Uzun ve verimli bir dönem geçirmeyi ümit eden yaylacıların en büyük isteği, yaylalarına elektrik getirilmesi.

Bölgede mayıs ayı başlarından itibaren başlayan ve kasım ayının sonuna kadar süren yayla hayatı, bu yıl havaların geç ısınması ve yüksek kesimlerdeki devam eden sağanak nedeniyle bir ay geç başladı. Yaklaşık 7 ay boyunca küçük ve büyükbaş hayvanlarını yaylalarda besleyip elde ettikleri sütü, peynir ve tereyağına dönüştüren besiciler, dönem içerisinde elde ettikleri ürünlerin satışını yaparak geçimlerini sağlıyor.

Olumsuz hava şartlarından yollarının da etkilenmesine rağmen yaylalara hayvanlarıyla çıkan köylüler, uzun ve verimli bir yayla dönemi geçirmek için yaylalara elektrik istiyorlar. Çubuk İlçesi Yukarı Çavundur Yaylası'ndaki vatandaşlar elektrik olmadığı için buzdolabı, yayık, süt sağım makinesi, lamba, televizyon ve şofben gibi aletleri kullanamıyor.

"Elektrik olsa gençler de gelir"

Yaylaya elektrik getirilmesini istediklerini dile getiren Yukarı Çavundur Mahallesi Muhtarı Ahmet Kuru, şunları kaydetti:

"Elektrik olmadığı için yaylaya çıkanların sayısı her yıl azalıyor. Yeni nesil yaylaya çıkmıyor ve daha çok yaşlılarımız yayla geleneğini sürdürüyor. Elektrik olsa hem yaylaya çıkanların sayısı artar hem de üretim artar. Biz yaylaya elektrik getirilmesini istiyoruz. Bunun için her yolu denedik ama sesimizi duyan yok. Valimizin sesimizi duymasını, karanlık gecelerimize ışık olmasını bekliyoruz."

Yedi yaşından bu tarafa yaz mevsimini yaylada geçiren Abidin Yılmaz, yaylada elektrik olması durumunda daha çok ürün üreteceklerini ve elde ettikleri ürünleri satarak daha çok para kazanacaklarını söyledi.

Elektrik olmadığı için yaylada her şeye muhtaç yaşadıklarını anlatan Hatice Bostan, "Dünyaya geldiğimden beri yaylaya çıkıyoruz. Biz burada 6 -7 ay kalırız. Kar yağar yollar kapanır öyle köye gideriz. Yaylaya yeni geldik ve temizlik yapıyoruz. Yaylamızda elektrik olsa dolap, elektrikli süpürge, çamaşır makinesi getiririz. İhtiyacımız olan her şeyi getiririz. Televizyonumuz da olur. Şimdi her şeye muhtacız. Biraz yoğurt yapıyoruz hemen ekşiyor, peynir yapıyoruz hemen küfleniyor. Ürünlerimiz güzel ve iyi olsun, kokmasın diye uzun süre yıkamak zorunda kalıyoruz. Çok uğraşıyoruz" diye konuştu.

Yayla geleneğini sürdürmeye çalıştıklarını kaydeden Ahmet Bostan ise yaylalarının çok serin ve ürün alma bakımından çok iyi olduğunu ifade ederek, "Elektrik olsa çok daha fazla ürün elde ederiz ve bu geleneği, göreneği daha fazla kişi sürdürür" ifadesini kullandı.

Ulaşım eşeklerle sağlanıyor

Olumsuz hava nedeniyle yollarının bozuk olduğunu ve bu nedenle köyleriyle yayla arasındaki ulaşımı eşekler ile sağladıklarını vurgulayan Alaeddin Kılıç da "Bizim geçim kaynağımız hayvancılık olduğu için yaylaya çıkmamız gerekiyor. Havaların yağışlı gitmesi nedeniyle yaylaya bu yıl geç çıktık. Sabah, akşam yağış oluyor. Yaylanın yolu bozuk olduğundan ulaşım için genellikle merkepleri kullanıyoruz. Elektriğimiz yok sütümüz, yoğurdumuz ekşiyor. Buzdolabımız olsa ürünlerimiz bozulmadan uzun süre durabilir ve biz de daha çok satış yapabiliriz" ifadesini kullandı.

Elde ettikleri peynirleri doğal buzdolabı olarak kullandıkları taş duvardan yapılan sütlüklerde toprağa gömerek saklamaya çalıştıklarını söyleyen Hatice Söğüt, "Sabah kalkarız hayvanları sağarız ve arkasından peynir yaparız. Ondan sonra 5-6 kilogramlık tenekelere basarız. Yaptığımız bu ürüne burada kuru peynir denir. Bunun tenekesini yaklaşık 110 TL'ye satarız. Talep çok, ürünümüz elimizde kalmaz, hepsi satılır. Elektrik olsa yağ ve yoğurtta satarız" şeklinde konuştu.

Kendini bildiğinden bu tarafa yağ ve yoğurdu turanla çalkaladıklarını aktaran Habibe Eser ise "Turanla yoğurt, yağ yapıp satıyoruz. Bu şekilde geçimimi sağlıyoruz. Başbakanımızdan yaylamıza elektrik ve yol istiyoruz. Acil bir hastamız olsa merkeple ne zamana kadar gideriz. Elektrik olsa hayvanları süt makinesi ile sağarız. Makine var ama elektrik olmadığı için kullanamıyoruz" görüşünü paylaştı.

Kaynak: AA