Vahit DOĞAN
Ali imran süresi Ayet 103. “Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”
Enfal süresi Ayet 46.” Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”
Tarihte Milletlerin yerleşik düzene geçtikleri zamandan günümüze kadar Çinliler, Hindistanlılar ,İranlılar , Ruslar, Araplar, İngilizler, Fransızlar, Almanlar v.s Genelde hep aynı topraklarda yaşamlarını sürdürmüşler. Biz Türkler Göçebe hayatımızın biz vermiş olduğu alışkanlıklar ve Asya steplerinin zorlu coğrafi şartlarından dolayı hareketli , dinamik liderlik vasfı yüksek , devlet kurma refleksleri güçlü vasıflarından dolayı Çin seddinden Adriyatik sınırlarına kadar olan muazzam bir coğrafyada Her zaman Mazlum milletlerin yanında ve koruyucusu olmuş necip bir milletin torunlarıyız.
Son üç yüz yıldır başka sebeplerin haricinde sürekli iç kavgalar taht kavgaları yüzünden sürekli zayıflayan bir toplum olduk. Küçük olsun benim olsun mantığı bütün sosyal ,siyasi, İdari ve ticari hayatımızda devam etmektedir. Avrupa da şirketlerin 3 veya 4 yüzyıllık ömrü oluyor ve Bu uzun zaman diliminde ; Kırallıklar , İmparatorluklar yıkılıyor 2 tane Dunya savaşı geçirmelerine rağmen hala şirketler ayakta kalabiliyor. Bu durumu düşünmemiz gerekmiyormu? 1990 larda Eski adı SSK yeni adı SGK de çalışırken Yaşlı bir komşum vardı (Ankaralı değildi küçük bir ilden Ankaraya göç etmiş) Emekli olmak için evraklarını gösterirken bir para makbuzu gözüme ilişti köylerinin dernek makbuzunun tarihi 1965 idi . Biz kendi köyümüze derneğimizi 1992 de kurduk 27 yıl sonra. Ankarada yaşayanlar bilir Ankara cebeci dikimevi kavşağındaki binaların birinde Kırşehirliler yardımlaşma derneği levhası vardır. Kuruluş 1948 Burokraside çalışanlar bilirler Burokraside Kırşehirliler çok etkilidir. Çünkü Siyasiler Toplumun talebini değerlendirirken çoğunluğa ve arkasındaki güce bakarlar ; Daha açık bir ifade ile sadece bir kişinin köylere ilçelere yapılacak yatırımlar veya diğer devlet yardımlarını veya başka özel konularla ilgili talebin değerlendirilmesi kabul görmesi oranı zayıftır; (STK) Sivil toplum örgütlerine ve tüzel kişiliklerine hayır demeleri durumunda siyasi açıdan sıkıntı doğuracağı için muhatap almak zorundadırlar.
Çok teferruata girmeye gerek yok herkes bu konuları biliyor. Bu durumlarda göz önünde bulundurarak 1998 yılı olabilir Yağmurlu bir havada Ford Taunus marka bir otomobilin içinde Köprübaşındaki Benzinliğin önünde Ben EA SU MA Bu durumları aramızda konuşurken İlçemize hizmet alımında veya Şahsi işlerimizde fert, fert değil kalabalık bir sivil toplum örgütünün daha etkili olacağını söyledim . Yukarıdaki verdiğim örneklerden dolayı geç bile kalındığını söyledim.
Fazla uzatmaya gerek yok YILDER kuruldu. Dernek Kuruluş aşamasında kendimin özel nedenlerden dolayı fiili hiçbir katkım olmadı. O günden bu güne Maddi manevi katkısı olanlara konfederasyonluklar durumuna getirenlere Çubuktaki bütün dernekler ve konfedersayonlarda görev alıp emeği geçen herkese yaptıkları bu güzel icraatlarından dolayı Çubuk halkı adına teşekkür ediyor Bundan sonraki görevlerinde başarılar diliyorum . Çubuktaki dernekler ve Federasyonların Kuruluş Felsefelerinde “Bir Olalım Diri Olalım Iri olalım “ sözünü hücrelerine kadar sindirmelerini ve Dernekler tüzüğünede hedefimiz birleşerek büyüyeceğiz diye bir madde koymaları dileğiyle. Tekraren yazıyorum bu parçalanmışlık neden kimse kusura bakmasın bu güç kaybıdır ve telafisi zordur. Bilgi güçtür denir. Bende diyorumki Birlikte güçtür. Bilmem anlatabildimmi?