Mirac; bir vasıta ile yükselmek demektir. İsra ise; gece yolculuğu yapmak anlamını taşır. Mirac hadisesi Peygamber Efendimizin, Peygamber oluşunun 9. yılına rastlamaktadır. Mirac; Peygamber Efendimiz (s.a.v)’me verilen bir mucizedir.

        Peygamber Efendimiz (s.a.v)’İn Recep ayının 26–27 bağlayan gecede Cenap-ı Hakkın Huzuruna bedeni ve ruhu ile yükseldiği gecedir. Miraç olayı; Mekke’den Mescid-i Aksa’ya kadar olan kısmı, ayetle, Mescid-i Aksa’dan göklere yükselişi ise, Hadis-i şeriflerle sabittir.

          Peygamber Efendimiz (s.a.v) Mekke’de Kâbe’nin bitişiğindeki bir evde bulunmakta iken, Cebrail (a.s.v.) geldi. Bir takım hazırlıklardan sonra (Burak ismindeki)bir binitle Mekke’den Kudüs’te ki Mescidi-i Aksa’ya birlikte vardılar. Bu olay; Kuran-ı Kerim’de isra Suresi Ayet 1’de şöyle ifade edilmektedir: “Bir gece kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed kulunu) Mescidi-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi-i Aksa’ ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O,gerçekten işitendendir, görendir” buyrulmaktadır.

           Bu ayeti Kerimede “Barekna Havlehu” geçmektedir. Kudüs ve çevresinden pek çok peygamberler gelmiş, geçmiştir ve Mescid-i Aksa’yı da Peygamber Süleyman (a.s) yaptırmıştır.

           Rasulullah Efendimiz (s.a.v) Mescid-i Aksa’dan sema âleminde ki bir takım acayip ve olağanüstü olayları görmek üzere Cebrail (a.s.) ile birlikte keyfiyeti ve kemmiyeti bizce bilinmeyen bir asansörle, semaya yükseldiler. Bu yolculukta, Sema katlarında Peygamberlerle selamlaştılar ve görüşmeler yaptılar. Resulullah’ a Cennet ve Cehennem gösterildi. Necim suresi ayet 18 de “and olsun O Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü” buyrulmaktadır. Peygamberimiz(s.a.v) Sidre-i Münteha’ya vardı ve onunda ötesinden 70.000 perdeyi geçerek Allah’ın huzuruna ulaştı. Cenab-ı Hakk’a şu sözlerle selamda bulundu. “Ettehıyyatü Lillahi…(sözle bedenle ve servetle yapılan ibadetler Allah rızası içindir” sözüne karşılık olarak, Cenab-ı Hak’ta Peygamber efendimize hitaben “Allah’ın selami, rahmeti ve bereketi üzerine olsun” diyerek, Rasulullah efendimize cevap verdi.                                                                     

                                       Bu mirac olayı NecmSuresi,7–18.ayetlerinde şöyle açıklanmaktadır.                                                                                                                                 “ayrıca O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla tartışacakmısısınız? And olsun ki onu sidrei müntehanın yanında önceden bir kere daha (hakiki suretinde) görmüştü. Cennetül Mevada onun yanındadır. Sidre-i (Müntehâyı) kaplayan kaplamıştı. Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. And olsun 0,Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü” Bu âyetlerdede mirac olayı yer almaktadır.

           Merhum Süleyman Çelebi'nin Mevlid'inde mirac olayı, taklit edilemez güzellikte özetlenmektedir:  “Bir fezâ oldu o demde rû-nümâ. Ne mekân var anda ne arz ü semâ (öyle bir âlem ki, orada yer, gök ve mekân yok) .Kim ne hâlîdir ne mâlî ol mahal.  Aklu fikr etmez o hali fehmü hal. Şeş cihetten ol münezzeh Zü'l-celal. Bî-kem ü keyf ana gösterdi cemal. Âşikâre gördü Rabbü'l-izzeti. Âhirette öyle görür ümmeti. Bî-hurûf ü lafz u savt ol Padişah. Mustafâ’ya söyledi bî-iştibâh”

            Mevlit yazarı Süleyman çelebi, yine şu mısralarında; “Senki miraç eyleyüb ettin niyaz. Ümmetin miracını kıldım namaz” sözleriyle namaz, müminlerin miracı, olduğunu ve namaz kılmakla kul, Rabbisine yüceleceğini açıklamıştır.                                    

             Peygamber Efendimiz(s.a.v.) miraçtan, pek çok hediyelerle birlikte dönmüştür. O hediyelerden bazıları şunlardır. 5 vakit namaz ve Bakara Suresi’nin son iki ayeti (Amenerresulu…) ,yine “isra” süresinde, Ana baba haklarına saygılı olunması, Yoksulluk korkusuyla çocukların öldürülmemesi, Zinaya yaklaşılmaması, Haksız yere insanın, öldürülmemesi, Yetim malına, yaklaşılmaması, ölçü ve tartıların eksik yapılmaması.”ayetleri, vasıtasız şekilde,Resulullah’ın kendine vahy olunmuştur.                         

               Resulullah(s.a.v.) efendimiz, Miraç dönüşünde miraç olayını insanlara anlatınca, müşrikler şaşkına dönmüşler. Koşa, koşa Peygamber Efendimizin en yakın arkadaşı ve dostu olan Hz.Ebubekir’e (r.a) gelmişler ve Peygamber Efendimizin Miraç olayını anlatmışlar. Hz. Ebubekir (r.a) de gelenlere, “O,ne söylemişse doğrudur, hepsine inanırım” demiştir. Müşrikler Peygamber Efendimize Mescidi-i Aksa hakkında sorular yöneltmişler, bu durum karşısında Allah’ın yardımıyla, Mescid-i Aksa, peygamberimizin gözü önüne getirilmiş ve mescid-i Aksa’nın kaç kapısı, kaç pencere ve kaç minaresinin, olduğu sorularının, ayrı, ayrı cevaplarını vermiştir. İnanmayanlar bu olay karşısında şaşkına dönmüşler ve bu olay Müslümanlara güç kazandırmıştır.

        Miraç gecesinde ne gibi ibadetler yapmalıyız: İki rekâtta bir selam ver mek üzere 12 rekât nafile namaz kılınması.100 defa salâvat-ı şerife getirmek.100 defa “Estağfirullah”ı söylemek.100 defa “Sübhanallahi vel hamdü lillahi, vela ilahe illallahu vellahu ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azım”’i söylemek.  Kuran-ı Kerim okumak, Kazaya kalan namazlarımız varsa, bu namazları kılmak, Maddi imkânı olanların, yoksullara yâdımda bulunması Dinimizin, Vatanımızın, milletimizin ve tüm İslam âleminin selameti için hayır duada bulunmak. Gündüzünde oruçlu olunması.

.                                                                   

           Miraç kandilinin biz Müslümanlara ve insanlık âlemine hayırlara vesile olmasını Cenap-ı Hak’tan niyaz ederim. Allah’a emanet olunuz.