Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, ülke genelindeki yerel yönetimler arasında hızlı ve sağlıklı bilgi paylaşımını hedefleyen Bulut Kent Bilgi Sistemi'nin açılışı ve imza töreni dolayısıyla İstanbul’da bulunan Grand Cevahir Otel'de düzenlenen programa katıldı.
Bulut Kent Bilgi Sistemi'nin tanıtım filminin gösterimiyle başlayan programda Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan’ın yanı sıra Elazığ, Ardahan, Talas, Kırşehir, Aksaray, Amasya, Bayburt, Çankırı, Çorum, Çubuk, Bolu, Düzce, Erzincan, Kütahya, Sivas, Yozgat Battalgazi, Yeşilyurt, Atakum, Canik, İlkadım ve Tekkeköy belediye başkanları katılarak birlikte imza attı.
Başkan Acehan programa katılan belediye başkanlarının yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile de bir araya gelerek ikili görüşmeler yaptı.
Programın açılış konuşmasını yapan Bakan Güllüce, Bulut Kent Bilgi Sistemi ile Türkiye'de yeni bir dönemin kapılarının aralandığını söyledi.
Eskiden kendisinin de belediye başkanlığı yaptığını hatırlatan Güllüce, belediyelerin fonksiyonunu, dertlerini bildiğini bu nedenle bakanlığı süresince mümkün olduğu kadar belediyelerle ilgilenmeye çalıştığını dile getirdi.
Eski ile bugünkü belediyeleri mukayese etmenin, 1980 doğumlu kuşak ile 1980'li yıllarda terörden mutazarrır olmuş üniversite öğrencileri arasındaki fark gibi olduğunu ifade eden Güllüce, "1980-1990'lı yıllarda doğanlara o yıllarda çektiğimiz sıkıntıları, kardeş kavgasını, terörü, bir gençliğin heba olmasını anlatamıyoruz" dedi.
Bugün belediye başkanlarının imkanlarının, hükümetin belediyelere bakışının, belediye başkanlarının yaptıkları işlerin farklı olduğuna değinen Güllüce, bunun da ülkenin geldiği noktayı göstermesi bakımından çok büyük bir kıstas olduğunu anlattı.
"Akıllı kentlerin oluşturulması için yeterli düzeyde veriye ihtiyaç var"
Bakan Güllüce, kentsel yönetimin temelinin, mekansal analizlere dayandığını, yönetilmesi giderek zorlaşan kentlerde çevrenin korunması, kaynakların düzgün kullanılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için akılcı stratejilerin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Giderek üzerinde daha çok vurgu yapılan akıllı kentlerin oluşturulması için önce yeterli düzeyde veriye ve bunların analiz edilerek gerekli bilginin elde edilmesine ihtiyaç olduğunu aktaran Güllüce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akıllı kentlere doğru Türkiye 2023'lerde dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacak iddiasındayız. Türkiye, nüfus büyüklüğü ve coğrafi büyüklüğü ele alındığında dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri. İnşallah ekonomide de 10 büyük ülkeden biri olacağız. Ekonomide böyle büyüyen şehirlerin yönetilmesi de çok farklı olacaktır.
Kentlerimizin mevcut durumunu analiz etmek, geleceğini planlamak ve yönetimini iyileştirmek için bu sistemi kuruyoruz. Tabii sistemi değiştirmedikçe, durağanlaştırdıkça, gelişmenin de mümkün olmadığı ve siyaseten sistemle oynamak da bir şey getirmediği için belediye başkanlarımız ve siyasilerimiz, sistemle ilgili değişime pek fazla zaman ayırmazlar."
"Yerellik hamlesine ihtiyaç var"
Projenin en önemli özelliğinin, kamu için bulut teknolojilerinin kullanıldığı ilk çalışma olması, yazılımın bütünüyle yerli kaynaklar ile geliştirilmesi ve yerel yönetimlerdeki lisans maliyetinin ortadan kaldırılması olduğunu belirten Güllüce, şunları kaydetti:
"Son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın da birçok kez tekrarladığı yerellik ve millilik kavramı, aslında topyekun bir hamleye ihtiyacı olan bir kavram. Türkiye'deki her kesim, bir şahlanış hareketi yapıp yerelliğe, milliliğe ve yerliliğe dönüş çabası harcaması lazım. Tükettiği gıdadan, tekstilden, bilgisayar sistemine kadar bir yerlilik hamlesine ihtiyaç var. Bu yerli ve millilik hareketi her ferdin başlattığı ve devam ettiği bir hale dönüştürülebilirse 2023 hedeflerini yakalayabiliriz. Yoksa biraz zor, bunu da itiraf etmek lazım. Bunun için kültürel yerliliğe de ihtiyaç var.
200 yıldır kültürel soykırıma uğratılmak istenen, kısmen de başarılı olan, kültürel soykırımda sevinç içinde olan karşımızdaki ülkelere rağmen Anadolu mayasıyla kendisini yine de önemli bir miktarda koruyan milletimizin, kültürel soykırıma karşı da yerlilik hamlesi yapması gerekir. 'Biz olarak kalacağız, Türkiye olarak kalacağız, yerli olarak kalacağız' kampanyasında, önce kendi evinde tükettiği herşeyde, tükettiği bilgide bile yerlilikle ilgili çaba harcaması lazım. Tükettiği bilginin yerlisi yabancısı olur mu? Olur. Çünkü Türkiye'ye karşı bilgiler üretilmiştir. Eğer siz o menfi bilgilerden beslenirseniz, tarihte diyelim birisi İstanbul'un fethini bir çağın açılması, bir çağın kapanması olarak anlatırken, birisi de 'Zulüm 1453'tür' diye başlar ve gider Taksim'in göbeğine bunu yazar. O yüzden yerlilikle beslemek lazım insanları."
Yıllık 400 milyon lira tasarruf
Bulut Kent Bilgi Sistemi teknolojisinin ülke genelinde yaygınlaştırılması neticesinde yıllık 400 milyon lira tasarruf sağlanacağını anlatan Güllüce, özellikle düşük gelirli küçük belediyelerin bundan büyük yarar sağlayacağını, bu projeyle Türkiye'de ilk kez bir kamu hizmetinin bulut teknolojisiyle sunulduğunu aktardı.
Ortofoto Projesi'ne de değinen Güllüce, bu projenin maliyet, zaman ve kullanılan teknoloji bakımından Türkiye'de bir ilk olduğunu söyledi.
Projenin bütçesinin 25 milyon lira olduğunu, yaklaşık 30 bin kilometrekarelik alanda havadan görüntü alımının tamamlandığını, bunun 45 bin kilometreye ulaşacağını ifade eden Güllüce, 2015 yılı içinde üretilen tüm Ortofoto görüntülerinin Kayseri, Uşak, Adıyaman, Düzce, Diyarbakır, Elazığ, Şanlıurfa, Gümüşhane, Tokat, Malatya belediyelerine ücretsiz olarak ulaştırıldığını söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, yerellik ve millilik kavramının, topyekun bir hamleye ihtiyacı olduğunu belirterek, "Türkiye'deki her kesimin, bir şahlanış hareketi yapıp yerelliğe, milliliğe ve yerliliğe dönüş çabası harcaması lazım. Tüketilen gıdadan, tekstilden, bilgisayar sistemine kadar bir yerlilik hamlesine ihtiyaç var" dedi.