Ülkemizin en önemli yeraltı yazarlarından ve modernizm eleştirmeni Bülent Akyürek’le Çubuk’ta buluşacağız.

35 yıldır ateist olarak devam ettiği yaşantısını 3 gece üst üste gördüğü seri rüyalar sonucu değiştiren, 18 bin kitap okuyan, 20′ye yakın kitabın yazarı Bülent Akyürek bizlerle olacak.

Kimdir Bülent Akyürek diyecek olursanız;

Batı aklının ürettiği kişisel gelişimcilerin, yeryüzünü tüm hoyratlıkları ile istila ettiği bir dönemde bizi narsist, bireyci ve egoist insanlar haline getiren tüm kişisel gelişim faaliyetlerinden istifa etmeye çağıran adamdır o.

Bizi, kendi hakikatimizin pınarlarından içmeye davet eden çağdaş bir gezgin

İslam’ın öngördüğü “insan-ı kâmil” model insanının, marketlerde makarna gibi satılan kişisel gelişim kitapları ile gerçekleşemeyeceğini tek başına haykıran bir kahraman.

Bağımsız yazarlığı, sert tavırları ve benzersiz üslubu ile yeni tartışmalar başlatan, sabaha kadar televizyon ve internet başında oturduğumuz için öğle namazına bile kalkamadığımızı söyleyen bir mü’min.

Bizim bir medeniyetimiz, Batı’nın ise teknolojisi var diyen yürekli bir insan.

Ve bizi şu hakikati görmeye davet eden adamdır o:

“Bize sizin kişi başına düşen buzdolabı sayınız şu kadar, bilgisayarınız bu kadar, siz üçüncü dünya ülkesi vatandaşsınız dediler. Ben de diyorum ki; Müslüman’a göre bu böyle değil. Bize göre ailemizden biri hastalandığında bir saat içinde refakatçi olmak için hastane bahçesinde toplanan kişi sayısıdır medeniyet. Güç de medeniyet de budur. Ailenizden biri vefat ettiğinde bir saat içinde bir ölü başına düşen diri miktarıdır. Biz kendi değerlerimizde diretebilirsek bu terazi bunu tartamayacak. Onlar tank, top diyecek, biz refakatçi diyeceğiz. O zaman da oturup tekrar medeniyeti tartışacağız.”

Memleket memleket dolaşıp, şarlatanların yüzüne hakikati bir şamar gibi çarpan, yüreği büyük bir insan sizleri bekliyor olacak.

İçimizdeki öküze oha dedirtecek, bize öğle namazına kalkmanın şifrelerini sunacak.

Ne zaman mı?

20 Mayıs Perşembe günü saat 19.00’da Çubuk Halk Eğitim Merkezi’nde.

Bir maniniz yoksa geleceksiniz değil mi?