Magandalar çoğu zaman nişan, düğün ve asker uğurlamalarında, şenliklerde, maç sonlarında sahneye çıkıyorlar. Etrafa rast gele silah atıyorlar. Havai Fişek atıyorlar. Magandalar böyle hareket etmekle başkalarını mı mutlu ediyorlar, yoksa kişisel egolarını mı? Anlaşılabilmiş değil.. Ayrıca bu magandaların maddi ve manevi olarak zarara uğradıkları da işin bir başka boyutu.

Silah ve havai fişek atılması çevredeki insanlara, özellikle de çocuklara korku salıyor. Çocuklar o düğünü, o nişanı, o asker uğurlamasını, o festivali ve o şenliği nefretle ve esefle anıyorlar, kişiliklerinde ise kalıcı olumsuz etkiler bırakıyor. Hatta bazıları bu etkinliklere bir daha gitmiyorlar.

Bu silahlardan çıkan mermiler, her an evinin balkonunda veya bir odasında istirahat eden vatandaşlara isabet ederek yaralayabiliyor ve hatta öldürebiliyor. Yine rast gele atılan havai fişekler çevredeki insanlara zarar verebilir. Onların gözlerini kör edebilir. İlçemizde bu tür olaylara zaman zaman rastlamak mümkün. Medyada bu tür olaylara sıkça rastlıyoruz.

Ne zaman üzüleceğini, ne zaman sevineceğini bilmeyen bir millet olduk. Sevinirken üzüldük. Üzülürken sevindik.

İlçemizde gün geçmiyor ki nişan, düğün ve asker uğurlamasında silah atılmasın!.. Magandaların attığı silah sonucu ilçemizde ölümler ve yaralanmalar olmuştur. Maalesef bunlardan hiçbir kimse ders almamıştır.

Nişan ve düğün sahiplerine, İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından nişan ve düğün törenlerinde silah attırmayacaklarına dair bir form imzalattırılıyor. Fakat bu uygulamanın caydırıcılığı olmuyor. Hatta formaliteden öte geçmiyordu. Silah atan vatandaş 140 lira ceza ödüyormuş ve; “Bu para düğün sahibine helal olsun” diyerek jestte bile bulunuyormuş. Vatandaş bu cezayı hiçte önemsemiyormuş. .

Yine birtakım düğünlerde ilk silah atışını siyasiler başlatmasını isteyen düğün sahipleri varmış, hatta düğüne misafir olarak gelen birtakım kamu görevlilerine silah atmasını söyleyen düğün sahipleri bile oluyormuş. Yine bir düğünün şöhreti, düğünde atılan mermi ve havai fişek sayısının çokluğu ile anılıyormuş.

Oysa siyasiler; halkın huzuru ve güvenliği için bu tür olaylarda devreye girmemeli, görevini layıkıyla yapan emniyet ve güvenlik birimlerine yardımcı olmalı, gereksiz şekilde müdahale ederek onların vazife şevkini kırmamalıdır.

Silah atanlar da yasalar çerçevesinde hareket etmeli.. Bu vatandaşlarımız hakikaten silah atmak istiyorlarsa, bu ilçede atış poligonları var. Yetkili mercilerden alacakları izinle bu hobilerini buralarda tatmin edebilirler.

İlçe Kaymakamlığı konu ile ilgili olarak sivil toplum örgütleri ile birlikte ciddi ve bir o kadar da kararlı çalışmaları başlattı.. Yine düğünde silah atanların bir günlüğüne de olsa nezarette gözaltında bulundurulması da diğer caydırıcı bir müeyyide olacaktır. Bu çalışmaları takdirle karşılıyorum.

Silah atanlar, hakikaten nişan, düğün sahibini veya askere gidecek vatandaşı onurlandıracaklarsa o mermilere verdikleri parayı düğün sahibine veya askere gidecek gençlerimize verirlerse en güzel ve anlamlı bir iş yapmış olurlar.

Silah atmaya karşı alınacak önlemleri ise şöyle sıralayabiliriz:

• Silah, mermi ve havai fişek gibi patlayıcı ve tehlikeli madde satan işyerleri yetkililerce (emniyet ve zabıta birimleri tarafından), sürekli olarak denetlenmelidir. Özellikle satış izin belgelerinin olup-olmadığı ve kurallara uyup uymadıkları kontrol edilebilir.

• Milli Eğitim Müdürlüğünce silahla ateş etme olayının bir kültür ve anlayış çarpıklığı olduğu noktasından hareketle, okullarda öğrencilere bu konunun yanlış ve yasalara aykırı bir hareket olduğu işlenmeli, okul aile birliği toplantılarında da velilerin daha duyarlı hareket etmeleri, gördükleri olayları yetkili mercilerin telefonlarına bildirmeleri konusunda eğitilmelidirler.

• Belediye başkanlığınca gerek anonsla, gerekse vatandaşlarımıza karşı eğitici faaliyetler düzenlenerek düğünlerde ve çeşitli etkinliklerde silah atma konusunun kötü bir alışkanlık ve gelenek olduğu anlatılmalıdır.

• Çubuk Müftülüğü, vatandaşlarımıza düğünlerde ve düğün konvoylarında silah atma konusunun sebep olabileceği toplumsal zararları, Cuma Hutbelerinde ve vaizlerde anlatmalı ve bilgilendirmelidir.

• Sokak ve caddelerde yapılacak düğün merasimlerine kesinlikle izin verilmemelidir. Hem trafik engellenmekte hem de o sakakta bir hasta olduğunda hastaneye yetiştirilmesi zorlaşmaktadır.

En iyi ikaz ise eğitimle olur. Eğitimin yetmediği yerde cezai müeyyide devreye girebilir. Bunun için de 140 liralık cüzi bir cezanın yerine (ki bu da caydırıcı olmuyor). Çevre Kanunu"na göre ölçüm yapılarak ceza verilmelidir.

Silah atanlara verilecek cezalar, Çevre Kanununa göre ölçüm yapılarak uygulamaya geçirilir ve arkasında da dik durulursa ki, bu cezalar 4-5 bin lirayı bulur. O zaman caydırıcı olur. Fakat bu sistemin uygulanmasında kriterler neler olacak? Bu uygulamada sorunlar çıkabilir.

Yukarıdaki önlemler tam olarak caydırıcı olmaz. Çünkü boşluklar vardır. Vatandaşın da bu boşlukları bulması ve faydalanması çok kolaydır. Böyle de oluyor.

Aslında silah ve havai fişek atılması yasaklanmalıdır. Çünkü bu konuda Ankara"da örnek ilçeler bulunmaktadır. En iyi çözüm de budur.

 Önemli olan bir facia olmadan önlem almaktır. İnsanlar yaralandıktan ve hatta öldükten sonra hiçbir pişmanlığın önemi kalmaz. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı..

Bizim kültürümüzde düğün, nişan ve asker uğurlama törenlerinde silah ve havai fişek atmak gibi bir geleneğimiz yok. Silah atanlar iyi bir şey yaptıklarını zannediyorlar ama kınandıklarından ve ayıplandıklarından haberleri yok.

Bu nedenlerle 3-5 magandaya dur demek elimizde, yeter ki vatandaşlık görevimizi yerine getirelim. Silah ve havai fişek atanları uyaralım. Şayet uymazlarsa 155 Polis İmdat, 156 Jandarma ve  153 Zabıta"ya haber verelim. Vatandaşların ihbarda bulunmaları muhbirlik değil, yurttaşlık görevidir.