Eskiden bir evde en az 5 çocuk varken, şimdilerde evinde çocuk sesi duymayı hasretle bekleyen aileler var. Bu durumla birlikte tüp bebek yöntemine başvuranların sayısı da her geçen gün artıyor. Sadece tüp bebek yöntemi değil; bitkisel kürler, şifasına inandığımız doğal sular, kapı kapı dolaşılan doktorlar ve dahası da hayatımızda yerini çoktan aldı.
Peki çocuk sahibi olmak neden bu kadar zorlaştı? İnsanların genellikle sağlıkları yerinde olduğu halde, beklenilen habere neden bu kadar uzağız?
Gelişen gıda teknolojisiyle beraber sebze ve meyvelerin genetiği de değişti. Kokusu iştahımızı açan domateslerin ne kokusu ne de tohumu kaldı. Kısır domatesler, biberler sofralarımıza gelir oldu. Tohumsuz domateslerle samimiyet arttıkça, insanlarda kısırlık sorunu da artmaya başladı. Gün artık “insanların yediklerine benzediği bir gün” oldu.
Üreme sağlığımızı etkileyen tek taraf, organik ürünlere ulaşamamak değil. Beslenme tercihimizde daha birçok faktör bizi etkiliyor.
Doğal olmamasından yakındığımız çiğ sebzelerin dışında, kızartılmış sebzeler de (patates, patlıcan, biber vb.) üreme sağlığını kötü etkiliyor. Özellikle erkeklerde kızartılmış yiyecekler, cips, sağlıksız yağları içeren paket gıdalar ve margarinli hamur işlerini sık tüketmek, üremeyi azaltan en büyük etkenlerdendir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki obezitenin fazla görüldüğü toplumlarda çocuk sahibi olma oranı daha azdır. Obezite ile kısırlık arasında önemli bir bağlantı olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuçlar, obez erkeklerin kadınlara göre daha fazla zarar gördüğünü de söylüyor. Aşırı şişman bireylerde şişmanlığın etkisiyle vücut hormonları bozuluyor. Bu da çocuk sahibi olabilmeyi zorlaştırıyor.
Diğer taraftan hazır gıdaların fazla tüketimi ve obezitenin artışı ile birlikte kızlarda ergenliğe girme yaşı düşmeye başladı. Bu durum kız çocuklarının normal zamanından önce menopoza girmesine sebep olmaktadır. Ne yazık ki erken menopoz çocuk sahibi olmada önümüze çıkan taşlardan biridir.
Son yıllarda genç yaşlarda görülme sıklığı artan bazı kadınsal hastalıklar yine kişinin gebe kalmasını engelleyici faktörlerdendir. Bu hastalıklar obezite ile beraber kendini gösteren türdendir. Kişilerin tedavisinin olması için vücuttaki yağlardan kurtulmak mühim bir aşamadır. Görüldüğü gibi obezitenin yani sağlıksız beslenmenin zararı geleceğimizi büyük ölçüde etkiliyor.
Gelecek yıllarda neler olur bilinmez. Yapılan araştırmalar ve tespit edilen durumlar göz önüne alınmalı. Neslimizin sağlıklı ve en iyi şekilde devam etmesini hepimiz isteriz. Beslenme; beden sağlığının, ruh sağlığının ve de gelecek neslin temelidir. Kendinize, ailenize ve özellikle çocuklarınıza beslenme hususunda dikkat ediniz.