Öğretmeni'nin desteğiyle derslerde öğrendiğini uygulamaya geçiren ve 1,5 yıldır rölyef eserler üreten hizmetli, "iğneyle kuyu kazmak" olarak tanımladığı sanata ilişkin tablolarını sergilemek istiyor.

Çalıştığı lisede derslere giren hizmetli "rölyef sanatçısı" oldu - ANKARA

Çubuk Anadolu İmam Hatip Lisesinde görevli Ömer Arıkan (50), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2011 yılına kadar belediyede çalıştığını söyledi.

Belediyenin cenaze hizmetleri biriminde yoğun çalıştığı için kendine fazla zaman ayıramadığını belirten Arıkan, 2011'de getirilen bir düzenlemeyle Anadolu İmam Hatip Lisesine geçtiği bilgisini verdi.

Okulda mesaisinin hafta içi günlerde 08.00-17.00 saatlerinde olduğunu dile getiren Arıkan, bundan artan vaktini değerlendirmek için arayışa girdiğini bildirdi. Kendine en uygun uğraşı, çalıştığı okulda bulduğunu vurgulayan Arıkan, şöyle konuştu:

"24 yıl yoğun olarak çalıştığım belediyeden ayrıldıktan sonra kendimi hizmet anlamında boşlukta hissettim. Belediyede gecemiz gündüzümüz yoktu ama şu anda sanata veya başka bir şeye ayıracak boş vaktimiz oluştu. Okulda, Selver Kasdallı isimli hocamız öğrencilerine rölyef sanatını öğretiyordu. Ben de öğrenmek istedim. Kendisinden rica ettim ve derslere girdim. Bu şekilde sanatla ilk buluşmam geç de olsa gerçekleşti. Yaptığım rölyef eserler, öğretmenlerimiz ve arkadaşlarım tarafından beğenildi. Çubuk'taki festivallerde kültür ve sanat stantlarını büyük bir hayranlıkla izliyordum. Belediyeden ayrılınca ve böyle bir sanatla uğraşınca ben de usta sanatkarlar gibi 1,5 yıldır festival için hazırlanıyorum. Festivalden sonraki hedefim ise sergi açmak ve bu sanatı başkalarına öğretmek olacak."

Arıkan, rölyefin çok zor ve titizlik gerektiren bir sanat dalı olduğunu anlattı.

Emekliye ayrılınca küçük bir atölye açmayı planladığını söyleyen Arıkan, "Rölyef sanatı, iğneyle kuyu kazmanın ta kendisidir. Yaptığımız her şey, iğne ve bilek gücüyle ortaya çıkıyor" ifadesini kullandı.

Kimi zaman bir eser için saatlerce hatta günlerce uğraştığına dikkati çeken Arıkan, bu sanatın en zor yanının, parmaklar uyuşuncaya kadar çalışmak olduğunu sözlerine ekledi.