HALUK KOÇ ÇUBUK’TA...

HALUK KOÇ ÇUBUK’TA...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, CHP Çubuk İlçe Örgütü’nün kendine ait (eski Emniyet Müdürlüğü) binasının imar durumu ile ilgili incelemelerde bulunmak ve çeşitli ziyaretler yapmak için beraberindeki bir heyetle birlikte C

                   Şuayip YAMAN

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, CHP Çubuk İlçe Örgütü’nün kendine ait (eski Emniyet Müdürlüğü) binasının imar durumu ile ilgili incelemelerde bulunmak ve çeşitli ziyaretler yapmak için beraberindeki bir heyetle birlikte CHP Çubuk İlçe Örgütü’nü ziyaret etti.

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Koç, beraberinde Ankara 2. bölge Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, Ankara İl Başkanı Av. Necati Yılmaz ve Ankara İl Yönetimi üyelerinden oluşan bir heyetle birlikte CHP Çubuk İlçe Örgütü’nü ziyaret etti.

 

CHP Çubuk İlçe örgütü Başkanı Vural Çokcan verdiği brifing de, atıl durumda bulunan CHP Çubuk İlçe’ye ait (eski Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu) binanın imar durumuyla ilgili gelişmeleri anlattı. İmar durumu hakkında bilgi verdi.

 

Haluk Koç, “Ülke Ne Çekiyorsa Din Simsarlarından Çekiyor”

 

Haluk Koç partililere hitaben yaptığı konuşmada, “Mümkün olduğu kadar mücadeleye devam ediyoruz. Yaptığım görevler dolaysıyla sürekli genel merkezde bulunmak zorundayım.

 

Muhafazakârlara saygılıyım. Ülke muhafazakârlardan değil, din üzerinden siyaset yapan din simsarlarından bahsediyorum.

 

Çubuk yerleşim ve nüfus bakımından Polatlı’dan sonra Ankara’nın ikinci büyük ilçesi.. Bütün köylerine ‘Selam ün Aleyküm’ deyip, onların dertlerini, şikayetlerini ve isteklerini dinleyeceğiz.

 

Biz bu ülkeyi onlardan (iktidardan) daha fazla düşünüyoruz. Ülkenin birliği, beraberliği ve kardeşliği bizim için çok önemli.. Biz ülkemizi pazarlamıyoruz.

 

Bu çimentoyu biz kurduk, biz yaptık.

 

Ülkede hayvancılık ve tarım çökmekte.. Tarım politikası gayri milli.. Amaç üreticiyi canından bezdirmek ve birilerine rant sağlamak.

 

İnsanlar üretmiyor ve soysal yardımlar, verilen bağışlarla hayatlarını idame ettiriyorlar.

 

“Bu benim hayatım öyle veya böyle idame ettiriyorum” demekle iş bitmiyor. Kadın parası, çocuk parası, yatan hasta parası .. Bunların hepsine de ihtiyaç varsa, ‘sosyal devlet’ zaten vermek zorunda..

 

Biz daha önceki seçimler öncesi, sigorta parası dedik. Kadınlara vereceğiz dedik. Ama anlatamadık. İktidara, Siz nereden veriyorsan, biz de oradan vereceğiz dedik.

 

Türkiye nereye gidiyor?

 

Çimento ve harç sağlam..

 

Geçmişimizi inkâr etmeyeceğiz.

 

Bir emekli ömrünü nasıl tamamlayacak?

 

Köylüye, emekliye, esnafa, çiftçiye yönelik seçim faaliyetleri ile yola çıkacağız.

 

Tabii hukuk ve adalet de önemli.

 

CHP, doğrudan vatandaşın hayatına değecek neler yapacak? İşte biz onları yapacağız. Köyle irtibat kurabilecek değişik kanalları bulacağız.

 

Türkiye iyi gitmiyor Hacı,  hani biz de kötü değiliz diyeceğiz. Bu şekilde elimizden gelen gayreti sunacağız.

 

Benim için Çubuk, Elmadağ, Polatlı, Çamlıdere önemli.. Kavga etmeden, hakaret etmeden o insanları kucaklamalıyız.

 

Bizim için, karıncanın hacca gitmek için yaptığı gibi niyet önemlidir. O insanların ayağına gideceğiz.  Önyargılı olarak hareket edenlere kızmayacağız. İnsan ilişki ister, güler yüz ister, temas ister, sevgi ister. Biz bunu yapacağız.

 

Çubuk ilçesinde aynı günde 77 köye gitmiş olacağız. Ben buna inanıyorum ve inatçıyız (kötü anlamda  değil). Biz bir işi sonuna kadar takip ederiz. Köylere 5’er kişilik gruplarla gideceğiz. Yanımıza din görevlilerini de alacağız, onlarla gezeceğiz. Biz inançlıyız, dine daha çok saygılıyız.

 

Burada ezan okunuyor, namaz kılınıyorsa bunu o insanlara (Atatürk ve silah arkadaşlarına) borçluyuz.

Şimdilerde ise Müslümanlık adı altında kelle kesiliyor. Peygamberlerin emanetleri yıkılıyor ve yakılıyor.

 

Atatürk Peygamberimiz hakkında, “Dünyanın övüncü Efendimiz sonsuz tehlikeler içinde ölçüsüz sıkıntılar ve zahmetler karşısında 20 sene çalıştı ve İslam dinini kurmaya ait peygamberlik görevini yerine getirmeyi başardıktan sonra gökyüzünün ve cennetin en yüce katına ulaştı.

 

Hz. Muhammed Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Cenabı Peygamber, Hatemü’l-Enbiya olmuştur. Ve kitabı, Kitab-ı Ekmeldir...” diyerek O’na saygısını belirtmiştir.

 

Birtakım mihrakların dinsizlikle suçladıkları Atatürk, Hazreti Muhammed’in kabrinin yıkılmasını engellemiştir.

 

Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hz. Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, “Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağıya gönderirim” demiştir. Bunun üzerine Suudiler Hz. Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Bu hükümet bunu bilmiyor.

 

Türkiye’yi nereye çekmek istiyorsunuz? İslam’ı en güzel yaşayan ülke biziz. Ülkede ne yapmak istiyorsunuz?

 

Kendi içimizde (Parti içinde) birtakım sorunlar olabilir. Onları büyütürsek, küçük insan oluruz. Kendi içimizdeki yarış bittikten sonra birbirimizi kucaklamalıyız.

 

Siyaseti bırakmış, kenardaki insanları da kucaklamalıyız.

 

Eski binamızın imar durumu için Büyükşehir ile ne yapabiliriz? Düşmanlık yapmadan siyaset yaparız. Gerekirse bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek ile de görüşürüz” dedi.

 

 

Ankara 2. Bölge Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, “Biz gerçekleri anlatamıyoruz. Her başlangıç bir ümittir.

 

Çubuk İlçesi Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylarını yüzde yüz artırmış ve yüzde 20’ye yakın oy almıştır.

 

Bu nedenle Çubuk’ta yeni şeyler yapacağız. Sonuçların iyi olmasını istiyoruz ve diliyoruz.

 

Ülkede bütün bu olanları halk izliyor. Ama tepki vermiyor. Biz CHP olarak daha güçlüyüz, kalabalığız.

 

CHP İlçe Örgütü Başkanı Vural Çokcan, “CHP bir binanın bile altından kalkamıyor dedirtmeyiz. Demokratik ortamda hukuki kurallar çerçevesinde hakkımızı arayacağız.Partimize yakışır bir binayı inşallah yapacağız" dedi.

 

Eski CHP İlçe Örgütü Başkanı Ali Naci Yeşiltepe; “Partinin il ve ilçe örgütü olarak birbirimizi sevmiyoruz..Sürekli eleştiriyoruz. Tanışma ve dayanışma toplantısı yapamadık.

 

Cenazeye gitmez, düğünlere gitmezsek hiçbir şey olmaz. Heybenin gözünden nimet istiyoruz.. Çubuk’ta ekonomik sıkıntı var. Hayvancılık bitti. Tarım bitirilmek isteniyor. Fabrika yok, iş de yok.

 

CHP döneminde başlayan imam hatipliler de yok.

 

Okumuyoruz, araştırmıyoruz. Türkiye’yi seviyorsak önce bunları yapmalıyız.”

 

CHP Ankara İl Başkanı Av. Necati Yılmaz, “Biz bir zamanlar Türkiye’nin her ilinde birinci parti idik. Bu nedenle önce eski partililere ulaşalım.”

 

Halkla İlişkilerden Sorumlu Ankara İl Başkan Yardımcısı İsa Varlı, “CHP’nin din ile mesafeli olduğunu söylerler. İmam hatipleri 1924 tarihinde dinsizlikle suçladıkları insanlar (Atatürk ve arkadaşları) kurdular. O dönemde birtakım insanlar dinsiz din adamı yetiştirecekler diye imam hatiplere öğrenci göndermediler. Yetişmiş din adamları da savaşlarda şehit düşmüştü. Bu süreç 1948’e kadar sürdü..

 

Atatürk ve CHP ilk kez imam-hatip okulları ve İlahiyat fakültesini açmıştır.

 

Atatürk, “her kişi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır; orası okuldur. Diyerek 1924’ de imama hatip okulları ve ilahiyat fakültesini açmıştır.

 

Atatürk bu okullarda bilgili ve ehil insanların yetiştirilmesini istemiştir. Fakat bu reforma karşı çıkan yenileşme karşıtları bu okulların öğrenci bulamamasına neden olmuşlar ve 1930’ da kendiliğinden kapanmasına yol açmışlardır. Kapanmaya diğer bir neden olarak, refah ve modernleşme sürecinde genç nesillerin ilgisizliği de belirtilmektedir.

 

Atatürk’ten sonraki dönemde CHP 10 Şubat 1948 tarihinde toplanarak TBMM grubunda Başbakan Hasan Saka’nın önerisi üzerine İlahiyat Fakültesi ve İmam-hatip okullarını tekrar açmıştır.

 

Mustafa Kemal, Dinimizin asıl kaynağı Kurân-ı Kerim’den öğrenilmesi gerektiği üzerinde durmuştur.

 

Dinin önemine binaen de, “Din lüzumlu bir müessesedir (kurumdur), Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur” demiştir.

 

Gazi Mustafa Kemal, İmam-ı Azam’ın, “Kur’an tercüme edilebilir” görüşünü benimsemiştir. Kur’an tercüme edilemez” demek, ‘Kur’an-ı Kerim’in manası yoktur demektir” demiştir.

 

Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin Kur’an-ı ve İslam’ı iyi okuyup anlamasını ve cehaletten kurtulmasını çok istiyordu. Aydınlanma ve kalkınmanın gerçekleşmesi için bu şarttı. Sırf bu amaçla Kur’an-ı ilk kez Türkçe’ye çevirtip bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı.

 

Mustafa Kemal ve CHP Meclis’ten karar çıkartarak Kur’an-ı Kerim’in Türkçe’ye çevrilmesini sağlamıştır.

 

Atatürk,“Toplumu dinimizin asıl kaynaklarıyla buluşturmak için Kur’an-ı Kerim’i, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a Türkçe’ye çevirtmiştir.

 

Bu çeviri aynı zamanda dönemin devlet politikasıdır. İslam Dini’nde ‘ruhbanlık’ (Allah ile insan arasına aracı şahıs, din adamlığı veya dini bir kurum) olmadığından, herkesin dinini Kur’an-ı Kerim’den aracısız öğrenmesi esası vardır.

 

TBMM 23 Nisan 1923 Cuma günü, Cuma Namazı kılındıktan sonra Kur’an alayı ve Kur’an hatmi ile yapılan törenlerle açılmıştır.

 

Cumhuriyet döneminde ilk kez Müslüman Çocuğuna Din Dersleri” kitaplarıyla köy okullarında din dersleri okutulmuştur.

 

Radyo’dan Kur’an ve mevlit okunuşunun yurt sathında ilk kez yayınlanışı da yine Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Paşa tarafından gerçekleştirilmiş ve çok ilgi çekmiştir.

 

Osmanlı devrinde, genellikle anlamı bilinmeden okunup dinlenen Arapça hutbeler daha iyi anlaşılabilmesi için ilk kez Türkçeleştirilmiştir.

 

Bunları yapan insan mı dinsizdir?

 

Atatürk’ün din ile ilgili düşüncelerini ve İslam Dini’ne hizmetlerini saymakla ve anlatmakla bitiremezsiniz...

 

Bazıları sonradan imam hatip oklularını “arka bahçe” yaptılar. Bu okulların şimdiki durumlarını anlatmaya gerek yok, sizler zaten biliyorsunuz.

 

Allah’ın emri sadece başörtüsü değil.. Allah’ın emri mallarınızı haksızlıkla yemeyin, hele tüyü bitmedik yetimin hakkını yemeyin..

 

Bunlar (iktidar) birilerini zengin ediyorlar.

 

Oysa Peygamberimiz bunu yapanların cenaze namazını kıldırmamıştır. İktidar şimdiye kadar İslam’a değil, başka dinlere hizmet etti. Kiliseler her yerde pıtırak gibi çoğaldı.

 

Domuz İslam’da haram iken, bu iktidar domuzu kasaplık hayvanlar listesine almadı mı?”

 

Haluk Koç ve beraberindeki heyet alan çalışması yapmak üzere Kıbrıs Caddesi’nde işyerlerini, Perşembe Pazarı’nda ise pazar esnafı ve alışveriş yapan vatandaşlarla konuştu.

 

İlçe halkının büyük ilgisiyle karşılanan Koç ve beraberindeki heyet, Onlarla sohbet ettiler. Onların dilek istek ve şikâyetlerini dinlediler.

 

Vatandaşların ortak şikâyetleri konu başlıkları ile şöyle idi;

 

  • İlçede bu iktidar döneminde hayvancılık bitirildi. Çubuk OSB, Çubuk Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi 10 yıl geçmesine rağmen tamamlanamadı.

 

  • İlçede işsizlik had safhada.. Üniversite mezunları ve askerden terhis olan gençler işsiz. Üniversite mezunları vasıfsız işlerde asgari ücretle mecburen çalışıyorlar. İlçede fabrika neden yok?

 

  • İlçede sular içilmiyor. Su kaynakların azalıyor. Su sıkıntısı kapıda..

 

  • İlçede gençler için spor tesisleri ve kompleksleri yok.

 

  •  Pazar esnafı para kazanamamaktan dert yandı.

 

Bir yaşlı kadın Koç’a, “Oyları çaldırıyorsunuz, sahip çıkmıyorsunuz” dedi

 

Koç, “”Çubuk’ta spor alanları oldukça fazla neden şimdiye kadar yapılmamış, düşündürücü? Dedi.

 

Haluk Koç ve beraberindeki heyet eski CHP binasında incelemelerde bulundu. Bina ile ilgili imar sorunlarını çözmek için ilgili makamlarla görüşüp bu sorunu çözeceğiz dedi.

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç ve beraberindeki heyet Çubuk’tan mutlu bir şekilde ayrıldılar.

haluk-koc01-vert.jpg

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.