AYETLERİN IŞIGINDA VARLIK ÂLEMİNDEN İBRET ALMAK

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

 

                        

 

 

           İbret nedir? Bir şey’i düşünmek düşünülen şey’e değer vermek ve ona yönelmektir. İnsan kendisini kuşatan evreni, ondaki sonsuz ahengi, san'at ve güzellikleri düşünerek bunların arkasındaki gerçek kudret sahibini algılamaya çalışmaktır.

                     Tasafvufculara göre büyük ve küçük olmak üzere iki çeşit âlem vardır. Küçük âlem insanın kendisidir. Büyük âlemde kâinat ve varlık âlemidir. Fussılet süresi ayet 53 “ İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde ayet lerimizi göstereceğiz…” beyanı yer almaktadır. İnsanın akıl, tefekkür ve tezekkürle yaratanını tanımasına işaret edilmektedir.

              Kur'an; însanın kuru bilgi sahibi olmaktan öte, güzel duygularla yaşanmasını sağlamak için insanları yerleri ve gökleri seyr’ü temâşâya ve onlar hakkında düşünmeye çağırmaktadır. İnsan, tefekkür gücüyle alemi kainat üzerinde düşündüğü takdirde zihnî istidlâller ve aklî istinbatlarla, eşyanın arkasında yatan gerçekleri anlamaya ve kavrama imkân ve iktidâdına ulaşabileceğine işaret etmektedir. İbrahim (as)’ın mağarada yaşamakta iken, aklı ile Allah’ı bulduğu gibi.(Enam süresi ayet 74-78)                        

              Muminun süresi ayet 115 de “ Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizi hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız.” Bu ayette gösterilen İnsanlar ilahi huzurda hesap vermekten kaçamayacakları ve adaleti ilahinin bir gün gelip tecelli edeceğine işaret edilmektedir.Kâinat kitabının ayetlerinin tefekkürü gerekse Kur’ân ayetlerinin düşünmek mümin olarak şiarımız olmalıdır.  

             İnsanda düzgün bir yaşayışın nasıl olması gerektiğini (NAHL) süresi 66. ayetinden öğrenelim ve ibret alalım. Bu ayetin anlamının muhtevası bakımından,  hayvanlardan bir koyun düşünelim. Koyunun derisinin içinde çeşitli kanallar bulunmaktadır.1.Süt kanalı.2.İdrar kanalı.3.kazurat kanalı.4.kan kanalı. Bu sayılanların her biri kendi yolundan ve kanalından deveranını sağlamakta ve dışarı sevkiyatlarını yapmaktadırlar.  Bu sayılanlardan “süt”  kendi yolundan, mecrasından akmakta, kana, kazurat ve idrara karışmadan güzel ve yararlı bir nimet olarak dışarı çıkmaktadır. Bu süt nimetine idrardan veya kazurattan az bir şey karışmış olsa, sütün değerinin kaybolmasına neden olmaktadır.

             Eşrefi mahlûkat olarak yaratılan insanında, Gayri meşru yollara sapmadan hayatını idame ettirmesi, “süt” nasıl başka yollara sapmadan ve karışmadan süt özelliğini taşıyorsa, insanda insan ve Müslüman vasıflarını taşımamaya devam etmeli ve günah kirleriyle lekelenmeden hayat gemimizi kendi deryasında yüzdürmeye çalışmalıyız.

              Bu doğrultuda, yukarıda numarası geçen ayette şöyle dikkat çekilmektedir.“ Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardır. Zira size onların karınlarındaki, fışkı ile kan arasından (gelen) içenlerin boğazından kolayca geçen halis bir süt içiriyoruz.” Beyanı yer almaktadır.

             Varlık âleminin insanın emrine amade kılındığına işareten;  Casiye süresi ayet 13 de “0, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından ( bir lütuf olmak üzere )size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” Buyrulmaktadır.

                Varlık âlemi biz insanlara hizmet ederken yediğimizi ve içtiğimiz nimetlerin farkında olunması yaratanın hatırlanması istenmektedir. İbret ilgili bir şiirle satırlarımıza son verelim. Bir göz ki ibret almaya her gördüğünden, ana kurşunu akıt sen hemen deliğinden.  Allah’a emanet olunuz.