Çubuğa Yakışan

Çubuğa Yakışan

Haber sitemizin değerli yazarların'dan Dr.Tuncay Acehan "Toplumun kanayan yarası ve en büyük cehalet örneği olan,kültür yoksunluğuna"dikkat çekti.

çubuk haber web-sitemizin değeri yazarlarından   emrullah kılıç   hoca'nın yoz   ve   kaba   müzik   üzerine   yazdığı   şu   yazıyı   okuduğumda,  şöyle düşündüm: 

http://www.cubukhaber.com/author_article_detail.php?id=65

çubuk düğünlerinde icra edilmekte olan bu müzik türü, bize ait olamaz... bu müzik, anadolu insanının ruhunda maya tutmuş bin yıllık kültür ve medeniyetimizin bir ürünü olamaz... yunus'un, karacaoğlan'ın, köroğlu'nun, mevlana'nın, hacı arif'in, dede efendi'nin, saadettin kaynağ'ın, muzaffer sarısözen'in sanat inceliği ve edep hissiyatını zerre kadar içinde barındırmayan bu müzik, benim insan'ıma, çubuğ'uma, ankara'ma y a k ı ş m ı y o r ... mehter'in, misket'in, ferayi'nin, aslan mustafam'ın, fidayda'nın frekans ve içeriğinden fersah fersah uzak bu müzik, zevksizlik ve kabalığın daniskasıdır... yüz metre yakınından geçerken beni ve beraber olduğum bir çok kişiyi rahatsız eden estetik fukarası bu müziği, bir de en yüksek desibel miktarında bütün mahalleye bangırdata bangırdata yayın yapmak insan sağlığı ve topluma saygı konusunda insanın hatırına neler getirmelidir...? bir kez değil; iki kere düşünmek lazım, değil mi...? bize yakışan bu değildir...

peki... ya şu... düğünlerde havaya silah atma " m a g a n d a l ı ğ ı n a " ne demeli...?..! bilmem ki..! atmosfer boşluğuna kurşun sallanarak etrafı tedirgin etmekten başka bir işe yaramayan ve çubuk'ta herkesin bildiği, bir düzineye yakın insanı öldüren veya sakat bırakan bu saçma sapan adet'in, bu işi yapan kişilere ne zevk verdiğini gerçekten anlamış değilim...

iki hafta önce teyzemin torununun düğünü için, büğdüz köyündeydim... bir gece önceden sayısız kurşunla göğü döğdüklerini ballandırarak anlatanlara bu salgın hastalığın saçmalığını anlatmaya çalışırken, kadın ve çocuklardan meydana gelen davetlilerin içinde, ilköğretim çağında bir çocuk başladı havaya ateş etmeye... bir an kendime hakim olamadım ve bağırarak bu olayı protesto ettim... ki, bu köyde daha 7-8 yıl önce bir ailenin tek çocuğu bu aptalca adet yüzünden can vermişti... yaşananlardan ders almamak , insanın cehaletinden mi,, yoksa azgınlığından mı kaynaklanıyor ? artık ona siz karar verin... benim çubuğumun insanına yakışmıyor, böyle densizlikler...

düğünden dönerken, cumhuriyet mahallesinde bir başka düğüne düştü yolumuz... o düğün yerinin dikkat çeken bir yerine kocaman bir pankart asılmıştı: "düğünümüzde silah atmak yasaktır" ... bu jest, bu duyarlılık, ailece çok hoşumuza gitmişti, ama o düğün sahipleri de yolu tamamen trafiğe kapatmışlardı... bu da, magandalığın, toplumun hak ve hukukunu hiçe saymanın bir başka türü olmalıydı... yakışmadı be çubuklu kardeşim, yakışmadı... hani şimdi nasıl diyorlar: şık olmadı...

o akşam, bir de asker uğurlama konvoyuna rast geldim: gençler bellerine kadar taksilerden sarkarak, trafiği tıkayarak nümayiş yapıyorlardı... ama kendi insanlarının ve halkının hakkına tecavüz ederek... kimseyi rahatsız etmeden, medeni ve seviyeli bir şekilde eğlenmeyi veya bir olayı kutlamayı ne zaman öğrenirsek, işte o zaman derim ki: çubuğa yakışan budur... 16,8,2007

Bu yazı toplam 11 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum