Biz eğitim veremiyoruz da ondan.
Küçük su şişeleri (petler), teneke ve cam cola, fanta ve gazoz şişeleri yollarda, boş arsa ve bahçe içlerinde, yol kenarlarında, çukurda, kuyuda her yerde görmek mümkün...
Çöpler pis koku ve mikrop saçıyor
Çöp yığınlarının ve konteynırlarının kokusu, yıkanmayışı, ilaçlanmaması tüm Yaz boyunca sinek, sivrisinek yuvası haline gelmesi de zamanla bir başka sorun olacaktır.
Sokaklarda bir çöp yığını var ve çöpler toplandıktan sonra o kadar kötü kokuyorlar ki, pis kokuların yanında mikrop da taşıyorlar. Yetkililer ilaçlama bile yapma zahmetinde bulunamıyorlar. Bazen rüzgârlı havalarda sözde ilaçlama yapar gibi bir görüntü veriyorlar. Oysa bu çöplerin yanında çocuklar oynuyor. Üstelik Belediye Başkanımız da, bir doktor...
Bir sokaktan geçerken vatandaş evinin balkonundan, “Ne olur, Başkan’a iletin, şu sıcak Yaz günlerinde bile çöp, rögar ve kanalizasyonlardan gelen kötü kokulardan balkonlara çıkamıyoruz. Gönül rahatlığı ile oturamıyoruz” diye sesleniyorlar.
Birtakım yerlerde bulunan çöp konteynırları (taşımalık) zaten kendileri çöp ve çok pis kokuyor.
Ana arterlerde çöp konteynırı bile yokken, gereksiz yerlere çöp konteynırı konmuş, adeta konu mankeni gibi. Örneğin Atatürk Mahallesi’nin Buzlu Mevkii’ndeki Yesert Caddesi...
Belediye Başkanı ve yönetim kadrosu, “gücümüz bu kadarına yetiyor” veya “Saldım çayıra Mevla’m kayıra...” zihniyetiyle, “Bizim Temizlik İşleri Müdürlüğümüz var. Ötesini kendileri düşünsün” deme lüksüne sahip değildir. Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün kadrosu tamam mı, bu konudaki planlamanız hazır mı, çalışanların ne gibi sorunları var? Bunları bilmek zorundasınız.
Ayrıca onları bütün gücünüzle desteklemek ve arkasında durmak zorundasınız. Çünkü temizlik ve çöp konusu bir kentin hayati değerleridir ve bu yüzden çok önemlidir. Üstelik bir kentin olmazsa olmazlarıdır. Bu nedenle Temizlik İşleri Müdürlüğü çalışmalarında yalnız bırakılmamalı, tabiri caizse kaderine terk edilmemeli..
Gelişmiş Avrupa ve ABD ülkeleri yüzyıldır çöp toplamayı disiplin ve kontrol altına almış, vatandaşlarını bu konuda eğitmiş, bu nedenle de yanlış yapanı affetmiyor, cezalandırıyor iken; biz ise “oy” kaygısı uğruna çöp atmayı adeta neredeyse teşvik etmiş olmuyor muyuz?
Bizde de, cadde ve sokaklara izmarit, kâğıt, çöp, poşet v.b. maddeler atılmaması gerekirken, tam tersi bir uygulama devam ediyor.
İlçe halkı belirli saatlerde değil, hemen her saatte çöplerini istedikleri her yere atabiliyor. Vatandaşın hiç mi hiç umurunda değil... Peki, vatandaş zamansız çöp atma hakkını kimden alıyor?
Sorumsuz ve vurdumduymaz bina sakinleri çöplerini kendi evlerinin önüne değil, komşu binaların önüne veya boş arsalara atıyorlar.
İkaz edildiklerinde ise, “İstediğim yere atarım, sana ne, Belediye’nin (temizlik işçilerinin ve çöpçülerin) işi ne? Temizlesinler, dünyanın parasını alıyorlar. Hem Belediye yetkilileri çöp için burayı adres gösterdi” şeklinde cevap verip, o vatandaşlara dikleniyorlarmış...
Dünyanın parası da 949 veya bin 500 lira arasında bir maaş, bunu da bazen zamanında alamıyorlar. Akşama kadar da dur- durak bilmiyorlar, sürekli çalışıyorlar. Yazık değil mi onlara? Bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız?
Yine Cumhuriyet Mahallesi-Zekai Gökşin Sokağın Sağlık Sokak’la birleştiği yerin köşesinde vatandaşa ait boş bir arsa var. Çevredeki tüm apartmanlar çöplerini sabah-akşam buraya atıyorlar. Belediye yetkilileri sözde burasını çöp atma yeri olarak belirlemiş. Belediye’nin vatandaşın özel mülkiyetini kullanma yetkisi var mı?
Çöp atma konusunda öncelikle Belediye yetkilileri iyi örnek olmalı.. Oysa Belediye’nin bir üst düzey yetkilisi bile çöpünü evinin önüne değil, yukarıda adı geçen arsaya atıyor. Çünkü apartmanının önünde çöp konulduğuna dair bir emare bile yok. Belediye yetkilisi böyle yaparsa, vatandaş ne yapar?
Ayrıca bu arsanın karşısında yeni yapılan apartmanın tahta, çimento ve atıkları da 2 yıldır burada görüntü kirliliği yapıyor. İnşaat sahibi müteakip defalar malzemelerini alması konusunda arsa sahibi tarafından ikaz edildiği halde, gelip atıklarını almıyor. Belediye ise bu hilkat garibesi bu görüntü nedir diye arayıp, sormuyor. Bu nasıl belediyeciliktir.
Eyyy yetkililer ve etkililer: Belediye oturduğunuz yerden değil, sahadan idare edilir...