Medine İmam Hatip Ortaokulunun miniklerden oluşan ilahi gurubu…
HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği beş mutluluğun bir arada yaşanmasını, 17. Nisan.2015 Cuma günü üç aylara girerken tertiplediği bir gece ile sağladı.
HAY-DER Genel Başkanı Nevzat Laleli, Genel kurul öncesi yaptığı açıklamada; “Üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları, Anadolu’nun birçok il ve ilçesinde bir hafta öncesinden başlayan fener alayları ile kutlanırdı. HAY-DER de bu geleneği benimseyerek 17.Nisan da başlattığı çalışmalarla üç ayları kutlamış oldu. Üç aylar, bizim için başlı başına bir mutluluk kaynağıdır.
Kurulduğu günden bu güne kadar hayırlı çalışmalara imza atan HAY-DER, 17. Nisan.2015 Cuma tertiplediği gün ve gece ile üyelerine, misafirlerine ve gönüldeşlerine beş mutluluğu bir arada yaşatırken, yaşadığı zor şartlar altında bunalan milletimize ve tüm insanlığa da bir mesaj vererek, “Sabredin geliyoruz… HAY-DER en kısa zamanda sizlere de sahip çıkacaktır” mesajını verdi.
Bir şey eğer yarışmaysa, orada önde koşanlar, arkada gelenlerin olup olmadığına bakmaz, yarışmayı birinci olarak bitirmeye çalışırlar. Arkada koşanlar ise bütün güçlerini kullanarak bu yarışmayı önde bitirmeye veya hiç olmazsa dereceye girmeye çalışırlar.
Fetih marşının yazarı şair Arif Nihat Asya’nın dediği gibi;
Delikanlım, işaret aldığın gün Hocan’dan
Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan
Sana selam getirdim, Ulubatlı Hasan’dan…
İKİNCİ MUTLULUK
İkinci mutluluk, HAY-DER’in yapılan, 2. olağan Genel Kurulunda yaşandı. HAY-DER Yönetim Kurulu ve üyeleri, inandıkları davada, derneklerinin adında da bulunan hayırda yarışacaklarını, mallarıyla ve canlarıyla da kararlılıkla yürüyeceklerini bildirmeleridir.
2. Olağan Genel Kuruluna HAY-DER’in üyeleri ve misafirler katıldılar. Genel Kurulda yapılan seçimler sonucunda Makine Mühendisi Nevzat Laleli Başkanlığında, Doktor Kazım Sezen, İşletmeci ve sanayici Orhan Candan, Emekli bürokrat İhsan Uslu ve esnaf Akil Gül asil idare heyeti üyeliklerine ittifakla tekrar seçildiler.
Yönetim kurulu yedek üyeliklerine ise iletişim uzmanı Efkun Emek, İnşaat Mühendisi Ali Özeroğlu, memur Harun Mansız, mer Faruk Kaplan ve Mücahit Karapınar getirildiler.
Denetleme kuru asil üyelilerine Doktor Mustafa Genel, Avukat Mustafa Vahdet Sürücü, Emekli sanayici Abdülkadir Evkaya, yedek üyeliklerine ise Sanayici Enver Bıyıklı, Mustafa Zayıf ve Mustafa Arslan getirildiler.
ÜÇÜNCÜ MUTLULUK
Âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v) in insanlığı kurtarmak için yeryüzüne teşrif ettiğinin sene-i devriyesinin bir arada yaşanmasıdır.
Hizmet-İş sendikası ev sahipliğinde yapılan gecede, Medine İmam hatip ortaokulu öğrencilerinden Muhammed Sedat Özmen’in okuduğu kur’an-ı kerimle başlanmış yine Medine İmam Hatip Orta Okulu müdürü Ayhan Özkan, yaptığı konuşmasında, Peygamberimizi “sevgili veya sevgililer sevgilisi” diye tanımlayarak, onun yüceliğini anlatmaya çalışmıştır. Yine aynı okulun miniklerden oluşan ilahi gurubunun söylediği ilahilerle de misafirler ve üyeler, unutulmaz dakikalar yaşamışlardır.
DÖRDÜNCÜ MUTLULUK
HAY-DER’i tanıtmak ve misafirlere hoş geldiniz demek üzere kürsüye gelen HAY-DER Genel Başkan Yardımcısı ve Tanıtma başkanı Orhan Candan, “HAY-DER’in dünya kurulduğu günden başlayan ve kıyamete kadar da devam edecek olan HAK ve BATIL mücadelesinde, Hak tarafında belirledi ve bu yarışmaya dernek olarak katılmasının üç yılını doldurarak 4 yaşına bastı” demiştir. Bu tebrik edilecek bir haldir. Her kesin nefsine uyduğu ve güçlü olanın yanında yer aldığı günümüzde, HAY-DER mensupları, azimle ve gayretle Hak’kın ve haklının yanında yer almışlardır” demiştir.
BEŞİNCİ MUTLULUK
HAY-DER’in hedefleri arasında bulunan “Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum” sıralamasında ilk iki konunun ilim adamları tarafından, verilen konferanslarla tarif edilmiş olmasına rağmen bu gece yapılan gecede üçüncü hedefinin yani “Güçlü toplum”un ne olup olmadığının misafirlere ve kamuoyuna açıklanmasıdır.
Bu konuda slaytlarla bir konferans veren HAY-DER Genel Başkanı Nevzat Laleli, “Güçlü toplum, Allah Resulü Hazret-i Muhammed’in kurduğu toplumdur” dedi.
Bu toplumdur ki ilimde, ahlak da, hukuk da, ekonomi de, siyasette en güzel ve örnek bir medeniyeti kurmuş, insanlar neye inanırsa inansınlar o toplumda mutlu yaşama imkânı bulmuşlardır. Bu sebeple o çağa “altın çağ” denilmiştir. Bu çağda 300 mücahit, bütün imkân ve teknik üstünlükleri ile karşılarına çıkan 1000 kişilik Müşrik ordusunu Bedir de yenmiştir.
Aynı Güçlü toplum yapısını devam ettiren Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve son olarak da Osmanlılar da değişik zamanlarda mesela Sultan Alparslan Malazgirt de 40.000 kişi ile 100.000 kişilik Romen Diyojen’in ordusunu, 18.Mart.1915 Çanakkale’ye yığılan yedi düvele karşı göğsünü siper eden Mehmetçik de orada destanlar yazarak düşmana “Çanakkale geçilmez” demesini bilmişlerdir” demiştir.
Güçlü toplum; aileden başlayarak o toplumu oluşturan bütün insanların birbirleri ile kenetlenmiş olmasıdır. Kur’an-ı Kerim de Saf suresinde Allah (c.c) bu toplumu, “Bünyanı mersus – bir duvarın tuğlaları gibi” olarak tarif etmesi, bizin nasıl olmamız gerektiğini göstermektedir.
Atalarımız da Güçlü toplum için; “Baş başa bağlı, baş şeriata bağlı – Baş başa bağlı baş Padişah’a bağlı – Emir, demiri keser – En yakını ölen bir kimseye bile, ölen için üzülme senin “Baş’ın (başındaki kimse) sağ olsun” demişlerdir.
Ayrıca “Asker millet” kavramı da Güçlü toplumu tarif etmektedir. Hâlbuki bu gün bu yapı bozulmuş ve maalesef artık biz de asker millet özelliğini kaybederek, askere giden millet durumuna düşürülmüşüzdür. Zira aynı apartmanda oturan komşular bile birbirini tanımamakta, birbirleri ile kaynaşamamaktadır.
HAY-DER’in işinin zor olduğunu biliyoruz. Ama yine biliyoruz ki bu zorluğun yanı sıra yüklendiği iş de bir o kadar da şereflidir.