KENDİ FAKİRLERİMİZE KİM SAHİP ÇIKACAK?

KENDİ FAKİRLERİMİZE KİM SAHİP ÇIKACAK?

Hayırseverler; Aydoğan ailesi ve onun gibi duçar olanlar yardımlarınızı bekliyor..

Şuayip YAMAN

Düşmez kalkmaz bir Allah var..

Unutmayalım ki; Yaşayan insanların başına her an her şey gelebilir. Bu gün zengin olanlar yarın fakirleşebilir, bugün sağlıklı olanlar yarın hasta olabilir...

Hayatta hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Hemen her şey değişip halden hale girer. Sağlıklı bir insan hastalanabilir, zengin de yoksul düşebilir. Küçük imkânlar içinde olanlar büyük imkânlara kavuştukları gibi, büyük imkânlar içinde olanlar da ellerindekini yitirebilirler. Olumlu ve olumsuz tüm değişmelerin dışında kalan sadece Yüce Allah`tır. Bu bakımdan insan kendini büyük görmemeli, elindeki imkânların sürekli var olacağını düşünüp de kibirlenmemelidir.

Geçtiğimiz günlerde bir gün Camii Kebir avlusunda İkindi Namazı sonrası bir haber için fotoğraf çekiyordum. Baktım bir kadın cami önünde oturuyor.  Kadını fotoğraf karesinin dışında tutmaya çalıştım.

O anda bana seslendi. Yanına gittim.

- Abi neyi çekiyorsun.

-Gazeteciyim. Bir haber için fotoğraf çekiyorum.

-Abi ne olur bizi de yaz. Çok mağduruz, belki bir yetkili duyar da bize de yardım eli uzatır.

Ve anlatmaya başladı:

“Adım; Hacer Aydoğan (45) İlçemiz Küçükali Köyündenim. Eşim (48) Kalecikli Allah kimseyi bizim durumumuza düşürmesin..

Eşim kanser, Coca cola fabrikasında foktif (forklift) operatörü idi. Hasta olduğu için işten çıkardılar. Şimdilerde işsiz. Hastalığına rağmen çalışmak istiyor. Ama iş vermiyorlar.

Oğlum 20 yaşında mideden ameliyat oldu. Midesini aldılar. Bu nedenle askere gidemedi. Ameliyat sonrası 6 ay boyunca Abrozol kapsül adlı mide ilacını kullanması lazım. Ama paramız olmadığı için alamıyoruz.  Her şeyi de yiyemiyor. İyi beslenmesi gerekiyor.  Ama ne mümkün!

Kızım, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu’nda okuyor.

Sadece 400 lira devlet bursu alıyor. Onunla okumaya çalışıyor.

Evde komşuların verdiği bir çuval kömür kaldı. Onu da bugün yakacağız. Yarına Allah kerim…

Zaman zaman eşim karton, kâğıt topluyor, bununla ısınıyoruz. O da birkaç dakikada sönüp gidiyor...

Dişimden ameliyat olmam gerekiyor. Sosyal güvencimiz olmadığı için tedavi olamıyorum.

Evde tüp yok. Yiyecek yok. Yazın annemden getirdiğim kuru-yarıyı yiyoruz. Allah razı olsun konu-komşu yardım ediyor. Ama yeterli değil. Çalışmak istiyoruz, ama iş yok.

Evin içi buz gibi..Evde sular dondu. Ev kirası 250 lira, fakat iki aydır ödeyemiyoruz.

Buraya gelmeden önce Ankara Keçiören’de oturuyorduk. Valilik 3 aydan 3 aya bin lira veriyordu.

Çubuk’a geldik. Valilikten aldığımız bu para da kesildi. Burada da aç-susuz kaldık. Değişen bir şey yok.

İlçe Belediyesi yetkilileri ile görüştük, hiçbir bir yardım alamadık.

İş yok ki, çalışalım. Gördüğünüz gibi Camii önünde oturuyorum. Dilenmiyorum, acıyanlar yardım ediyor... Ben dilenci değilim. Ama yok, en son çare bunu gördüm.  Buna da zabıta izin vermiyor. Peki, başka ne yapabilirim?” dedi.

Allah razı olsun Camii Kebir cemaati ve Mütevelli Heyeti kadıncağıza yardımcı oluyormuş.

Camii’nin Mütevelli Heyeti’nden bir ağabeyimiz “Elimizde olsa kadıncağıza fazlasıyla yardım edeceğiz. Ama bizde de yok.

 Kadın kimseden para isteyemiyor.   Gariban,  bu soğuk Kış günlerinde vakit namazlarında camii avlusuna gelip oturuyor. Sağduyulu cemaat da elinden geldiği kadar kadına yardım etmeye çalışıyor…” 

Kışta kıyamette 45 yaşında bir kadın bir camii avlusuna gelip soğuk betonun üzerine neden otursun? Demek ki bir mağduriyeti var...

Gerçek bir fakir dilenmez, utanır. Nitekim kadın da utanıyor. Ama kadıncağız ne yapsın mağdur...

Birtakım vatandaşlar bu aileye, bozuk ve kullanılacak durumda olmayan televizyon, çamaşır makinesi ve kırık kanepe ve koltuk vermişler. Bu bozuk eşyaları hiç değilse tamir ettirip verseydiniz daha makbule geçerdi. Aile bozuk ve kullanılamayan eşyaları ne yapsın?

Bunlar boşuna yer kaplar. Üstelik birileri için de “ hayır yaptım” olur. Bunun da İslam da yeri yoktur.

Yediklerimizden ve giydiklerimizden sadaka vermeniz gerekiyor... Bunun meali, kullanılmış giyeceklerden ve yiyecek artıklarından sadaka olmaz...

Sadaka sadece para vermek değildir. Dinimiz verme dinidir, sevgi, merhamet, paylaşma, iyilik ve yardım etme dinidir.

Peygamber efendimiz kibirlenmeden ve israf etmeden yiyiniz, içiniz, giyiniz, sadaka veriniz.”buyurmuşlardır.

Yüce Allah da “Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz...” buyurarak israfı yasaklamıştır.

Yardımsever bir ilçeyiz…

Bugün ilçemizde Iraklı, Afganlı ve Suriyeli sığınmacılar var. Bizim fakirlerimizden daha iyi yaşıyorlar. Devletimiz ise onlara gösterdiği yakınlığı ve alakayı, kendi vatandaşına maalesef gösteremiyor/göstermiyor.  

Sığınmacılara hem devlet olarak ve hem de ilçe olarak yardım ediyoruz.

Onlar için kimi zaman da kampanyalar düzenliyoruz…

Bugün devletimiz ülkemizdeki sığınmacılara;

  • 250 lira kira parası,
  • 950 lira katkı ve destek parası,
  • Hastanelerde bedava muayene,
  • Üstelik katılım parası almadan bedava ilaç veriyor.

Tamam verelim. Bu bir insanlık görevidir…

Ama gerçekten ihtiyacı olan kendi vatandaşlarımızı da düşünelim. 

Onları sokağa atmayalım. Sığınmacılara verilen bu haklardan vatandaşlarımızın da faydalanmasını sağlayalım…

Buradan sağduyulu, yardımsever ve hayırsever ilçe halkına sesleniyorum;

Ne olur şu Kış günlerinde aç, biilaç kalan Aydoğdu ailesine ve onların durumundaki diğer ailelere sahip çıkalım. Sizler sıcacık evlerinizde istediğinizi yiyip içerken, birilerinin aç, susuz ve soğukta tir, tir titrediğini düşünelim...

Cumhurbaşkanımızın ihtiyaç sahipleri ile ilgili açıklamaları var...

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde kaymakamlarla yaptığı bir toplantıda, “Burada vali yardımcılarımıza, kaymakam kardeşlerimize bir tavsiyede bulunacağım. Kış mevsimindeyiz. Kömür ihtiyacı olan mı var. Sizler şoförün yanına oturmalısınız, kömürü bizzat götürüp teslim etmelisiniz.

İşte bu kaymakam unutulmaz. Ve bu dalga dalga o ilçede yansır. Herkes der ki,"bizim böyle bir kaymakamımız vardı. Ummadığımız anda kapımızı çalar ihtiyacımızı sorar getirir bize teslim ederdi."

Bir vatandaşım kendini sahipsiz hissederse diğer konularda çok başarılı olsanız bile benim nezdim de ağzınızla kuş tutsanız önemi yoktur.”

“Tayyip Erdoğan için göz, kulak sizsiniz”

Tayyip Erdoğan için el, göz, kulak, ayak sizsiniz. Başbakanımız için sizsiniz, siz varsanız elimiz ayağımız gözümüz var.

Kollarını sıvayıp işe girişen her idareci benim yol arkadaşımdır.” Demişti.

Etkililerin ve yetkililerin bu çağrıya kulak vermeleri bir insanlık, bir yurttaşlık görevi olmalı..

Siyasetçilerde görünmez oldu...

Siyasetçiler seçim gezilerinde özellikle fakir aileleri ziyaret eder, onlara isimlerinin yer aldığı, partilerinin isim ve logolarını ifade eden torbalar içinde birtakım hediyeler verirlerdi. Şimdilerde görünmez oldular. Bunlardan birinin de bu evde bir hediyelik eşya poşeti var...

Zor Durumda Olanlara Yardım Etmeliyiz?

Zor durumda kalmış birine yardım eli uzatmak hem bir insanlık gereği hem de dinimizin bir emridir. İnsanlara yardım etmek, insanı yüceltir, ulvî duygular tattırır. Malından yoksullar için harcayamayanlar, Zamanla cimrilik hastalığına yakalanır, hayatını kolaylaştırması için kazandığı parayı kendisi ve çocukları için bile harcayamaz hale gelir.

Böyle kimseler paranın kulu kölesi olurlar.

Başkasına yardım eli uzatanlar olgunlaşır, erdemli insan olurlar. Böyle kimseler Allah tarafından sevilir, İnsanlar ona saygı gösterirler. İnsanı küçülten, alçaltan davranışların temelinde mala ve paraya aşırı düşkünlük ve bencillik önemli yer tutar. İslam dini yardımlaşmaya teşvik etmekle Müslümanları yüce, olgun insanlar haline getirmeyi amaçlamaktadır. 

Dinimiz, fakirlere, muhtaçlara, kimsesizlere, öksüz ve yetimlere yardım etmeyi ısrarla emretmiştir. Öyle ki zerre miktar inancı olan kimseler, bu emirlere kayıtsız kalamaz, fakirler ve yetimler ihtiyaç içerisinde kıvrım kıvrım kıvranırken, rahatça yiyip içemez.

Yetimlere iyilik yapılmasını, iyi davranılmasını emreden, yetim malı yemeyi yasaklayan ayet-i kerimelerden bazılarına mealen bakalım:

-Sen yetim iken O seni barındırmadı mı?

- Sen yolunu şaşırmış bir kavmin içinde iken O sana yol göstermedi mi?

- Sen yoksul iken O seni zengin kılmadı mı?

- Sen yetime kötü davranma.

- Sakın yetime kötü davranma.

- Bir şey isteyeni azarlama.

-Rabbinin nimetini yâd et. (Duha suresi/6-11)

-Rüştüne erinceye kadar yetimin malına yaklaşmayın-Onu korumak ve arttırmak gibi

 Daha güzel bir şekilde olursa başkadır. Ahdi de yerine getirin. Muhakkak ki ahiden dolayı mesuliyet vardır..” (İsra Suresi/34)

Yetimlere bakmaya ve onların ihtiyaçlarını gidermekle ilgili o kadar çok Hadis-i Şerif vardır ki, bu Hadis-i Şeriflerden haberdar olan bir Müslüman’ın yetimlere karşı kayıtsız ve lakayt kalması mümkün değildir.

Şimdi bu Hadis-i şeriflerden bazılarına bakalım:

Ebu Hüreyre’den (r.a.) Resulullah’ın (a.s.m.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.. “Yetimini işleriyle ilgilenen kimse, ister yetimini yakınlarından olsun, ister yabancılardan olsun, (orta parmakla işaret parmağını göstererek) benimle Cennet’te şu iki parmak gibi beraber bulunacaktır.” (Ebu Davud, Edep:123)

Hz. Ebu İmran (r.a.) rivayet ediyor: yetimi kendine yakın tut. Başını elinle okşa ve onu sofrana oturt. Böyle yaparsan kalbin yumuşar ve hacetin görülür.” Ramuz, c. 1/22-7)

Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivayet edilen hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) : “Müslümanlar içinde ev yönünden hayırlı olanı yetimlere iyilik eden evdir. Müslümanların en şerli evi de yetime kötülük yapılan evdir” buyurdu. (Tergib ve Terhib, c. 5/170-10) 
 

Fakirlere yardım...

Fakirlere yardım etmek, onların ihtiyaçlarını gidermek, İslamiyet’in en çok üzerinde durduğu hususlardan birisidir. Zekât verilecek sınıflardan birisi de fakirlerdir.

Fakirlere yardımda bulunurken veya o istediğinde verecek durumda değilken, çok dikkatli ve nazik davranmalı, fakirler gücendirilmemelidir. Onlara her zaman güzel söz söylenmeli, hatta verirken onlara teşekkür etmek ihmal edilmemelidir. Zira onlar Allah’ın bir emaneti olan mallardan dolayı Allah’ın emrini yerine getirmeye vesile olmakta, kendilerini o yükten kurtarmaktadırlar.

Fakirlere yardımla ve şayet verecek durumu yoksa güzel söz söylemekle ilgili ayeti-i kerimelere mealen bakalım:

“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışlara hakkını v er. Malını israf ederek saçıp savurma.” (İsra suresi/26)

“Eğer onlara verecek bir şey bulamayıp da Rabbinden bir rahmet aramak için yüzünü onlardan çevirmek zorunda kalırsan, bari onlara güzel bir söz söyle.” (İsra/28)

Dula, fakire, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekle ilgili Hadis-i Şeriflerden bazılarına bakalım:

Safvan bin Süleym’in (r.a.) rivayet ettiğine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: “Dul kadın ve yoksul kimselerin geçimlerini üzerine alan bir Müslüman, Allah yolunda cihat eden mücahit gibi yahut gündüzleri oruçla geceleri de ibadetle meşgul olan kimse gibidir.” Buhari, Edeb: 25)

Cabir (r.a.) der ki: Hz Peygamber (s.a.v) : “Müslüman yoksulu doyurmak Allah’ın rahmetini gerekli kılan güzel amellerdendir.” Buyurdu. (Tergib ve Terhib, c. 2/372-9)

Sadakayı gizlice vermek...

İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunurken, sadaka verirken, hiç kimseye sezdirmeden gizlice vermek faziletli bir davranıştır.

Ümmü Seleme (r.a.) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

Yapılan iyi işler insanı kötülüğe düşmekten korur. Gzilice sadaka vermek Allah’ın gazabını söndürür ve sıla-i rahim ömrü uzatır. Her iyilik sadakadır. Dünyada iyilik sahipleri ahrette iyiliğe mazhar olurlar. Dünyada kötülük yapanlar ahrette de kötülükle karşılaşırlar. Cennete ilk girecekler iyilik yapanlardır.” (a.g.e., c.2/323-5)

İslam büyükleri, Resulullah’ın (s.a.v) tavsiyesi ışığında yardımda bulunurlarken gizlice yardım ederlerdi. Hz. Ömer (r.a.) devlet reisi iken sırtında çuvalla erzak taşır, kimliğini açıklamadan onu fakirlere veriri, hatta kendi eliyle onlara yemek pişirirdi.

İmam Zeynelabidin Hazretleri, yüzünü kapatarak geceleyin Medine de fakirlerin evlerine yiyecek taşırdı. Fakirler yardım yapanın Zeynelabidin hazretleri olduğunu, ancak o vefat edipte artık kapılarını çalan olmayınca anlamışlardı.

Kuran’da en ağır sure Maun suresidir:

Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Era'eytellezî yükezzibü biddîn
2- Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm
3- Velâ yehüddü alâ ta'âmilmiskîn
4- Feveylün lilmüsallîn
5- Ellezîne hüman salâtihim sâhûn
6- Ellezîne hüm yürâûne
7- Ve yemne'ûnelmâ'ûn.

Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Gördün mü o dine yalan diyeni?
2- İşte yetimi itip kakan odur!
3- Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
4- Fakat veyl o namaz kılanlara ki, 
5- Namazlarında yanılmaktadırlar.
6- Onlar ki, gösteriş yaparlar. 
7- Ve yardımlığı sakınır (zekâtı vermezler).

Belediyelerin ve bazı hayır müesseselerinin, fakirlere gıda ve erzak yardımı yapmaları, aşevleri yapıp yemek dağıtmaları güzel bir davranıştır. Ancak bu yardımlar onları rencide etmeden yapılsa daha iyi olur.

***

Önemli Not: İlgilenecek hayırseverler için Aydoğan ailesinin adres ve telefonu:

Adres: Yıldırım Beyazıt Mahallesi Sipahi Sokak Kırıkçı Apt. No:17/2 Çubuk/ANKARA

Tel: 0 545 220 78 60

dscn3474-vert.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum